Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

KADER KONUSUNU ANLAYABİLMEK -4- – Kocatepe Gazetesi

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 9 Mayıs 2019 Perşembe 13:17:09
 

KADER KONUSUNU İZAHIN KURALLARI
Kader konusunu izahın kuralları nelerdir; hangi kurallara dikkat etmek gerekir?
1. Kural: Allah Adalet Sahibidir
Bir kişi kader konusunu izah edecekse uyması gereken birinci kural; varsayalım elinize bir kader konusunu izah geçti, onu test edecekseniz birinci kural; dikkat edilmesi gereken en önemli kural, “Allah adalet sahibidir ve Allah’ın bir esması da el-Adl’dir” prensibine uygun fikir ileri sürmektir.
Enbiya Sȗresi 47. Ayet der ki: “Kıyamet günü kıst terazileri koyarız. Hiçbir nefs en küçük bir zulme uğramaz. Yapılan iş bir hardal tanesi kadar dahi olsa onu getiririz. Hesap gören olarak biz yeteriz.”
Ayette “kıst terazileri” geçiyor; kıst “adalet” demektir; adalet terazisi. Ve adaletin kuralı da Ulûhiyet hükümlerine uymaktır! Ancak Kur’an’da “adalet” de geçer, “kıst” da geçer. Kıstın adaletten bir farklı yanı vardır. Kıst, iki kişi arasındaki ilişkide adil olmayı anlatır. Hesap Günü’nü düşünün: Rabbiniz ve siz! İşte orada “kıst terazisi” söz konusudur. Genel topluluk için “adalet” kelimesi kullanılır, ama birisi ile bir hesap söz konusu ise o zaman “kıst sahibi” olmak, yani o ikili ilişkide adil olmak gerekir. Enbiya Sȗresi 47, “Kıyamet Günü kıst terazileri (adalet terazileri) koyarız” diyor; o halde Allah ve kulu arasında dünya hayatı süresince de ahiret hayatında da daima bir adalet söz konusudur. Bu adaletin güvencesi Allah’tır: Hiçbir nefs zulme yani haksızlığa uğramaz!
Eğer siz bir insana “Yapacak bir şey yok, Allah seni cehennemlik yazmış. Sen de cehennemlik ameller yapacaksın ve sonun kaçınılmaz cehennemdir, elinden bir şey gelmez” derseniz, bu kul da o açıklamaya göre o zor günde ve “kıst terazisi”nin konuşturulduğu ortamda “Ya Rabbi! Beni cehennemlik diledin. Ben de bu sebepten cehennemlik ameller yaptım. Şimdi de bana kızıyorsun, beni kınıyorsun ve cehenneme gönderiyorsun. Bu davranış Allah adaletine uyar mı? Beni de cennetlik dileseydin, ben de razı olacağın ameller yapardım” derse, ona “sus bakalım! Allah yaptığından sual olunmaz, yürü cehenneme” mi denilecek?  Bu durumda Enbiya Sȗresi 47. Ayetin ve “kıst terazisi”nin anlamı ne olur?
Ayrıca bu tip soruları dünya hayatında da insanlar Nebi ve Rasullere yöneltmişlerdir. Bu durumu Kur’an’da; Zuhruf 27, Nahl 35, En’am 148 ve 149, Yasin 47, Zümer 56, 57 ve 58. Ayetlerden öğreniyoruz. Böyle davrananlara, daha dünya hayatındayken Kur’an cevap vermiştir ve “siz saçmalıyorsunuz, bu konu hakkında hiçbir ilminiz olmadan konuşuyorsunuz.” demiştir. Çünkü durum, bu anlatılan ve anlaşılan gibi değildir. Kaderi bu şekilde ortaya koyanlar büyük bir hata yapmaktadırlar. Heva ve hevesleri ile yorum yaparak “Allah adalet sahibidir” prensibine uymayan açıklama ve tavsiyelerle Allah’a karşı sorumlu olabilirler.
2. Kural: Allah’ın Kuluna Verdiği Hakka Riayet
Allah’ın kuluna verdiği hakka riayet etmek ve bu hakkı yok sayan fikirler ileri sürmemek gerekir. İnsan Muhtariyeti Tercih Gücü Yetkisi’ne sahiptir ve bu yetkiyi kullanma hakkı vardır. Dolayısıyla insanın yaptıklarından sorumlu olmasını ve dünya hayatının bir deneme, bir imtihan hayatı olduğunu ortadan kaldıran fikirler ve yorumlar işin esasına uygun olmaz. Bu fikirlere meyleden insanlar da davranışları sebebiyle ahiret konumlarını olumsuz etkileyebilirler. Nahl 93 ve Nisa 79. Ayetler ve bu ayetlere benzer diğer ayetler bu konuda önemli uyarıcılardır. Birinci kural olan Allah adaletini ve ikinci kural olan Allah’ın kula verdiği hakkı ders yapabileceğimiz bir ayet görelim:
Kasas 47: “Eğer kendi ellerinin takdim ettikleri yüzünden onlara bir musibet isabet ettiğinde “Rabbimiz bari bize bir Rasul irsal etseydin de senin ayetlerine tabi olsaydık ve müminlerden olsaydık.” diyecek olmasalardı (biz bir Rasul göndermezdik).”
Dikkat ederseniz ayette kendi tercihleri sonucu bir musibetle karşılaşıyorlar. Ancak mazeret haklarını kullanarak “Bir Rasul gönderseydin öğrenirdik de tercihimizi doğru yolda yapardık.” diyeceklerini bilen Allah; Kader Matriksi içerisinde Rasul görevlendiriyor. Bu olaylar cereyan etmeden, böyle diyeceklerini bilen Allah Kader Matriksi içerisine müdahale ederek bir faktörle Nebi ve Rasulleri görevlendiriyor ki kulların Kazanılmış Değişim’leri için gereken adalet yerini bulsun.
3. Kural: Billahi Anlamda İman ile Yaklaşım
Yaygın hatalardan birisidir ki “Billahi anlamda iman”a uymayan fikirler ve yorumlarla kader konusuna açıklık getirilmeye çalışılmaktadır. Bu hatayı yapanlara yaptıkları hatayı izah edebilmek hiç kolay olmaz. Çünkü bu hatanın yorumları, dünya hayatı kurallarına çok uygun düşer. Bu yüzden bu fikirler çok kolay taraftar bulur. Oysa “BillaHİ” anlamda imana uygun olmayan fikirler, insanların “DuniHİ” algılarını kuvvetlendirir ve zann’larını da çoğaltır. İnsanın Esfele Safiliyn formatına uygun olan bu fikirler böylece çok çabuk kabullenilirler. Anlamaya çalışalım ki “Kader Matriksi”nin mantığı dünya hayatı kurallarıyla ve tek boyutlu bakışa alışmış olan dünya hayatının günlük aklı ile açıklanamaz ve anlaşılamaz. İslam sisteminin çok boyutlu düşünebilme alışkanlığı ile dünya hayatına bakabilmeyi öğrenmek gerekiyor. İslam âlemindeki ana sorunların temelinde de bu konu yatmaktadır. Bu konuda bizi uyaran ayetler, Kur’an okuyan birçok kişinin üzerine alınmadığı ve ötelediği ayetlerdir. Bu ayetler Nisa 48, 116 ve 117. Ayetleridir. Tehlikenin boyutlarını anlayabilmek için bu ayetlere Zümer 65 ve En’am 88. Ayetleri de eklenmelidir.
4. Kural: Allah’ın Hakkı Gözetilmelidir
İleri sürülen fikir ve yorumlarda Allah’ın hakkı gözetilmelidir. Bu da en çok çiğnenen kurallardandır. Bu kuralı bir kısım insanlar bilerek ve kasıtla çiğnerlerken, bir kısım kural çiğneyenler ise ne yaptıklarının farkında bile değillerdir. Hayaller, fikirler, yorumlar, duygu ve düşünceler ve bütün bunların insandan sadr olan fiilleri, beden dili ve konuşma dili, “Müstakilen VAR ve Muhtar olan ancak Allah’tır” ve “Müstakilen VAR ve Muhtar olarak hüküm veren ancak Allah’tır” gerçeğine uygun olmalıdır. Yukarıda sayılanları kişi kendi “Müstakilen Varım ve Muhtarım” iddiası altında ortaya koyarsa Allah’ın hakkını gözetmiyor manasına gelir. Zümer Sȗresi 67. Ayet: “O’nun kadrinin hakkınca Allah’ın hakkını veremediler/Allah’ı hakkıyla tanıyamadılar.” diyerek bu noktaya da işaret etmektedir. Ayrıca Nisa 78 ve benzeri ayetler de bu konuda bize ders vermektedir.
5. Kural: İlk Dört Kural Bir Arada Olmalıdır
Burada sıraladığımız dikkat edilmesi gereken dört kural, birbiri ile iç içe olan ve birbirlerinin vazgeçilmez parçaları niteliğinde kurallardır. Bu sebeplerden dolayı “dört kuraldan birisini önemsemeden” fikirlere temel almak yeterli olmaz; kuralların “dördü birlikte bir kural”dır. Ortaya konan yorum ve fikirler bu dört kurala da aynı anda uygun olmalıdır. Bir inceleme yapılacağında, fikir ve yorumlar bu dört kural açısından teste tabi tutulmalıdır.
6. Kural: Kader Matriksi ve Yaşanabilir Hayat Normları Cümleleri Farklıdır
Kader Matriksi hükme bağlanmış ve kalem kurumuştur. Kesret âleminde Kader Matriksi’nin hükümleri “Yaşanabilir Hayat Normları”na dönüşür ve böylece “kaderin kazası” gerçekleşir. Dikkat edilmesi gereken ve çok önemli olan hususa burada bir örnek üzerinden bakalım, “Dikkat Edilecek Hususlar” bahsimizin birinci kuralı olan “Adalet” konusunda geçen bir cümleyi örnek alalım. O cümle şöyleydi: “Yapacak bir şey yok, Allah seni cehennemlik yazmış, sen de cehennemlik ameller yapacaksın ve sonun kaçınılmaz cehennemdir. Elinden bir şey gelmez.” Bu cümle insan beynine göre kurulmuş, ancak biz içerisinden Kader Matriksi’ne ait olan cümleyi alalım. “Allah seni cehennemlik yazmış, sen de cehennemlik ameller yapacaksın ve sonun kaçınılmaz cehennemdir.” Bunu daha önceki açıklamalarımıza ters zannetmeyin, izah edeceğiz inşaAllah. Bu cümle Kader Matriksi’ne aittir ve doğrudur. “Allah seni cehennemlik yazmış, sen de cehennemlik ameller yapacaksın ve sonun kaçınılmaz cehennemdir.” İşte bu cümlenin doğruluğunun tesirinde kalan insanlar cümlenin önüne, sonuna, altına kendi zannlarından kaynaklanan yorumlar ekliyorlar. İşte bu yorumlar doğru değil ve yanıltıcıdır. “Kader Matriksi” cümleleri, o halleriyle “Yaşanabilir Hayat Normları” cümlesi gibi kullanılamaz. “Kader Matriksi”nde böyledir diye siz alıp o cümleyi “Yaşanabilir Hayat Normları” içerisinde kullanamazsınız. Dolayısıyla bir kişiye “senin Kader Matriksin böyle, sen bu karara mahkûmsun, böyle olacak” diyemezsiniz. Çünkü “Kader Matriksi” cümlesi o haliyle, “Yaşanabilir Hayat Normları” cümlesi gibi kullanılamaz. Eğer kullanılırsa ve yanına yorumlar da eklenirse bu fikir ve yorumlar Allah’ın adaletli olmasına ters düşer ve diğer kurallar çiğnenmiş olur.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti