Bayramlaşma – Kocatepe Gazetesi

15 Kasım 2011 Salı 02:00:00
  Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Kurban Bayramı dolayısıyla Afyonkarahisar’ın hemen hemen bütün ilçelerini ziyaret etti. Vatandaşlarla bir araya gelen Bakan Eroğlu’nun hızı ve porformansı, her zamanki gibi gazetecileri yordu. Genelleme yapmayayım, ama ben Bakan Eroğlu’nun hızına yetişemedim açıkçası.
Buraya kadar güzel, fakat bayramlaşma merasimlerinin Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bayramlaşması mı, yoksa devletin vatandaşla bayramlaşması mı olduğu konusunda kafam karıştı.
Son örneklerden yola çıkayım: Örneğin Bayat’ta Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun Öğretmenevi’ndeki bayramlaşmasında il protokolünün yöneticileri, daire müdürlerinin yanı sıra Adalet ve Kalkınma Partisi’nin il yöneticileri bulunuyordu. Milletvekili olarak da yalnızca Halil Ürün, bayramlaşmada yer aldı.
Bolvadin’deki durum biraz daha farklıydı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafı önünde Bakan Eroğlu’nun yanı sıra il yöneticileri, Adalet ve Kalkınma Partisi il yöneticileri, Bolvadin Belediye Başkanı, halkın bayramını kutladı. Kutlamadaki ilk konuşmayı da Adalet ve Kalkınma Partisi Bolvadin İlçe Başkanı Carullah Kolay yaptı.
Konuşmalar, dönüp dolaşıp Adalet ve Kalkınma Partisi’ne geliyor, son 8 buçuk yılda Türkiye’nin geçirdiği değişim anlatılıyordu. Devlet yöneticisi ya da partili yönetici, fark etmiyor, bütün konuşmaların yolu, “istikrardaki başarı”ya çıkıyordu.
Bakan Eroğlu da konuşmalarında, Adalet ve Kalkınma Partisi’nden önceki hükümetlerin icraat yapmadığından, 3 Kasım 2002’den sonraki hükümetlerin ise icraat iktidarları olduğundan bahsediyordu. Ve salonu dolduranların göğüslerinde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin rozetleri bulunuyordu.
Kafamın karışıklığı bundan…
Bu bayramlaşmalar devletin milletle kucaklaşması ise, milletteki her görüşten vatandaşın yaklaşımları dikkate alınacağından genel “birlik ve beraberlik” mesajları verilebilirdi. Kurban Bayramı’nın birinci günü il protokolünün Huzurevi, Emniyet, Jandarma, Hastane, Yetiştirme Yurdu ziyaretleri birlik ve beraberlik ruhu için güzel örneklerdi. Hükümetin icraatlarını anlatılması, devlet tören geleneğine aykırıydı.
Bu bayramlaşmalar bir partinin, partililerle bayramlaşması ise, il yöneticilerinin de bu konuda bilgilendirilmesi, yine il yöneticilerinin siyasi iktidara bu kadar yakın durmaktan imtina etmesi gerekiyordu. Çünkü bana göre devlet geleneği “Yaşa, var ol, bravo” sesleriyle sekteye uğrar, devlet geleneği parti geleneği hâline dönüşür.
***
Bir başka not: Bolvadin’deki temel atma töreni ve açılışlarla ilgili. Bakan Eroğlu’nun son dönemde katıldığı toplantıların coşkudan en yoksun olanıydı. Salonda, lise ve ilköğretim öğrencilerinin getirilmesine rağmen boşluklar dikkat çekiyordu. Bir-iki tezahürat ile ne söylendiği dinlenmeden, sırf cümle bitti diye tutulan alkış dışında herhangi bir his emaresi bulunmuyordu.
***
Bugünlük son notum, Adalet ve Kalkınma Partisi İl Gençlik Kongresi 3’üncü Olağan Kongresi ile ilgili. Eski Başkan Mustafa Dener’in, saygılı ve kararlı konuşması takdir toplarken yeni başkan Mustafa Uslu’nun da Dener’in izinden gideceği gözlendi. Ancak itirazım, Kongre usulüne. Kongre’yi yöneten Divan’a yeni yönetim listesi önerildikten sonra, zannettim ki göstermelik de olsa bir seçim yapılacak. Ama olmadı. Yeni yönetim listesinde yer alanların isimleri okundu. Hepsi sahneye davet edildi. Sonra da basın mensuplarına poz verildi. Basın mensuplarına verilen pozun ardından da herhangi bir sandığa, seçime rastlamadım. Sürekli demokrasi vurgusu yapan bir partinin atamayı çağrıştıran bir “seçim”le görev vermesi tuhaf ve çelişkili. Tam demokrasiyi Türkiye’de zaten bulamıyoruz da en azından göstermelik bir ikinci liste, 3-5 sandık, oy pusulası bekliyor insan.
Bu arada 5 milyon 600 bin üyesi olduğu belirtilen, dünyanın en büyük partisi olduğunu söylenen bir partinin İl Gençlik Kolları Kongresi’nde “gençler”den ziyade “kendini genç hissedenler”in coşkusu dikkat çekti. 5 milyon 600 bin üyeden 1 milyonunun genç olduğu bir partinin İl Gençlik Kongresi’nde gençler neden coşkusuzdu, çok merak ettim.