Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

FITRAT MANALARINA HÜRMET, FORMAT MANALARINA BUĞZ GEREKİR

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 28 Temmuz 2017 Cuma 12:30:10
 

-2-
Dün “fıtrat ve format manaları”na bir giriş yapıp bırakmıştık, bugün o noktayı hatırlayıp oradan devam edeceğiz.
İnsan Allah Fıtratı Üzere yaratıldı.
Bu yüzden onun Kayıtlı Kendini Hissetme Duygusu’nda da Allah Fıtratı’na uygun His şekillenmeleri oldu. Yani Kayıtlı Kendini Hissetme Duygusu’nun His ortamında Allah Fıtratı’na uygun His Suretler oluştu.
Başka bir deyişle, insan kalbında, insanın kalıbında Allah Fıtratı’na uygun manalar açıldı.
Manalar güzel, bu manaların ifadesi de güzel olunca da Kayıtlı Kendini Hissetme Duygusu insan için “Ahseni Takviym” olarak vasıflandı.
“Güzel” elbette Kur’an’ın tanımladığı “güzel” manasıdır…
Allah Fıtratı’na uygun manalar “Müstakilen Var ve Muhtar olan ancak Allah’tır” ana manası hâkimiyetindedir.
Bu önemli düğüm noktasıdır!!!
O kadar önemlidir ki, bu hâkimiyet anlaşılmazsa anlatılanlar dȗniHi algıyla anlaşılır ki bu durumda kişi onu tasdik eder ama bu tasdikiyle küfre düşer.
En başta itaat var, çünkü zıt bilgi yok
Dikkat edin, Allah Fıtratı’na uygun manalara kimse itiraz etmiyor ki! Çünkü Kur’an öğretiyor. Ayetlerden öğreniyoruz; Allah kendi fıtratı üzere yarattı. Buna kimse itiraz etmiyor, “kabul ettik” deniyoruz. Ancak; “Allah Fıtratı’na uygun mana ne demek?” bunu bilip tasdik etmeden kişide doğru mana açılmaz! Bir konuyu duyup “kabul ettim, tasdik ettim” demeniz sizde hemen o mananın doğrusunun açılmasına yetmez. O yüzden Allah Fıtratı’na uygun mana ne demektir, bilmek gerekiyor:
Allah Fıtratı’na uygun manalar “Müstakilen Var ve Muhtar olan ancak Allah’tır” ana manası hâkimiyetindedir.
“Allah Fıtratı’na uygun manalar” noktasında; henüz insan “Başka Müstakilen Var ve Muhtar olan Yoktur” manası ile tanışmamıştır.
Lütfen dikkatlerinizi yoğunlaştırın. Fıtrat Manaları’ndan bahsediyoruz.
Fıtrat Manaları’nı altına alan ana şemsiye ne imiş?
“Müstakilen Var ve Muhtar olan ancak Allah’tır” manası!
İşte bu bilgi onda öyle tercihsiz nakşolmuştur ki, öyle bir mana olmuştur ki o noktada insanın “Ha, bu böyledir” demeye ihtiyacı yoktur. Çünkü “Ha, bu böyledir” diyebilmek için zıt bir bilgi gerekir. Bir şeyi tasdik etmek için zıt bir bilgi gerekir. Bu noktada henüz zıt bir bilgi yok! O yüzden, tasdik diye bir gayreti ve bir manası da yok. Bu noktada o öyle bir imtihana tabi değil. Çünkü henüz “Başka Müstakilen Var ve Muhtar olan Yoktur” manası ile tanışılmış değil…
Format atılınca iş değişiyor
Ancak;
• İnsan dünya hayatına başlayınca;
• Esfele Safiliyn şartları gereği;
• DȗniHi algı ile zann’lar üretince;
• “Müstakilen Varım ve Muhtarım” iddiasında bulundu ki böylece;
• Kayıtlı Kendini Hissetme Duygusu’nda “İlah Olmak” manası açıldı.
• Bu durumda; Kayıtlı Kendini Hissetme Duygusu’nda Allah Fıtratı’na uygun açılan manalara, ilahlık vasfı kazandırıldı.
• Başka bir değişle, Kalb’teki Fıtrat manalarına ilahlık formatı atılmış oldu.
• “Müstakilen Var ve Muhtar olan ancak Allah’tır” manası hâkimiyetindeki manalar “Müstakilen Varım ve Muhtarım” iddiası hâkimiyeti ile yeniden kimliklendirildi. Yani fıtrat manalarına örtücü vasıflı FORMAT atıldı.
• Kayıtlı Kendini Hissetme Duygusu’nun yeni formatla oluşturduğu “Müstakilen Varım ve Muhtarım” hissi örtücü manaları açtı.
• İnsanlara Allah, dünya hayatında hidayetini ulaştırınca nebi ve rasullerden gelen bilgilerle “Müstakilen Var ve Muhtar olan ancak Allah’tır” yanı sıra “Başka Müstakilen Var ve Muhtar yoktur” manası da açılmış oldu.
Çünkü bir bilgi öğrendi; Sen Müstakilen Var ve Muhtar değilsin. Müstakilen Var ve Muhtar olan ancak Allah’tır.
Bunu öğrendiği zaman bu bilgiye, bu hidayete kapısını açan “şaki” olmaktan kurtuldu.
Onun bu tercihi yapabilmesi için onda “Başka Müstakilen Var ve Muhtar yoktur” manası açıldı.
• Kayıtlı Kendini Hissetme Duygusu’na “Müstakilen Varım ve Muhtarım” iddiası ile yeniden format atan insan bu örtücü manayı takdim için de “BEN” dedi.
• Böylece kendi adına “BEN” diyebilme hissi ile yeni bir mana kazandı.
• Bu da “A” Takdim Formu “BEN” oldu, “Asi Ben” oldu.
Sonuç olarak, insanda karşımıza iki ayrı tanımda iki mana çıktı; Fıtrat Manaları, Format Manaları.
İnsandaki format manaları
Fıtrat Manaları Allah Fıtratı’na uygun olup insana Ahseni Takviym özellik kazandırır. Bu manaları Kalb barındırır veya bu manaların oluşturduğu paket Kalb’tir. İkisi birden doğru tanımdır. Bu yüzden de, fark edenler tarafından “Kalb Gözü, Mana Gözü” gibi tabirler kullanılmıştır.
İkincisi Format Manalarıdır ki bunlar dȗniHi algı ve zann’larıyla “Müstakilen Varım ve Muhtarım” iddiasıyla şekillenmiş hislerdir, insana Esfele Safiliyn özellik kazandırır. Bu sebepten format manaları küfür manalarıdır, Sadr’da bulunurlar.
Fiziksel anlamda “Sadr” kelimesi ile kast edilenle birlikte onun şu özelliklerini de dikkate alalım:
• Var olmayan ama varmış gibi muamele gören hislerin yeri Sadr’dır. Var olmayan ama varmış gibi muamele gören hislerin havuzunun ismi Sadr’dır.
• Bu tanımın temeli, “Müstakilen Varım ve Muhtarım” iddiasıyla oluşturulan her hisdir ve bu hissin manası vehim zulmeti kapsamında zann olup yeri Sadr’dır. Bu zann manaların Kalb’de yeri olmaz.
• Dünya hayatında insanların kendi kuralları içerisinde “zan, evham” diye tanımladıkları da kendiliğinden bu sınıftadır ve onların yeri de Sadr’dır.
Bu kısmı konu harici bir cümleyle, ileriye faydası olur umuduyla genişletelim.
Normal hayatımızda birisi aslı olmayan zann’lar üretiyorsa ona dersiniz ki; bu senin evhamın, bu senin zann’ın, olmayan bir şey.
Sadr, olmayan bir şeyi varmış gibi üretilen hissin de, normal hayatta evham dediklerimizin de saklandığı, depolandığı yerdir.
Fiziksel olarak da, onların his alanları normal sadrımızda olduğu için ona izafen Sadr denmiştir. Kişi o zanların, o düşüncelerin kimyasını sadrında hisseder ve “Göğsüm daraldı veya göğsüm genişledi” der. Sadr his kimyasının hissedildiği yer olduğu için o ismi almıştır. Siz ona başka bir şey deseniz bile öyle bir havuz var.
Bizim, insanlar içerisindeki yaşantımızda olmayan bir şey için, birbirimize “o zan, o evham” dememiz gibi, Allah da söylüyor, Allah için ürettiğiniz evhamlara da Allah; “Onlar evhamdır, zann’dır, öyle şey yoktur” diyor. Onlar da zan sınıfında olduğu için tüm zannların yeri Sadr’dır.
• Sadr zann manalarının, örtücü manaların, format manalarının yeridir ve bunlar asıl değillerdir.
Fıtrat manalarına hürmet,
format manalarına buğz gerekir

Fonksiyon itibariyle anlatım sebebiyle iki ayrı mana varmış gibi anlaşılıyorsa da aslında tek tip mana vardır. Konuyu anlayabilmemiz ve ilerletebilmemiz için sanki bir fıtrat manaları, bir de format manaları diye birbirinden farklı “iki ayrı tip” mana varmış gibi anlatıyorsak da aslında “tek bir mana tipi” vardır. Konuyu anlayabilmek, sonra da çözümler üretebilmek için fonksiyonel iki mana üzerinden yürüyoruz ama iki ayrı mana tipi yok.
Asıl olan, gerçek var olan Fıtrat Manaları’dır.
• Fıtrat Manaları’na “Müstakilen Varım ve Muhtarım” iddiası ile ilahlık vasfı kazandırılınca yeni bir mana oluşmaz; asıl manadan kaynaklanan zann’lar oluşur ama bu zann’lar yeni bir mana gibi muamele görür, kendisi de yeni bir mana gibi fonksiyon gerçekleştirir. İşte bu zannlar Sadr’dadır.
• Ancak bu zann’lar Beyin aracılığıyla Kalb’teki manalar gibi fonksiyon icra ettiklerinden, iki ayrı mana varmış gibi anlatım fonksiyon itibariyledir ve konunun anlaşılabilmesi içindir.
Talip, insandaki Fıtrat Manalarına hürmet etmeli, format manalarına daim buğz etmelidir.
Örneğin; bir insanın halini beğenmeyip ona “Sen nasıl bir insansın? Kendine çeki düzen ver” diyebilirsiniz.
Ama o insana “Sen nasıl yaratılmışsın?” diyemezsiniz.
“Sen nasıl bir insansın? Kendine çeki düzen ver” demek buğz kapsamına girer. “Sen nasıl yaratılmışsın?” demek küfür kapsamına girer. İlki format manasıdır, onun zann’ıdır. Siz onun zannına hücum ve buğz ediyorsunuz.
Oysa “Sen nasıl yaratılmışsın, seni nasıl yaratmışlar?” dediğinizde doğrudan Fıtrat Manası’na edepsizlik yapıyorsunuz.
Fıtrat Manaları kendisine hürmet gerektirir, bu yüzden çok dikkat etmeliyiz.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti