Ben diyeyim 5 sene önce, siz deyin 7 sene önce… Zaman Gazetesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kaynaklarına dayandırarak “müthiş” bir haberi taşımıştı sütunlarına: Bundan böyle kış saati uygulaması yapılmayacaktı.
“Bundan böyle”nin tarihi tam olarak kestirilemezse de ‘Birkaç yıl’ içinde saatlerin ileri-geri alınmayacağını anlıyorduk haberden.
Saatler bir kez ileri alınacaktı, sonra bir daha geri vites yoktu.
O “zaman”lar, Zaman Gazetesi’nin “paralel”liği hakkında herhangi bir açıklama yoktu elbette.
Bakanlıklar, doğrudan ya da dolaylı olarak Zaman’a haber uçurabiliyor; böylece Zaman, “Türkiye’nin en çok özel haber yapan gazetesi” hâline gelebiliyordu.
Ne devlet, ne saadet!
Kış saati uygulamasının sona ereceğine ilişkin haber de böyleydi.
Fakat bir baktık ki yaşananlar, haberi doğrulamadı.
Geçen haftasonu saatleri yine ileri aldık.
Muhtemelen güneşli bir Ekim gündüzünü bulutlu bir Ekim gündüzüne bağlayacak gecede, kış saati uygulamasına geçeceğiz.
Dikkat ettiniz mi?
Her saat değişikliğinde aynı tür sohbetleri ederken buluruz kendimizi.
-Abi saat kaçta buluşuyoruz?
-Abi saat 13’te.
-Yeni saate göre mi?
-Eski saate göre abi.
-Ama saatleri ileri alacağız yarın.
-O zaman gece 3’e kadar bekle, kurmalı saatlerini ileri al. Sonra konuşuruz.
-Zaten telefon ve bilgisayarlar, kendi kendilerine alıyorlar saati abi ileri.
-Olsun, sen bekle yine.
-Sonra duvar saatlerini de ayarlayayım mı abi?
-İyi olur. Böylece saat 13’te de uyanamazsın.
-Ama ne diyorum biliyor musun abi?
-Nedir?
-Şimdi saatleri bir saat ileri alacağız ya…
-Evet?
-Bir saat fazla mı uyuyacağız?
-Yok o kış uygulamasında…
-Kış uygulamasında mı?
-Tabii abi, yaz uygulamasında aslında saat 7’de kalkıyorsun, ama saat 8’i gösteriyor.
-Yatarken de tam tersi tabii.
-Ama vücut alışıyor ya!
-Neyse bana bir-iki milyar da borç verebilirsen mutlu olacağım.
-Eski paraya göre mi, yeni paraya göre mi?
-Sana bir sivrisinek masalı anlatayım, en iyisi!