11 Aralık 2014 Perşembe 02:00:00
  Ömer Vargı’nın yönettiği İnşaat filminde, inşaatın sahibi “küçük” mafyayı canlandırıyordu Ahmet Mümtaz Taylan. O zamana kadar en azından ben bilmiyordum; o filmden sonra daha çok dikkatimi çeker oldu oyunculuğu.
TRT’de yayınlanan Leyla ile Mecnun dizisindeki sıcak, Turkcell reklamındaki sevecen baba rolü ile iyice gönüllere taht kurdu Ahmet Mümtaz Taylan. Hani eli, neye değse bereketli hâle geldi neredeyse.
Ahmet Mümtaz Taylan’ı, birkaç gün önce İz Tv’de gördüm. “Farklı Rotalar” isminde bir belgesel için Brezilya’ya gitmiş; Brezilya’nın farklı iki yüzünü ortaya koymuştu.
Taylan, Brezilya gecekondularını, yani “Favela”ları anlatırken önce “şehrin terası” denilebilecek bir yerden görüntüleri izleyicilerle paylaştı; ardından da o gecekonduların bulunduğu mahallelere gitti.
Brezilya’nın kalabalık kentlerinden Rio de Jenario sokaklarında gezen Ahmet Mümtaz Taylan, hoşuna giden, aslında izlerken benim de hoşuma giden bir sürprizle karşılaştı. Sokak arasında el yapımı kolyeleri satan Brezilyalı genç, Ahmet Mümtaz Taylan’ın Türk olduğunu öğrenince, O’na bir kolye gösterdi. Kolyede Mustafa Kemal Paşa’nın 26 Ağustos 1922’de Etem Tem tarafından çekilen ve simge hâline gelen duruşu vardı.
Ahmet Mümtaz Taylan, “Bunu Türkiye’ye getireceğim” diyerek kolyeyi satın aldı.
Bizim yanı başımızda kendiliğinden “marka” hâline gelen bir simgemiz var: Kocatepe. Mazlum milletlerin gözünün içine baktığı Türkiye, o zamanki zor şartlara rağmen 7 düvele karşı gelmiş; bu karşı gelişle başarıya ulaşmıştı.
Brezilya, “mazlum”ların safında bir ülke.
Şu sıralar kimin keşfettiği tartışılan Amerika kıtasında Atatürk’ün ve Türkiye’nin “emperyalizmle savaş” açısından önemli bir konuma sahip olduğu biliniyor.
Küba’nın başkenti Havana’da, Şili’nin başkenti Santiago’da Atatürk heykellerinin bulunduğunu biliyoruz. 2003’te de Meksika’da bir Atatürk anıtı açılmıştı.
Brezilya’daki genç kolye satıcısının Kocatepe temsilini bilmesi ve Türk televizyonculara o kolyeyi göstermesi, Afyon’un “Kocatepe”yi tanıtması hâlinde, marka yapması durumunda hangi kapıların açılacağına ilişkin de bir ipucu veriyor.

SAAT 11’Dİ…

Kocatepe’yi “simge” hâline getiren o güzel fotoğrafı, Etem Tem çekmiş. Tem, gazeteci Fikret Otyam’a, “o fotoğrafı” anlatmış. İşte Ulus Gazetesi’nin 4 Aralık 1960 tarihli nüshasında Etem Tem’in söyledikleri:
“O sabah Kocatepe’de bulunuyorduk. Taaruz, şafak vakti saat beşte başlamıştı. Mustafa Kemal Paşa, günler ve geceler süren yorgunluğuna rağmen ayakta, vaziyeti adım adım takip ediyor, direktifler veriyordu. Bir ara kumandanlardan ayrıldı. Tek başına, kayalıklar arasında dalgın ve düşünceli dolaşmaya başladı. Zaman zaman sahra dürbünleriyle düşman cephesine bakıyordu… Bir aralık o kayalık tepenin ucuna geldi. Hafifçe eğilmişti. Başparmağı dudaklarının arasındaydı… Hemen objektifimi çevirdim, adeta nefes almayacak kadar bir sessizlik içinde deklanşöre bastım, resmini çektim. Saat 11’di…”

YALNIZ KOCATEPE BİLE YETER

Afyonkarahisar’ın Eski Valisi Haluk İmga, Afyonkarahisar Belediyesi, Kent Konseyi ve TOSYÖV’ün işbirliğinde düzenlenen ‘Yerel Kalkınma ve Marka Kentler” toplantısında Kocatepe’nin önemine dikkat çekmişti. İmga, 6 Mayıs 2010’da düzenlenen toplantıda bakın neler demişti:
“5000 yıllık tarihe sahip batı-doğu, kuzey-güney bölgelerin yollarının kesiştiği bu muazzez ve mukaddes toprakların Türk’ ün makus talihinin yenildiği, cumhuriyetin kazanıldığı başkomutanlık meydan muharebesine sahne olduğu unutulmamalıdır. Yalnız başına Kocatepe dahi Afyonkarahisar’ımız için muhteşem bir markadır. Sonuç itibariyle Tanrı’nın sonsuz lütfuna mazhar olmuş bu muazzez ve mukaddes topraklar üzerinde kurulmuş Afyonkarahisar’ımızı el ele vererek pırlanta gibi parlayan bir marka haline getirmek yurt içi ve yurt dışı fuarlarda birinci sınıf kalite ürünleriyle tanıtarak kalkınmasını sağlamak Valilik ve belediye olarak bizlerin görevidir.”

ŞEHİR TANITIMINA AKSAM KATKISI

Alimoğlu Kültür ve Sanat Araştırma Derneği, Afyonkarahisar’ı tanıtmak için cansiperane çalışıyor. İşadamı İbrahim Alimoğlu ile AKSAM çalışanlarına bir Afyonkarahisarlı olarak teşekkür ediyorum. Allah emeklerini yağlı etsin.
Etsin ama, bu memlekette İbrahim Alimoğlu dışında büyük işadamı, mermerci, turizmci, otel sahibi yok mu?
Konserde AKSAM, kursta AKSAM, kitapta AKSAM, dertte AKSAM, tasada AKSAM, iyi günde AKSAM, kötü günde AKSAM…
Bu dernek bir de Afyonkarahisar’a özgü simgelerin hediyelik eşya olarak kullanılmasına öncülük ediyor.
Kocatepe temsili de bunlardan biri.
Keşke diyorum, şehir merkezinde; diyelim ki Anıtpark çevresinde, diyelim ki Yoncaaltı Camii’nin arkasındaki işyerlerinden birinde, diyelim ki hastanelerin çevresinde, otellerin içinde AKSAM’a ait birimler olsa…
Kocatepe temsili de oralarda beğeniye sunulsa.

HERKESE GÖREV DÜŞÜYOR

Kocatepe’nin ülke genelinde tanıtılması mevzuunda her Afyonkarahisalı’ya görev düşüyor. Malum, Kocatepe; Çanakkale ve Sarıkamış’ın gölgesinde kalıyor. Kocatepe’nin tanıtılması, daha çok ziyaret edilmesi, bilinçlerde daha çok yer alması için sadece genel ve yerel idareler değil, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri de elini taşın altına koymalı. Basın mensupları da Kocatepe’yi gündemde tutmalı, fikir üretmeli.