21 Ocak 2011 Cuma 02:00:00
Uzun süredir tartışılır, bölüm fakülteleri mezunlarının öğretmen olabilmeleri için okudukları ek bir buçuk yıl, adil mi değil mi?
Bu soru her zaman gündemi meşgul etmeye aday. Eğitim fakültelerine gidenler ve öğretmenlik hakkı elde edenler, “Biz, üniversite sınavında puanı yüksek olan eğitim fakültelerini tercih ettik ve öğretmen olduk. Üniversite sınavında, eğitim fakültelerinden daha düşük puan olan bölüm fakültelerini tercih edenler neden öğretmen olu-yor?” diye soruyorlar.
Bu sorunun haklı yönü var elbette.
İlk aşamada başarı kazınılmış ve o başarının gereği de yerine getirilmiş. Ancak burada kesin, net çizgilerin bulunması mümkün değil.
Birincisi, üniversite sınavında türlü sebepler nedeniyle eğitim fakültelerini kazanamayıp bölüm fakültelerini kazanan ve öğretmen olmak isteyen öğrencilere bir şans daha tanınması gerekir. Hayatta herkes ikinci şansı, hatta üçüncü, dördüncü, beşinci şansı hakkeder zira.
Bir de eğitim fakültesinden mezun olan herkes iyi bir öğretmen olacak demek mümkün değil. Bölüm fakültesinden mezun olup da formasyon alıp iyi öğretmen olan örneklere rastlamamız da mümkün.
Bu konu nereden açıldı?
2010 yılının Haziran ayında Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nden mezun olan bir “öğretmen aday adayı”nın elektronik mektubu beni düşünmeye sevk etti.
Elektronik mektupta şöyle deniyordu:
“AKÜ’nün 2010 yılı toplam öğrenci sayısı :31 bin 913
Fen-Edebiyat öğrenci sayısı :4 bin 323
Bu fakültenin formasyon alması gereken bölümleri:
Biyoloji-Coğrafya-Çağdaş Türk Lehçe Edebiyatı-İstatistik-Kimya-Matamatik-Sosyoloji-Tarih-Türk Dili Edebiyatı ve diğer bölümler.
Bu bölümlerin hem normal hem de 2.öğrenimleri var.
Çevremizdeki tüm Üniversiteler formasyon verip mezunlarını mağdur etmiyorlar.
Konya-Uşak-Kütahya-Aydın-Isparta- Denizli Üniversitelerinde var. Afyonkarahisar’da yok.
Mezun olan kişiler başlarının çaresine bakmaya çalışıyorlar üstelik zor şartlarda. Zira her Üniversite kendi mezunlarına öncelik veriyor.
Bizim çocuklarımız da şehir şehir dolaşarak ön kayıt yaptırıp formasyona hak kazanmaya çalışıyorlar.
Tabii imkanlar ölçüsünde. Mezuniyet puanları tutup formasyona hak kazananlar imkanları varsa 1000-5000 TL arasında bedellerle hem de taksit imkanı sağlanmadan bu işin içinden çıkmaya çalışıyorlar.
Bizler de bekliyoruz. AKÜ mağdur olan binlerce mezunlarını ne zaman sevindirecek diye.”
Elektronik mektupta yazan telefon numarasını aradığımda ilgili kişinin, Adıyaman, Kars ve Uşak’ta formasyon için başvuruda bulunduğunu ama listeye giremediğini anladım.
Bununla birlikte AKÜ yetkililerinin de ilk aşamada yapacağı bir şey görünmüyor.
Çünkü defalarca Yüksek Öğrenim Kurulu’na formasyon için yazı yazılmış, ancak gelen cevapta “Talebiniz uygun görülmedi” denilmiş.
Burada asıl mesele, AKÜ’nün formasyon talebinin YÖK tarafından neden uygun görülmediğidir, kanaatimce.
Uzun süredir tartışılır, bölüm fakülteleri mezunlarının öğretmen olabilmeleri için okudukları ek bir buçuk yıl, adil mi değil mi?
Bu soru her zaman gündemi meşgul etmeye aday. Eğitim fakültelerine gidenler ve öğretmenlik hakkı elde edenler, “Biz, üniversite sınavında puanı yüksek olan eğitim fakültelerini tercih ettik ve öğretmen olduk. Üniversite sınavında, eğitim fakültelerinden daha düşük puan olan bölüm fakültelerini tercih edenler neden öğretmen olu-yor?” diye soruyorlar.
Bu sorunun haklı yönü var elbette.
İlk aşamada başarı kazınılmış ve o başarının gereği de yerine getirilmiş. Ancak burada kesin, net çizgilerin bulunması mümkün değil.
Birincisi, üniversite sınavında türlü sebepler nedeniyle eğitim fakültelerini kazanamayıp bölüm fakültelerini kazanan ve öğretmen olmak isteyen öğrencilere bir şans daha tanınması gerekir. Hayatta herkes ikinci şansı, hatta üçüncü, dördüncü, beşinci şansı hakkeder zira.
Bir de eğitim fakültesinden mezun olan herkes iyi bir öğretmen olacak demek mümkün değil. Bölüm fakültesinden mezun olup da formasyon alıp iyi öğretmen olan örneklere rastlamamız da mümkün.
Bu konu nereden açıldı?
2010 yılının Haziran ayında Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nden mezun olan bir “öğretmen aday adayı”nın elektronik mektubu beni düşünmeye sevk etti.
Elektronik mektupta şöyle deniyordu:
“AKÜ’nün 2010 yılı toplam öğrenci sayısı :31 bin 913
Fen-Edebiyat öğrenci sayısı :4 bin 323
Bu fakültenin formasyon alması gereken bölümleri:
Biyoloji-Coğrafya-Çağdaş Türk Lehçe Edebiyatı-İstatistik-Kimya-Matamatik-Sosyoloji-Tarih-Türk Dili Edebiyatı ve diğer bölümler.
Bu bölümlerin hem normal hem de 2.öğrenimleri var.
Çevremizdeki tüm Üniversiteler formasyon verip mezunlarını mağdur etmiyorlar.
Konya-Uşak-Kütahya-Aydın-Isparta- Denizli Üniversitelerinde var. Afyonkarahisar’da yok.
Mezun olan kişiler başlarının çaresine bakmaya çalışıyorlar üstelik zor şartlarda. Zira her Üniversite kendi mezunlarına öncelik veriyor.
Bizim çocuklarımız da şehir şehir dolaşarak ön kayıt yaptırıp formasyona hak kazanmaya çalışıyorlar.
Tabii imkanlar ölçüsünde. Mezuniyet puanları tutup formasyona hak kazananlar imkanları varsa 1000-5000 TL arasında bedellerle hem de taksit imkanı sağlanmadan bu işin içinden çıkmaya çalışıyorlar.
Bizler de bekliyoruz. AKÜ mağdur olan binlerce mezunlarını ne zaman sevindirecek diye.”
Elektronik mektupta yazan telefon numarasını aradığımda ilgili kişinin, Adıyaman, Kars ve Uşak’ta formasyon için başvuruda bulunduğunu ama listeye giremediğini anladım.
Bununla birlikte AKÜ yetkililerinin de ilk aşamada yapacağı bir şey görünmüyor.
Çünkü defalarca Yüksek Öğrenim Kurulu’na formasyon için yazı yazılmış, ancak gelen cevapta “Talebiniz uygun görülmedi” denilmiş.
Burada asıl mesele, AKÜ’nün formasyon talebinin YÖK tarafından neden uygun görülmediğidir, kanaatimce.