Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Afyon’u kurtaracak proje – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 25 Aralık 2014 Perşembe 02:00:00
  Afyon’u kurtaracak projeyi açıklıyorum…
Ama bu satırların sonunda!
Afyonkarahisar yıllardır “kabuğu kırmak” fiilinin zaman dilimlerine göre çekimleriyle meşgul. “kabuğu kıracağız”, “kabuğu kırmak istiyoruz”, “kabuğu kırıyoruz”, “kabuğu kırmak üzereyiz”, “kabuğu kırmak için üzerimize düşeni yaparız” gibi cümlelerle seneler geliyor, geçiyor.
Fakat nasıl bir kabuksa bu, bir türlü kırılamıyor.
Kabuğun kırılmasından kasıt, şehrin tanıtılması, Türkiye genelinde Afyonkarahisar’ın en azından belirli konularda tercih edilebilirliğinin artması.
Bu doğrultuda hiç mi bir şey yapılmıyor?
Yapılıyor elbette.
Bununla birlikte çevre iller yaşanabilir iller sıralamasında, eğitim sıralamasında, ekonomik veriler sıralamasında, ilk 500’e giren şirketler sıralamasında listelerin üst taraflarındayken, Afyonkarahisar listenin “ikinci” yarısında kendine yer buluyor.
Yatırım mı gelmiyor?
Bunu böyle tarif etmek haksızlık olur. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu öncülüğünde Afyonkarahisar’a devlet yatırımı geldiğini söyleyebiliriz.
Peki ya özel sektör?
Son yıllarda özel sektör yatırımları konusunda bir hareketlenme olsa da “Aman şu firma gelirse biz işimizden oluruz” diyen bir grubun “önleyici” tedbirler aldığı da konuşuluyor.
Kabuk tam kırılacakken geri adım atılıyor.
Şehrin kabuğu kırma noktasında birçok “çıkış” noktası var halbuki.
Belçika’daki Afyonkarahisarlılar’dan tutun, termal zenginliklere kadar; mermerden tutun lokum ve sucuğa kadar…
Kocatepe’den tutun Fatih Sultan Mehmed’in komutanlarından, bir dönem Veziriazam olan Gedik Ahmet Paşa’ya kadar; Namık Kemal’den tutun Cevat Şakir Kabaağaçlı’ya kadar…
Haşhaştan tutun, kiraza, vişneye kadar…
Yelpaze geniş. Bir yerden kabuk kırılsa, gerisi gelecek.
Kabuk bir kere kırılsa, şehir “tercih edilebilir” kentler arasına girecek. Gelen memur, buraya yerleşecek, üniversite öğrencisi burada iş bulup ikamet edecek.
Ama ah o kabuk yok mu o kabuk!
Her şeyin sorumlusu sanki…
Ve şimdi açıklıyorum:
Afyon’u kurtaracak proje…
Elbette bir kabuk kırma makinesi değil.
Afyon’un ileri gitmesi için en yararlı proje, “dedikoduyu ve çekememezliği engelleme geçme” projesidir.
Havamızı temizlemek için proje üretiyoruz, çevremizi temizlemek için proje üretiyoruz, suları temizlemek için proje üretiyoruz…
Ancak dedikodu ve çekememezlikle aklımızı, gönlümüzü, ruhumuzu kirletiyoruz.
Bir kir pas içinde ne kendimiz bir başarı elde edebiliyoruz; ne de başarılı kişilerin önünü daha çok açıyoruz.
Evet, Afyonkarahisar’ın ileri gitmesi için önce dedikodudan kurtulmamız gerekiyor. Birisi bizden daha iyi bir iş yapmışsa alkışlamayı öğrenmemiz, onu geçmek için de çaba sarf etmemiz gerekiyor.
Birisi zirveye çıkarken, ayağından tutup indirme alışkanlığını bir kenara koymamız gerekiyor.
Zirveye çıkanı, zeminde değil, zirvede yalnız bırakmamaya kafa yormamız gerekiyor.
Dedikodu ve çekememezlik huylarından sıyrıldığımız anda birlik ve beraberliği sağlayacağız.
O zaman görün, nimetlerdeki rahmet ve bereketi…
İşte benim Afyon için uygulanmasını istediğim en büyük proje bu.

HAVA KİRLİLİĞİ İÇİN FARKLI GÖRÜŞLER

Hava kirliliğini önlemek için çalışmalar yapılıyor. “Afyon’da hava kirliliği yoktur. O gördüğünüz, hissettiğiniz ‘sis’tir” aşamasından, “Evet, Afyon’da hava kirliliği var. Bunun nedenlerini ortaya koyuyoruz ve bu kirliliğin oluşmaması için çalışma yapıyoruz” aşamasına geçilmesi olumlu.
Fakat “hava kirliliğini önleyelim” derken, bu cümlenin gereklerini yerine getirme konusunda sıkıntılar yaşanabilir.
Hava kirliliğini önlemek için “Konut ısınmasında doğalgaz ya da AFJET’e geçilmesini sağlamak” vurgusu öne çıkıyor.
Burada da “ikilem” karşımıza çıkıyor.
Örneğin AKSA Doğalgaz Afyonkarahisar Bölge Müdürü Murat Ceran, “Biz 51 bin konutun önüne doğalgaz getirmiş durumdayız. 33 bin abone, doğalgaza geçti” diyor.
Bazı kiracılardan “Biz ev sahibi değiliz. Mesela dolap bozuluyor, yaptırınca kira ücretinden düşmek istiyoruz. Buna bile yanaşmıyorlar. Doğalgaz tesisatının maliyeti 4-5 bin. Nasıl altından kalkalım?” diyor.
Doğalgaz şirketi de haklı, o doğalgazı evine bağlayamayan kiracı da.
Hava kirliliğinin bir önemli unsuru da kömür. Özellikle kaçak ve ucuz kömür kullanımı, hava kirliliğini artıyor.
Afyon’daki bazı kömürcüler, “Biz nizami kömürleri satıyoruz. Bize baskı yapılıyor. Ama Uşak’tan, Kütahya’dan gelen kömürcülerin sattığı kömürlere kimse bir şey demiyor” iddiasında.
Diğer taraftan bu yakınmalarda bulunan bazı kömürcülerin kaçak kömür sattığı da önü sürülüyor.
Gerçekten kafa karıştırıcı bir durum.
Her ne olursa olsun, hava kirliliğinin önlenmesi için yürütülecek proje takip edilmeli, sonuç alıcı işlemler yapılmalı.
Bu yıl geçti, kömürlükler doldu belki; fakat belki 2015 ve 2016’da temiz hava solumamız mümkün olur.

ÖNSEÇİM OLURSA/ ÖNSEÇİM OLMAZSA

Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Yalçın Görgöz’ün, 2015’teki milletvekilliği seçimleri için İl Başkanlığı’ndan istifa edip etmeyeceği merak konusu. Görgöz’ün tavrı çok açık: 2011’deki gibi bir önseçim olursa, İl Başkanlığı’ndan istifa ederek milletvekili aday adaylığını açıklayacak. CHP Parti Meclisi’nin öngördüğü gibi “Birinci sıra Genel Merkez’in, 4 kişi için önseçim yapılacak” tavrı benimsenirse, Görgöz istifa etmeyecek, İl Başkanlığı’na devam edecek.
CHP Genel Merkezi’nin tavrı, Afyonkarahisar’daki siyasete yön verecek.

TELEVİZYONLAR VERİR Mİ?

Bir siyasi partinin Genel Başkanı’nı düşünün:
“Hayır” diye yürüttüğü Referandum kampanyasında oy kullanamayan…
“Parti içi demokrasi” deyip aykırı ses çıkaranları partiden ihraç eden…
İki yılda bir yönetim kadrosunu değiştiren…
Sadece yönetim kadrosunu değil partisinin tüzüğünü de “duruma göre” değiştiren…
Bütün bunlardan sonra da “yandaş medya” bizi vermiyor diye yakınan…
Bir Genel Başkan düşünün ki, Parti Meclisi toplantısından sonra yanındaki yöneticiye, “Biz konuştuk ama televizyonlar ne kadarını verecek onu bilmiyorum”…
Böyle bir yaklaşımın, 2015’teki genel seçimlerde yüzde 30’u aşacak bir oy oranına sahip olması mümkün mü?

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER