Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

KUR’AN VE SÜNNETE GÖRE SALİH AMEL

Muharrem Günay 4 Ocak 2019 Cuma 13:46:27
 

İbadetin dince en makbulü ve güzeli cehennem korkusu ve cennet ümidi ile yapılan ibadet olmayıp, sırf Allah rızasını ve hoşnutluğunu kazanmak amacıyla ve O’na olan sevgiden dolayı yapılan ibadettir. Bu tür ibadetlere dinimizde “Salih Amel” denilmektedir.
Hangi amellerin “salih amel” olduğu hususunda Kuran’a baktığımızda, Allah rızasına uygun olan her türlü söz, fiil, ibadet ve davranışların “salih amel” olduğunu görmekteyiz. Namaz, oruç, zekât ve hac gibi temel ibadetlerin Allah rızası amaçlı olarak yapılması “salih amel” olduğu gibi iyiliği emretmek, kötülüğe engel olmak; Soyal yardımlaşma ve benzeri Kur’an’a ve sünnete uygun olan her türlü iş ve davaranış ta salih ameldir.
Bir ibadetin kabul olması için kurallarına/şartlarına göre yapılması bir de Allah rızası için yapılması yani salih olması gerekir. Kuralına uygun yapılmış olsa da Allah rızasını amaç edinmeyen, gösteriş ve riya içeren ibadetler Salih amel olmadıkları gibi Allah tarafından da kabul olunmazlar.
Bir amelin salih amel olabilmesi için;
a) Salih ameli yapan kişinin müslüman olması,
b) Salih ameli imanın gereği olarak yapması,
c) Kur’an’a ve Sünnete uygun olması,
d) Tam bir ihlâs ve iyi bir niyetle yapılması gerekir.  (“İsmail Karagöz, Kur’an’da Salih Amel Kavramı, Salih ve Muhlis İnsanların Özellikleri”  Diyanet İlmi Dergi, s.60. XXXII, I/2.  Ankara, 1997)
(Allah varken, O’nu bırakıp gerek başkalarından yardım ummak, gerek Allah’ın emirlerine aykırı emir verenlere bağlanıp itaat etmek, amellere şirk karıştırmaktır. Rabbe kavuşma yolunda imandan sonra ilk adım, O’na ibadet ve emirlerine itaat, son mertebe de O’na tevekkül ve teslimiyettir (bk. 11/123). Allah’ın rızasına kavuşmak sâlih amelle olur. Kul namazı, cennet kazanma, Allah’tan korkma veya bir borç olarak kılmaktan ziyade; O’nun rızasına kavuşmak için kılmalıdır. Namaz, aynı zamanda nefsin veya içinde bulunulan her türlü ortamın köleliğinden kurtulduğunun ve Allah ile hür olduğunun göstergesidir. Mü’minin birinci görevi de bu hürlüğü şirksiz elde etmektir.) [bk. 2/45, 144](H. Tahsin Feyizli Meali)
“De kî: Ben de ancak sizin gibi bir beşerim. Yalnız bana tanrınızın tek bir ilah olduğu vahyediliyor. Artık kim, Rabbına kavuşmayı arzu ediyorsa; sâlih bir amel işlesin. ve Rabbına ibâdette hiç kimseyi ortak koşmasın.” (Kehf 18/110)
Bu ayeti kerime’de (Kehf 18/ 110) Salih amelin tanımı yapılmakta ve “Kim Rabbine rızasına erişmiş bir mü’min olarak kavuşmayı arzu ediyorsa sâlih amel işlesin ve Rabbine ‘ibadet ve itaatte’ hiçbir şekilde şirk/ortaklık karıştırmasın” denilerek bir amelin salih amel olabilmesi için o amele asla şirk, gösteriş ve ortaklık karışmamasının gereğine ve sırf Allah rızası için yapılmış olmasına dikkat çekilmektedir. Kul başta namaz olmak üzere bütün ibadetlerini cehennemden kurtulma, cennet kazanma ve borç ödemek düşüncesinden ziyade Allah’a kavuşma, O’nun rızasını ve sevgisini kazanma amacı ile yerine getirmelidir.
Kâfirin Ameli Boşa Gider
Bir amelin salih olması, Allah katında kabul edilip karşılık bulması için o ameli işleyenin iman etmiş ve Müslüman olmuş olması gerekir. Kâfirler dünyada iken ne kadar iyilik yaparsa yasınlar, iman etmemiş olmaları yüzünden bütün amelleri boşa gider ve ahirette bir karşılığını bulamazlar:
“O küfre sapan/inkâr edenlere gelince, onların ne malları ne de evlatları Allah’(ın azabın)a karşı kendilerine asla fayda vermeyecektir. Onlar ateş ehli (cehennemlik)dirler; onlar hep orada kalacaklardır. Onların bu dünya hayatında yaptıkları harcamaların hali; kendi kendilerine zulmetmiş bir topluluğun ekinlerini vurup da onu mahveden, dondurucu soğukluktaki bir rüzgarın haline benzer (Sadaka ve hayırlarının âhirette kendilerine hiç faydası olmaz). Doğrusu Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi kendilerine zulmetmektedirler.” (Ali İmran 3/116-117) (İşte inançsızların inkâr rüzgarı, iyilik ve hayır namına ne varsa hepsini mahveder, âhirette ellerini boşa çıkarır. Ancak o şeyler, bu dünyada bir gösteriş ve övünmeden ibaret kalır.) (Feyzü’l-Furkân, H. T. Feyzili Meali)
“Şüphe yok ki kâfir olanlar, yeryüzündeki her şey ve bunun yanında da bir o kadarı kendilerinin olsa da kıyamet gününün azabından kurtulmak için onu fidye verseler onlardan asla kabul edilmez; onlar için acı bir azap vardır.” (Maide 5/36)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti