Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Berberler “Pazar günü” uygulamasından memnun

Murat Arısoy 17 Aralık 2014 Çarşamba 02:00:00
  Günebakan’da “Berberler Pazar günü açılsın” başlığıyla bir yazı kaleme almıştım. Berberler ve Kuaförler Odası’nın Genel Kurulu’nda “Pazar günü açık kalalım” diyen berberlerin bu yazının yazılmasında etkili olduğu zannedildi.
Oysa bir vatandaş olarak, hakikaten Pazar günü açık berber bulamamaktan şikâyetçiyim. Bunu yazdım. Evet başka bilgiler de vardı o yazıda, ama o kadar da olsun değil mi?
Yazı gazetede çıktıktan sonra, 40 yaşlarında bir berber ağabeyimiz aradı. “Murat Bey, yazınız güzel ama bir de bizim açımızdan bakın. Ben 36 yaşıma kadar tatil nedir bilmedim. Sürekli çalıştım. Dükkanımda çırak yok, kalfa yok. Tek başıma ekmek paramı çıkarıyorum. Bir gün de müsaade edin, dinleneyim” dedi.
Peki, dedim, “Haftaiçi bu tatili kullansanız olmaz mı?”
Cevap verdi berber ağabey:
-Olmuyor. Biz bunu da tartıştık. Dükkanların kepengi sadece haftasonlarında ya da resmi tatillerde kapatılabilirmiş. Haftaiçi dükkanların kepenk kapatması ‘devleti topluca protesto’ya giriyormuş. Biz devletimizi seviyoruz. Tatil yapalım derken protesto eder duruma düşmek de istemiyoruz.”
Diyecek bir şey yok.
Bu telefonun hemen ardından Afyonkarahisar Berberler ve Kuaförler Odası Başkanı Ahmet Tan’la görüştüm. Ahmet Tan da benzer konulara temas etti. Tan, “Berberlerin tatil günlerinin tespit edilmesi konusunu biz berberlerimize bıraktık. Genel Kurul’da oylama yaptık. Büyük çoğunluk, Pazar günü çalışılmamasından yana oy kullandı. Denilebilir ki ‘Usta bir gün çalışmasın, o gün de kalfa işyerine sahip çıksın.’ Ama bu sefer de kalfanın izin gününü hesaplamak gerekiyor. Kalfa bir gün normal izin kullandığında, bir gün de okula gittiğinde 2 gün izin yapmış oluyor. Bu durumda berber zararlı oluyor” ifadelerini kullandı.
Tan, Pazar günü ile ilgili bir anısını da şöyle anlattı:
“Biz Pazar günü berber arkadaşlarımızın dükkânlarının kapalı olması yönündeki kararı aldığımızda, berber arkadaşlarımız tabii ki çok sevindi. Ama bir berberimizin eşi demiş ki ‘Allah, Ahmet Tan Başkan’dan razı olsun. O’nun sayesinde ailece bir kahvaltı yapabiliyoruz.’ İşte böyle de bir durum var…”
Oysa ben “Berberler tatil yapmasın” demiyorum. Yeterli personelle herkes izin günlerini güzelce yaşasın, ama ben de izin günümde tıraş olabileyim.
İstediğim sadece bu.

17 ARALIK/ 14 ARALIK

Geçen yıl Rıza Zarraf’ın “ülkeyi ele geçireceğini” konuşuyorduk, bu yıl Ekrem Dumanlı’nın.
Geçen yıl 4 Bakanlar Kurulu üyesi revaçtaydı, bu yıl Ahmet Şahin.
Geçen yıl gözaltına alınanları savunanlar, “İki ayrı iddianame birleştirilmiş. Bu hukuken kabul edilemez” diyordu.
Bu yıl gözaltına alınanları savunanlar da hemen hemen aynı konuları gündeme getiriyor.
Geçen yıl gündemdeki operasyona hemen isim bulunmuştu: Yolsuzluk ve Rüşvet.
Bu yılki operasyon, tarihten ibaret kaldı: 14 Aralık.
Geçen yıl da sabah operasyonları yapıldı; bu yıl da.
Geçen yıl 17 Aralık’tan sonra 25 Aralık operasyonu da yapılmıştı.
Bu yıl da “çifte” operasyon bekleniyor. Bir Cemaat’e, bir de genel basın kuruluşlarına.
Geçen yıl yapılan operasyona, operasyondan mağdur olduğunu iddia edenler tarafından“darbe” denilmişti.
Bu yıl yapılan operasyona, operasyondan mağdur olduğu iddia edilenler tarafından “darbe” deniyor.
Geçen yıl ayakkabı kutuları oldukça popülerdi.
Bu yıl henüz popüler hâle gelen bir nesne yok.
Geçen yıl operasyona tabi tutulan kesim tarafından “30 Mart yerel seçimlerini ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini dizayn etmeye çalışıyorlar” denilmişti.
Bu yıl operasyona tabi tutulan kesim tarafından “2015 seçimlerini ve demokratik düzeni dizayn etmeye çalışıyorlar” deniliyor.
Geçen yılki operasyonu destekleyenler, bu yılki operasyonu desteklemiyor.
Geçen yılki operasyonu desteklemeyenler, bu yılki operasyonu destekliyor.

HANGİSİNİ OKUYALIM?

Ülkede ne zaman bir “büyük” gelişme olsa farklı gazeteleri okuma ihtiyacı duyarım. 14 Aralık Operasyonu’nun ardından da aynı ihtiyacı hissettim. “Gri” rengi toplum olarak unutalı çok oldu zira. Birinin “kara” dediğine, biri “ak” diyor. Ben de bu dengeyi sağlamak için önce Cübbeli Ahmet Hoca’nın da yazdığı yeni çıkan Vahdet’i satın aldım. Vahdet’in ardından Doğu Perinçek’in başyazar olduğu Aydınlık ile Cemaat’in “bulvar” gazetesi Millet’i aldım. Her gazete, farklı bilgi veriyor; farklı vurgu yapıyor. Kafam karışmadı mı? Karıştı. Ama en azından hangi fikirlerin üretildiğini gördüm.

DEMİREL’İN ŞAPKASI BU MÜZE’DE

Afyon Lisesi, Afyonkarahisar’ın köklü kurumlarından. Binasında bile başka bir hava var. Afyon Lisesi’nin mezunları, devletin belirli makamlarına geldiler, özel sektörde de kendilerini ispatladılar. Süleyman Demirel, Ahmet Necdet Sezer, İlker Başbuğ, Veysel Eroğlu “Afyon Lisesi” denilince bir çırpıda akla gelen devlet büyükleri. Emekli Albay İsmail Özdilek’in başkanlık ettiği bir heyet tarafından düzenlenen 6’ncı Okuma Haftası ve 2’nci Kitap Şenliği çerçevesinde Afyon Lisesi’ndeki etkinliğe katıldım. Yüksek Mimar Restorasyon Uzmanı Mahmut Ülker Abi, Afyon Lisesi Müzesi’ni gezerken, hiçbirimizin yapmadığını yaptı ve Süleyman Demirel’in ünlü “fötr” şapkasını takıp fotoğraf çektirdi. Mahmut Ülker Abi’nin açtığı yoldan biz de gittik ve Demirel’in resmiyle, şapkasıyla fotoğraf çektirdik.
Afyon Lisesi’nin bu özelliğini daha çok tanıtmayı vazife edinmeliyiz. Kuşakların hatıraları, ancak farklı tanıtım biçimleriyle geleceğe aktarılabilir. Afyon Lisesi Müzesi’nin tanıtılması, aynı zamanda kentin “markalaşma”sına da yardımcı olacak

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti