Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

BAYRAM SOHBETİ – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 29 Haziran 2017 Perşembe 13:01:37
 

“Ramazan Bayramı nasıl geçti?” derseniz, şöyle diyebilirim:
3 gün boyunca 10-15 dakika haricinde televizyon izlemedim.
3 gün boyunca 10-15 dakika haricinde sosyal medya hesaplarını takip etmedim.  
3 gün boyunca OdaTv ve DuvardibiTv gibi internet sitelerinin ne yazdığıyla ilgilenmedim.
Alt alta kısa cümleler kurduğum için bir Ahmet Hakan Coşkun rahatlığına, bir Yılmaz Özdil zekâsına eriştiğim zannedilmesin.
Ancak görece beynimin daha sakin çalıştığını düşünüyorum.
Bayramı bayram yapan olgulardan birisi, ziyarettir. Ben bu bayram pek ziyarete de çıkamadım.
Bir-iki aile büyüğünü ziyaret ettim sadece.
Bu ziyaretlerin birinde konu, merhum Hacı Cemal Eğretli’den açıldı. Bildiklerimizi aktardık, bilmediklerimizi öğrendik.
***
Cemal Eğretli’nin sözlerinden ve örnek kişiliğinden sonra konu, dinin layıkıyla yaşanıp yaşanmadığına geldi. Bir aile büyüğümüz aldı sazı eline, başladı tebliğe:
“Biz hakikaten Kur’an-ı Kerim’in gereklerini yaşıyor muyuz? Kendi kendimize bir şeyler yapıyoruz, ama okuduğumuz surelerle uyguladıklarımız aynı değil. Meselâ Tekâsür Suresi’ni merak ettim, Türkçesini okudum. Dehşete kapıldım. Bakın ne buyruluyor Tekâsür Suresi’nde:
Çoklukla övünme yarışı sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı. Hayır! Yakında bileceksiniz. Hayır, hayır! Elbette yakında bileceksiniz. Hayır! Keşke kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız! Yemin olsun, cehennemi mutlaka göreceksiniz! Sonra kuşkusuz onu gözünüzle ayan beyan göreceksiniz.Nihayet o gün nimetlerden elbette sorguya çekileceksiniz.
Dehşete kapıldım. Biz biriktirip çoklukla övünüyoruz. Oysa namazda ise Tekâsür Suresi’ni okuyoruz. Allah, ‘Bunları biliyordun, okuyordun da neden yapmadın’ demez mi? Allah sonumuzu hayretsin.”
***
“Kadir Gecesi’nde hocalar, basmakalıp cümleleri tekrar edip dururlar. Bin aydan daha hayırlı derler. Tamam bin aydan daha hayırlı bir gece, ama bu geceyi nasıl ihya edeceğiz. Kur’an-ı Kerim’i hayatımıza nasıl uygulayacağız? Hangi yoldan gideceğiz? Biz namaz kılıyoruz, oruç tutuyoruz, ama Kur’an-ı Kerim’e, sünnetlere uygun yaşamıyoruz ki. İbadeti şekil itibariyle ortaya koyuyoruz. Bir de günde 40 kez Fatiha Suresi okuyoruz, her namazın her rekâtında. Fatiha Suresi’nde ‘Rabbimiz! Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz’ diyoruz. Namaz bitiyor, ‘Şu Genel Müdür’ü arasam da benim işi yapsa’, ‘Şu milletvekillini araya koysam da bize torpil yapsa’ diye hareket ediyoruz. Demin ne dedik, şimdi ne yapıyoruz?”
***
“Cuma günleri, Kabe’de vaaz ve hutbe okunuyor. Arapça bilenler ne denildiğini anlıyor. Ama orada 72 milletten adam var. Arapça bilmeyenlerin de ne denildiğini anlaması gerekmiyor mu? Hacc ve Umre, Müslümanlar’ın genel bir kongresi olarak düşünülmeli. Bu genel kongre, vaaz ve hutbe de kongrelerdeki sunumlara benzer. Faydalı bilgi ve tavsiyelerden, oradaki tüm Müslümanlar yararlanmalı. Kabe’nin çevresindeki sütunlara o günkü hutbe ve vaazın birkaç dildeki çeviri yayınlansa iyi olmaz mı?”
***
“Bir tanıdığım var, 80 yaşında. Camiyi bırakmaz, hatta hocanın yanlışlarını düzeltir. ‘Şunu yanlış okudun, burada durakladın’ der. Ama Ramazan Bayramı’nda en gözde tatil beldesine gider. İyi de dini Afyonkarahisar’da başka, en gözde tatil bölgesinde başka mı yaşayacaklar? Bunu anlamak mümkün değil.”
***
Aile büyüğümüz anlattıkça anlattı. Bize de dinlemek düştü. Bayram ziyareti biterken “Sen böyle şeyler yaz aslanım” deyince, yazmak boyun borcu oldu.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER