Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Geleceğe bir eser daha – Kocatepe Gazetesi

Sezer Küçükkurt 13 Ocak 2014 Pazartesi 02:00:00
  Afyonkarahisar Belediyesi yayınlarının 22’ncisi olan Fotoğraflarla Dünden Bugüne Afyonkarahisar isimli albüm yayımlandı.
1919 yılında Afyonkarahisar’daki haşhaş tarlalarından afyon alımı yapan Afyonkarahisarlıların fotoğrafı karşılıyor sizi albümün kapağını araladığınızda. Belediye Başkanı Burhanettin Çoban albümün takdim yazısında 100 yıl öncesinin Afyonkarahisar’ını yansıtan fotoğraflarla ilgili olarak “Fotoğrafları çekenler yıllar sonra geçmişe ışık tutacaklarını biliyorlar mıydı emin değiliz fakat bu fotoğraflar sayesinde o yıllardaki yerleşimi, mimariyi, sosyal-kültürel, ticari hayatı da öğrenmemiz mümkün” diyor.
Gerçekten öyle. Sultan II. Abdülhamit’in Yıldız Sarayı’ndaki özel fotoğraf kolleksiyonundan alınan ve 1880’li yıllardaki Afyonkarahisar’ın durumunu gösteren fotoğraf, Afyonkarahisar’la ilgili bilinen ilk fotoğraflardan birisi mesela… Dedemin dedesinin yaşadığı Afyonkarahisar. Ve hemen ardındaki sayfada bugünün Afyonkarahisar’ı.
1880’lerden, 2014’e uzanan bir tarih hattı. Adeta zaman tüneli.
Baştan sona bir solukta tamamladığımız, ilgiyle bir kez daha, bir kez daha incelediğimiz bu eseri kültür hayatına kazandıran, gelecek nesillere bir miras bırakan Belediye Başkanı Burhanettin Çoban başta olmak üzere albüme emeği geçen Yüntaş Genel Müdürü Mehmet Sarlık’a, Belediye Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Emel Sarlık’a, grafik tasarımlarını hazırlayan Ramazan Gölcük’e ve tabii ki yerel tarih araştırmalarıyla artık bir marka haline gelen, kazandırdığı eserlerle Afyonkarahisar’ın geçmişine ışık tutan ve onca eserine rağmen mütevaziliğinden bir şey kaybetmeden, yeni eserlerin heyecanını hep içinde taşıyan değerli arkadaşımız Hasan Özpunar’a bir Afyonkarahisarlı olarak biz de teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Teşekkürle birlikte bu eserlerin devamının gelmesi dileklerimizi tekrarlıyoruz. Emekler boşa gitmiyor çünkü.
Köçeksen zillere denk vur
Büyüklerimiz yaptığın işin hakkını vermekle ilgili olarak hep iki atasözü kullanırlardı. Birincisi “Mesleğin hamallıksa ipine sahip ol” diğeri ise “Mesleğin köçeklikse zillere denk vur” sözleridir.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ydü 2 gün önce. Basın sektörünün sorunları, gazetecilerin sorunları ele alındı hemen hemen her ortamda.
Bu vesile ile biz de acizane mesleğimizle ilgili kısa bir öz eleştiride bulunmak istiyoruz bugün.
Gazeteci arkadaşlar özlük haklarından şikayet ediyorlar hep. Burada özellikle altını çizmek isteriz ki Kocatepe Gazetesi’nde geçmişten bugüne kadar hak edenin hakkı hep verilmiştir. Bundan sonra da inşallah öyle olacaktır. Yani biz bu sıkıntıyla ilgili şikayetleri kabul etmiyoruz.
Bu hatırlatmanın ardından tüm meslektaşlarımızı da özeleştiriye davet ediyoruz. Meslekle ilgili tüm kurumlar bugün kalifiye eleman aramaktadır. Mesleğinin hakkını veren her gazeteci ya da muhabir için bugün bir çok iş kapısı sonuna kadar açık beklemektedir. Ancak ne yazıktır ki genç meslektaşlarımızın kendilerini geliştirmeye yönelik çabaları yetersiz kalmaktadır.
Kendimize göre hepimiz büyük gazeteciyiz, en birinci muhabiriz. “Ben de olmasam Afyon’da özel haber yapan muhabir yok” diyenini de görüyoruz, “Şu görevi vermezlerse ben orada çalışmam” diyenini de. Bu arkadaşlarımız tarihte gazetecilik mesleğinin kendileri ile başladığını sanıyorlar ama yanılıyorlar.
Afyon basın tarihini açıp okulamaları lazım. Kimler geldi kimler geçti. Bizler de geçiciyiz. Kimilerinin adı, siması bile hatırlanmıyor. Kimileri de eserleri ile, özellikleri ile bugün bile hayırla yad ediliyorlar.
Herhangi bir haber ortamında gazeteci kardeşlerimizin aralarındaki şakalaşmalar, muhabbetler çoğu zaman gittikleri haberi bile gölgede bırakıyor. Elbette muhabbet iyidir ama, görev önce gelmelidir. Gidilen haberde detaylar gözden kaçırılmamalıdır. Eskiden gazeteci sayısı azdı, mesleği ciddiye alma mecburiyetiniz vardı. Niyet öğrenmek değil, işin gırgırıysa mutlaka paparayı yerdiniz.
Bugün gelinen seviyede her vesileyle “Yardım etmiyorlar, açıklamadan başka bir işe yaramıyorlar, hakkımızı vermiyorlar, çok çalıştırıyorlar” gibi bahaneleri şikayet konusu haline getirirsek bundan kimsenin bir faydası olmaz.
Bunun yerine, “Biz ne durumdayız, kendimizi geliştiriyor muyuz, camiaya, memlekete ne katkı sağlıyoruz” cümlelerinin sonucunu aramalıyız.
Anlamadığımız bir başka nokta ise mesai mefhumundan yakınan gazeteci kardeşlerimizdir. Arkadaşlar, sizler bu işe girirken, okulunu okurken, basın sektöründe mesai durumunun ne olduğunu bilmiyor muydunuz Allah aşkına? Hem eğer siz kendinizden fedekarlık etmeyecek, mesleğe katkı sağlamayacaksanız sizin “basın” olarak ayrıcalığınızın ne önemi olacak? Eğer akşam 5’de paydos edecekseniz, masa başından kalkmayacaksanız, günde bir haberle işiniz bitecekse nerede kaldı haberciliğin ulviliği, yüceliği, sizin görev aşkınız falan? Sizler neden seçkinsiniz, sizlere neden bazı ayrıcalıklar tanınıyor? Devlet neden size bazı haklar tanıyor? İtibarınız, kartlarınız, ayrıcalıklarınız neden var?
İşte, mesai gözetmeden, kendinizden fedakarlık yaparak, kamuoyunun haber alma hakkına sağladığınız katkı nedeniyle bu ayrıcalıklara sahipsiniz. Eğer habere gidiyorum diye kafede takılacaksak, o haberi internetten alırız diyeceksek, mesleki açıdan kendimizi Kaf dağında görüp, bir basamak bile gelişme gösteremeyeceksek, akşam 5 olunca evin yolunun tutmanın çarelerini arayacaksak kusura bakmayın ama ne özlük haklarınız iyileşir, ne itibarınız, ne de değeriniz artar.
Okumalı, öğrenmeli, kendimizi geliştirmeliyiz. Biliyoruz ki kendi gazetesini dahi okumayan arkadaşlar var ve bu kardeşlerimiz özlük haklarının iyileşmesinden dem vuruyorlar.
Geçmişteki başarılı isimlerin yaptıklarını, eserlerini, hayatlarını gözden geçirmekte fayda var. Bakmayın siz bugün asıl mesleği gazetecilik olmamasına rağmen gazetecilik üzerine fetva verenlere, ahkam kesenlere…
Mesleğin itibarını yükseltmek, meslek mensuplarının durumunu iyileştirmek yine bu mesleğe emek veren gençlerin sayesinde olacaktır. Değişime önce kendimizden başlamalıyız. Henüz vakit varken…

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER