Nöbetçi Eczaneler
6 Haziran Pazar günü Sinanpaşa ilçesi Güney Beldesinde Belediye Başkanlığı seçimleri yapıldı. 8 adayın katıldığı yarışta Güney Beldesi halkı AKP’li aday Erol Karabacak’ı belediye başkanı olarak seçti. Seçimi kazan Erol Karabacak’a başarılar dileyip, seçim vaadlerinin takipçisi olacağız.
Yaşanan onca olumsuzluğa rağmen AKP’nin vatandaş nezdindeki kredisinin henüz tükenmediğini söylemek doğru olur sanırım. AKP, seçimi kazanmak için her şeyi yaptı. Seçim öncesi beldeye gittiğimde bütün adayların harıl harıl çalıştığını gördüm. Ancak bir aday için sadece kendisi, yakınları, partisi değil devlet de çalışıyordu. AKP devletin bütün imkanlarını buraya yığmıştı. AKP’liler kendi kapattıkları beldede seçimi kazanmak için devletin bütün gücünü kullandılar. AKP 12 yıldır unuttuğu beldeyi bir anda hatırladı. Eczanenin olmadığı, mobil telefonların genellikle çekmediği beldenin ulaşım, altyapı, istihdam ve su gibi birçok sorunu için bir anda düğmeye basıldı. Beldenin girişinde Devlet Su İşlerinin kamyon ve greyderi, iş makineleri, kamyonlar, traktörler, asfalt makineleri boy gösteriyordu. Kimisi kaldırım taşı döşüyor, kimisi asfalt seriyor, kimisi kanalizasyon için kazıyor. İlçe kaymakamı Kübra Demirer adeta siyasi parti temsilcisi gibi AKP adayı için çalışıyor, AKP’li siyasilere eşlik ediyor. Kapandığı günden bu yana bir türlü akıllara gelmeyen Güney Beldesine bir anda Kadın Kültür Evi açılıveriyor. Güney beldesi kurulduğundan beri böyle yatırım görmediği kesin.
Vatandaş, sırf AKP “İte köpeğe muhtaç kalmasın” diye, beldenin belediye başkanlığından düşmesine seyirci kalan başkanı yeniden seçti. Neyse ki sadece Türkiye’nin gözü değil, bütün dünyanın gözünün burada olduğu(!) 2310 nüfuslu beldenin seçimi Netanyahu’ya, Merkel’e, Biden ve Amerika’ya bir ders oldu(!). AKP’li siyasetçilerin dediği gibi (inşallah bundan sonra) “Kudüs’te mazlumların yanında zalime karşı duruşumuz ve yükselttiğimiz ses daha gür çıkacak”(!).
Göreceğiz.
MUHALEFET TEPETAKLAK
Gelelim muhalefete.
Yeni kurulan Gelecek Partisi, Yeniden Refah partisi ve Komünist Parti hakkında bu seçim sonuçlarına göre yorum yapmak için çok erken.
Resmi olmayan sonuçlara göre CHP 29 oyla, son iki genel seçimde Güney ve Çalışlar köylerinde aldığı 116 ve 114 oyun çok gerisinde kalmış. İyi Parti ise benzer şekilde bu seçimde aldığı 23 oyla, son seçimde bu seçim bölgesinden aldığı 160 oyu yakalayamamış.
Elbette yerel seçimle genel seçimi birebir karşılaştırmak doğru değil. Yerel seçimlerde aday faktörü, iktidar faktörü, yatırımlar, devlet gücü gibi seçmen tercihini doğrudan etkileyen dış faktörler var.
1850 seçmenin oy kullandığı bir seçimin sonuçlarını Türkiye geneline yayarak yorumlamak çok doğru olmasa da CHP ve İYİ Parti’nin seçim sonuçlarını iyice irdelemesi gerektiği ortada. Muhalefet partileri en azından kendi seçmeninin oyunu alabilmeliydi. İktidar olmak için ekonomik sıkıntılar ve pandemi koşullarında ayyuka çıkan yetersizliklere bel bağlamak yetmiyor. Sedat Peker videolarının iktidarı düşüreceğini beklemek ise aşırı iyimserlik ya da saflık.
Muhalefet iktidarın 19 yıllık yıpranmışlığa ve yolsuzluk, yoksulluk, beceriksizlik sarmalına rağmen elde ettiği sonuçları derhal masaya yatırmalı. Birçok muhalif seçmen, bu muhasebeyi başlattı bile. Muhalefet partilerinin vatandaşa güven vermesi, iktidarın yaşattığı olumsuzluklar üzerinden değil, geleceğe yönelik vaadler, üretim politikaları ve projeleri üzerinden halka ulaşması gerekiyor. Tutarlı, vatandaşın hassasiyetlerini göz önüne alan, sorunlarını çözen bir siyaset ortaya konulmalı.
CHP sağa öykünmek yerine değil, sol, sosyal demokrat bir parti olmalı ve Altı Ok’un gereklerini yerine getirmeli. Yüzünü genel merkeze dönerek hamaset yapan politikacılar yerine, örgütün sesi olan, halkta karşılığı olan sol adaylarla vatandaşın karşısına çıkmalı. Yerelde ise bireysel başarılar ve çalışmalar yerine ekip ruhu ile örgütler yeniden ayağa kaldırılmalı, ön seçimle örgütün desteğini almış, örgütle birlikte çalışan adaylar partiye önderlik etmelidir.
Son Söz: “Başkalarının yolunda yürüyenler, ayak izi bırakamazlar.” Braundon
