Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Acil vaka hatırası – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 6 Şubat 2015 Cuma 02:00:00
  Size, başkasının yaşadıklarını anlatmayacağım. “Böyle şeyler de hep beni bulur” kabilinden, başımızdan geçen bir olayı, aslında “1 adet olayı” değil, “olaylar zinciri”ni anlatacağım. Eşim, yemek hazırlarken parmağını kesmiş. Beni aradı, akşam 18 dolaylarında. Gazeteden çıktım, eve gittim.
Bir baktım, öyle bir evde müdahale edilecek gibi değil. İçim elvermese de biraz parmağına bakmaya çalıştım, yüzük parmağının tırnaktan sonraki yaklaşık 1 santimetrelik bölümü yok. “Böyle olmaz, pansuman şart” dedim. Eşimin parmağına pamuk ile ilk müdahaleyi yaptık.
Gazeteniz Kocatepe’nin 12’nci sayfasını açtım, “nöbetçi eczaneler” duyurusunda, eve en yakın eczaneyi aradım.
-Alooo!
-Alo, iyi akşamlar; orası şu eczane mi?
-Evet o eczane.
-Nöbetçisiniz değil mi?
-Eveet!
-Pansuman yapıyor musunuz?
-Ya, yapıyoruz ama, gelmezseniz seviniriz. Pansumana ayıracak vaktimiz yok.
-Peki iyi akşamlar.
Eczaneden aldığımız bu cevap ile şaşırdık. Sahi, eczacıların bir yemini yok muydu? Olsun canım, telefona çıkan “çıraktır”… Bilmiyordur Eczacılık Yemini’ni…
Bulunduğumuz yerden, şehiriçindeki bir “tıp merkezi”ne kolayca ulaşabilirdik. Tıp merkezinin bağlı bulunduğu hastaneyi aradım bu sefer.
-İyi akşamlar. Şehiriçindeki tıp merkezinde acil müdahale yapılıyor mu?
-Beyefendi, bir dakika, hemen sorayım..
-Olur.
-Beyefendi, buradan kesin bilgi veremiyoruz, size telefon numarasını vereyim, siz doğrudan bilgi edinin.
-Tamam, teşekkür ederim.
Tıp merkezini aradık bu sefer:
-İyi akşamlar. Bıçak kesiği müdahalesi yapıyor musunuz?
-Yapamıyoruz beyefendi.
-Bu büyük bir kesik değil, domates keserken…
-Beyefendi, yeteri kadar steril malzememiz yok.
-Peki.
Allah Allah! Nasıl yeteri kadar “streril” malzeme olmaz? Hiç değilse aşı yapılıyor, iğne vuruluyor. Steril malzemesiz, bu sağlık işleri nasıl yürür?
“Bari hastaneye gidelim” dedik.
İzmir yolundaki bir hastaneye gideceğiz. Kurtuluş Caddesi’nden Çavuşbaş minibüsüne bindik. Bizim ne sorduğumuzu anlamadan cevap veren minibüs şoförü, Maliye Kavşağı’nda biz dururumuzu hatırlatınca “Yok oraya gitmez. Ben sizi şurada bırakıvereyim ya da Anıtpark’ta inin” dedi.
Ya Rabbim, sınanmak ne güzel!
Gazlıgöl Caddesi girişinde indik minibüsten. Bu sefer İzmir yolu istikametine gidecek başka bir minibüse bindik. “İki kişi ne kadar” dedim, “3 lira” dedi. Oysa, şehiriçi her mesafe 1 lira. Hidayet Amca’nın yerinden gideceğimiz yer, şehiriçi yolun yarısı bile değil. Bu minibüsçüler Afyonkarahisar’ı “Mecidiye’den önce/ Mecidiye’den sonra” diye ikiye mi böldü; çok merak ediyorum.
Neticede hastaneye varabildik. Pırıl pırıl bir hastane. Tertemiz. Çalışanlar güleryüzlü, nazikler. Meramımızı anlattık, giriş yapıldı.
Bu arada eşimin yüzük parmağına uyguladığımız pamuk da parmağa yapışmış. Evden çıkalı 40 dakika olmuş neredeyse. Acil Servis’teki hekim ve teknik görevli pansumanı yaptılar. Görece rahatladık.
Ödeme yapacağız. Deminki aydınlık yüzlü beyefendiye soruyorum:
-Ne kadar ödememiz gerekiyor?
-Sisteme bakayım efendim.
-Bakın tabii.
-42 lira efendim.
-Tamam verelim de nasıl 42 lira?
-Hastamız “yeşil kuşak” hastası. O nedenle böyle bir meblağ çıkıyor.
-Ödeyeceğiz, mecbur…

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER