Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

ANARKEN ANLAMALIYIZ

Ebediyete uğurlayışımızın 84’üncü yıldönümünde büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz milletçe, Allah rahmet eylesin.
Bize göre, Milletimiz açısından Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşı ile doğu ve güneydoğu bölgesinde yıllardır yürüttüğümüz mücadelenin, 15 Temmuz darbe girişimine karşı milletçe yazılan destanın hiçbir farkı yoktur. Bunların hepsi de milletimizin yedi düvele karşı verdiği istiklal ve istikbal mücadeleleridir. Türkiye’nin kimsenin toprağında gözü yoktur, bizim tarihimizde sömürgecilik utancına asla rastlayamazsınız. Tam tersine bizim ecdadımız gittiği her yeri mamur etmiştir.
***
Türkiye Cumhuriyeti gökten zembille inmiş bir devlet değildir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve bugünkü Cumhuriyetimizi bizlere armağan eden birbirinden önemli tarihi şahsiyetler de nevzuhur askerler ya da devlet adamları değildirler. Kökleri tarihin derinliklerine uzanan yüce bir milletin, büyük bir medeniyetin temsilcileridir onlar. Şayet 19 Mayıs 1919’u, 23 Nisan 1920’yi, 29 Ekim 1923’ü; mesela 1071 Malazgirt Zaferi’nden, 1299 Osmanlı’nın kuruluşundan, 1453 İstanbul’un fethinden ayrı görürsek çok büyük bir yanlışa düşeriz. Bunların hepsi de birbirinin devamıdır, hepsi bizimdir, hepsi bize aittir.
Atatürk’ün hayran olduğu tarihi şahsiyetlerden en başta geleninin Fatih Sultan Mehmet olduğunu nasıl görmezden gelebiliriz? Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, Atatürk’ün Nutuk’ta atıfta bulunduğu “Yeni Türkiye” hedefinin uzağına nasıl konumlandırabiliriz? Bu hataları yapmak ne büyük mantıksızlık olur, öyle değil mi?
***
Fatih Sultan Mehmed tebdili kıyafet ile halk arasında yaptığı gezinin ardından “Bu milletle değil İstanbul’u, cihanı fethederim” demişti. Fatih gibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk de, milletine sonsuz inanç ve güven besliyordu. İşgal donanmaları İstanbul’a demir attığında, herkes umutsuzluğa kapılırken “Geldikleri gibi gidecekler” diyecek gücü, milletine olan inancından alan Gazi Mustafa Kemal Atatürk değil miydi?.
***
Fatih’in, Atatürk’ün, tarihimizin diğer tüm büyük şahsiyetlerinin bugünlere miras bıraktıkları mesajları halen anlamayanları gördükçe üzülmemek elde değil. Küçük siyasi çıkarları uğruna, ülkelerini, milletlerini, devletlerini, Gazi’nin emaneti olan yeni Türkiye’yi karalamanın, itibarsızlaştırmanın, hedef haline getirmenin peşinde olanlar, ne büyük bir hatanın içerisinde olduklarını farkında değiller.
Bugün dualarla, rahmet dilekleri ve minnet duyguları ile andığımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk, muasır medeniyetler seviyesine çıkma hedefini tam bağımsızlıktan hiçbir zaman ayrı düşünmemiştir. Atatürk, barışın ve huzurun şartı olan bağımsızlığı siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve benzeri hususlarda tam serbestlik olarak tanımlar.
Atatürk’ü ve Türkiye’yi geçmişten koparmaya çalışanlara izin vermemeli, bir dönemi kötüleyip, bir dönemi el üstünde tutmaya çalışanlara inat “O da bizim, o da bizim” diyerek hepsini birden sahiplenmeliyiz.
Bu kapsamda 10 Kasım’lar yas ve matem günü değil, anlamaya, idrak etmeye, özümsemeye, yeniden doğuşun temel ilkelerine sahip çıkmaya vesile olmalıdır.
Herşeyi aynı düşünecek, hepimiz aynı yolu tutacak değiliz belki… Ama buluşma noktalarımızı, ortak değerlerimizi körü körüne harcamamalıyız. Geçmişimizin dileği de budur, geleceğimizin teminatı da…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti