İmar planına giren mermer ocağı

Afyonkarahisar’ın önde gelen sektörlerinden mermercilikte yaşanan sorunlar, Madencilik Çalıştayı’nda ele alınıyor. Afyonkarahisar’daki mermer üreticilerinin katılımının az olduğunu söylemek gerekir. Ancak şehir dışından katılım, sektör hakkındaki gelişmelerin olumlu yönde seyredeceği izlenimi bıraktı bende.
Hazır Madencilik Çalıştayı’na ev sahipliği yaparken bir köyde yaşanan “ilginç” durumu da aktarmak istedim.
Konu şu: Bir köyde mermer çıkarılan arazisi, imar planına alınıyor. İmar planına alınan mermer arazisini işleten işadamı da, imar planını kullanan köy tüzel kişiliği de mağdur.
Gel de çık işin içinden.
Aslında hikâyeyi biraz daha ayrıntılı anlatmak lazım:
“Halk ozanı” yetiştiren bir köyümüzde bir işadamı mermer ocağı bulur ve işletmeye başlar. Zaman geçer, mermer ocağını işleten işadamı, başka bir bölgede ocak işletir; fakat köydeki ocak için de “kiralama” ücretini devlete öder.
Diğer ocaktaki işler yoğunlaşınca, köydeki trafo dahil her şeyi söker işadamı. Ama “kiralama” ücretini de ödemeye devam eder. Dolayısıyla arazi üzerindeki hakkından vazgeçmemiş olur.
Fakat ocağın yukarısı da düzlüktür.
Köy muhtarı, “Trafo da gittiğine göre düzlük alanı imara açabiliriz” der.
Bu düşünceyle Kaymakamlık’a gider.
Kaymakamlık’tan “Olur” yönünde görüş alan muhtar, ücreti karşılığında imar planı yaptırır. İmar planının hazırlatılması sırasında ise gurbetçilere haber salar, “Gelin köyünüzde villalarda oturun” diye.
Böylece mermer ocağının yukarısındaki düzlük arazi üzerinde “villa” hayalleri kurulmaya başlanır. Yollar da çizilir, düzenlenir.
O da ne?
Mermer ocağını işleten işadamı köye gelir. Durumu görür. İtiraz eder.
Konu mahkemeye intikal eder.
Köy tüzel kişiliğinin imar planı, villa projesinin hazırlanması, mahkemenin başlaması sürecinde girdiği masraf, yarım milyonu geçer.
Bir taraftan da işadamı, “Benim hakkımı almam gerek” der.
İşadamı haklı, 2-3 milyon liralık mağduriyeti var.
Köy tüzel kişiliği çaresiz. Mahkeme aleyhte biterse o parayı nasıl bulacaklar?
Burada sorulması lazım gelen soru ise şu:
Kabahat kimin?
Muhtarın mı?
Köy tüzel kişiliğinin mi?
İşadamının mı?
Yoksa incelemeden, araştırmadan imar planına “Olur” diyenlerin mi?