Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

Bugün Kandil – Kocatepe Gazetesi

Sezer Küçükkurt 25 Mayıs 2014 Pazar 03:00:00
  Pazar günleri bu köşemizi sizlerden gelenlere ve seçme alıntı yazılara ayırıyoruz malumunuz olduğu üzere.
Biz hoca, alim değiliz. Kendi halinde bir mü’miniz. Dini konularda ahkam kesecek değiliz. Ancak bu pazarın Mirac Kandili olduğunu bilen annem, “Al, madem pazarları alıntı yapıyorsunuz, bu pazar Peygamberimizden alıntı yap” diyerek, “Sevdiklerinize gönderin… güzellikler paylaşıldıkça çoğalır…” başlığıyla hazırlanmış broşürü verdi elimize.
Talep Hacı Anne’den gelip, mevzu bahis Peygamber Efendimiz (S.A.V.) olunca bize de memnuniyetle boyun bükmek kaldı:
Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Altı şey güzeldir. Fakat şu altı sınıf insanda daha güzeldir. Adalet güzeldir, fakat ümerada (idarecilerde) daha güzeldir. Cömertlik güzeldir, fakat zenginde daha güzeldir. Verağ (haram olduğu şüpheli olan şeylerden kaçınmak) güzeldir, fakat âlimlerde daha güzeldir. Sabır güzeldir, fakat fakirlerde daha güzeldir. Tövbe güzeldir, fakat gençlerde daha güzeldir. Haya (utanmak) güzeldir, fakat kadınlarda daha güzeldir.
Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
Bana 6 şeye titizlikle uyacağınıza dair söz verin, ben de size Cennete gireceğinize dair söz vereyim.
Konuştuğunuz zaman asla yalan söylemeyin. Söz verdiğinizde sözünüzden dönmeyin. Size bir şey emanet edildiğinde emanete hıyanet etmeyin. Gözünüzü haramdan sakının (harama bakmayın). Elinizi (haramlardan) çekin. İffet ve namusunuzu koruyunuz! YA İLAHİ! Semadan yeryüzüne indirdiğin yağmur taneleri adedince, Yeryüzünde yarattığın ağaçların ve çiçeklerin yaprakları adedince, Denizlerdeki kumlar adedince, Sevgili Peygamberimiz, Muhammed (s.a.v)’e salat ve selam olsun…
ALLAH RASULÜ’NE SALAVAT
Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Allah ve melekleri Peygamber’e hep salât ederler. Ey iman edenler! Siz de O’na çokça salât edin ve tam bir içtenlikle selâm verin.” (Ahzab, 33/56)
Abdullah bin Amr (r.a)’dan gelen bir rivâyette Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: “Kim bana bir defa salât-ü selâm getirirse, bu sebeple Allah Teâlâ da ona on misli merhamet eder. O kimsenin on günahını bağışlar ve manevi derecelerini on derece daha yükseltir.” (Nesai, Sünen)
İbn Mes’ud (r.a)’dan gelen bir rivâyette Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: “Kıyamet gününde insanların bana en yakın olanları, bana en çok salât-ü selâm getirenleridir.”
Hz. Peygamber – sallallâhu aleyhi ve sellem – şöyle buyurmuştur: “Asıl cimri, yanında adım anıldığı hâlde bana salavât getirmeyen kimsedir.”
Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem – salavât-ı şerîfe’nin fazîletini bildirdiği gibi kendisine nasıl salavât getirileceğini de haber vermiştir. Abdullah b. Ebu Leyla: Bir kere Kaab b. Ucra benimle karşılaşınca şöyle dedi:
– Ey İbn Ebu Leyla! Peygamber’den işittiğim bir salat-u selamı sana hediye edeyim mi?
Bir gün Allah Resulü (s.a.v) yanımıza geldi. Bunun üzerine Ey Allah’ın Resulü! Sana nasıl selam vereceğimizi öğrendik. Fakat sana nasıl salat edeceğiz? diye sorduk. Resulullah (s.a.v), bize şöyle deyiniz buyurdu: Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kema salleyte alâ âli İbrahime. İnneke hamîdün mecîd. Allahümme barik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed.
Kema barekte alâ âli İbrahime. İnneke hamîdün mecîd.
Salavâtın Manası: (Allahım! İbrahim’in âline rahmet ettiğin gibi Muhammed’e ve âline de rahmet et. Allahım! İbrahim’in âline hayır ve bereket lütfettiğin gibi Muhammed’e ve âline de hayır ve bereket ihsân et. Şüphesiz Sen övülmeye lâyık ve yücesin.)
Demek ki, Efendimiz’e salavât getirirken Cenâb-ı Hakk’a şöyle duâ etmiş oluyoruz:
(Ya Rabbi! Rasûl-i Ekrem’in nâmını, şânını hem dünya, hem de ahirette yüce kıl. Onun getirdiği İslam dinini bütün cihâna yay ve bu dini dünya var oldukça yaşat. Ona ahirette ümmetine şefâat etme hakkı ver ve kendisine sayısız sevap ihsan eyle!)
Bir gün Übey b. Ka’b (r.a), Efendimiz – sallallâhu aleyhi ve sellem -‘e sordu:
-Ya Rasûlallah! Ben sana çok salavât-ı şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir?
-“Dilediğin kadar yap.” buyurdu.
-Duâlarımın dörtte birini salavât-ı şerîfeye ayırsam uygun olur mu? diye sordum.
-“Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.” buyurdu.
-Öyleyse duâmın yarısını salavât-ı şerîfeye ayırayım, dedim.
-“Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.” buyurdu.
-Ben yine:
-Şu hâlde üçte ikisi yeter mi? diye sordum.
-“İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için iyi olur.” buyurdu.
-Öyleyse duâya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavât-ı şerîfe getirsem nasıl olur? deyince:
-“O takdirde Allah bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar.” buyurdu. (Tirmizî, Kıyamet, 23) Hz. Peygamber Efendimiz – sallallâhu aleyhi ve sellem- buyurdular ki: Bir gün bana Cenab-ı Hakk’ın dört büyük meleği geldi. Bunlar; Cebrail, Mikail, İsrafil ve Azrail aleyhimüsselam idiler.
Cebrail (a.s) bana dedi ki: Ya Resulallah! Senin ümmetinden bir kimse size günde on defa salavat ederse yarın kıyamet gününde ben onun elinden tutar, sıratı kuşlar gibi geçiririm.
Mikail (a.s) de dedi ki: Ben o kula senin kevser havuzundan kana kana içiririm.
İsrafil (a.s) dedi ki: Ya Resullallah! O kulun affı için başımı secdeye koyarım Allahu Teala onu affetmedikçe başımı secdeden kaldırmam.
Azrail (a.s) de: Ya Nebiyallah! Sana günde on defa salâvat edenin ruhunu Peygamberler gibi kabzederim, dediler.
Bunun üzerine Hz. Peygamber Efendimiz –sallallahu aleyhi ve sellem- : Bu ne büyük lütuf ya Rabbi! Bu ne büyük ihsan Allahım! buyurduyar.
Ayet ve hadîs-i şeriflerde bildirildiği üzere salavât-ı şerîfe getirmenin pek çok faydaları vardır.
Bunları şöyle sıralayabiliriz: Salavât, Ahzâb Suresi 56. ayette belirtildiği üzere Cenâb-ı Hakk’ın buyruğuna itâattir. Salavât, günahların affedilmesine vesîledir. Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e yakın olmanın en güzel ve en kolay yolu ona salavât getirmektir. Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-, kendisine salât okuyana mukâbelede bulunur. Her salât getirenin ismi, Peygamber – sallallâhu aleyhi ve sellem – Efendimiz’e arz edilir. Salât-ü selâm okuyan kimse, Allah ve Rasûlü’nün muhabbetini diğer muhabbetlere tercih etmiş olduğu için, O’nun ahlâkıyla ahlaklanmada seviye alır, kötü ahlaktan kurtulur, fazîlete erer. Allah Teâlâ’nın rahmetinin üzerimize inmesine vesîledir. Salavât unutulan sözün hatırlanmasına sebep olur. Salavât duâların kabûlüne vesîledir. Yine salavât kıyametin o zor gününde arşın gölgesinde gölgelenmeye vesîledir.
Nitekim hadis-i şerifte şöyle buyurulur: “Kıyamet gününde üç kişi Allah’ın arşının gölgesinde gölgelenir.” 1.Üzüntülü kişinin sıkıntısını teselli eden kişi. 2.Benim sünnetimi ihyâ eden kimse.
3.Benim üzerime çok çok salavât getiren kimse.
“Rabbim cümlemizi salavâtın özüne ulaşıp, Peygamber ahlâkıyla ahlaklanmayı, O’nun 23 yıllık nübüvvet hayatından lâyıkı vechile hisseler almayı ihsan eylesin!…”

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti