Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

NAMAZDA KORKU İLE ÜMİT ARASINDA BULUNMAK

Muharrem Günay 8 Mart 2014 Cumartesi 02:00:00
  Korku imanın alametlerindendir. Mümin devamlı olarak Allah’tan korkmalı ve kendisini korku ile ümid arasında bulundurmalıdır.
Bu bilgiler, sadece namaza mahsus değildir. Bu sırra binaen rivayet edildiğine göre selef-i sâlihînden bir zat Allah´tan utanıp korktuğu için kırk sene başını kaldırıp göklere bakmamıştır.
Rebî b. Hayseme başını ziyadesiyle önüne eğdiği ve gözlerini kapattığı için, bazı kimseler onun kör olduğunu zannederlerdi. Rebî yirmi yıl boyunca ibn Mes´ud´un evine gidip gelmiştir. İbn Mes´ud´un cariyesi, Rebî´yi gördüğü zaman efendisine koşar ve “kör dostun geldi” derdi. İbn Mes´ud da cariyesinin bu sözüne gülerdi. Cariye kapıyı çalan Rebî´yi daima başı eğik ve gözü kapalı olarak görürdü. İbn Mes´ud, Rebî´ye her baktığında ´Ey Resûlüm! İtaatkâr ve mütevazı olanları cennetle müjdele!´ (Hac: 34) ayetini okuyarak “Allah´a “yemin ederim ki eğer Allah Rasûlü seni görseydi, sevinirdi” derdi. Başka bir rivayette “seni severdi”, diğer bir rivayette ‘gülerdi’ şeklinde gelmiştir.
Rebî, bir gün ibn Mes´ud´la birlikte demirciler çarşısından geçiyordu, demirci körüklerinin üfürdüğü, kıvılcımlar saçan ateşi görünce içten gelen bir nâra atarak düşüp bayıldı. İbn Mes´ud (r.a) namaz zamanına kadar onun başucunda oturdu. Fakat Rebî bir türlü ayılmadı. İbn Mes´ud daha sonra onu sırtlayarak evine götürdü, fakat o ertesi gün aynı saate kadar ayılmadı ve bu arada beş vakit namazı da kaçırdı. Onun başı ucunda oturan ibn Mes´ud (r.a) “Allah´a yemin ederim ki işte korku diye buna denir” buyurmuştur.
Rebî şöyle demiştir: “Hangi namaza durmuşsam, mutlaka kendi diyeceklerimi ve bana denilecek olanları düşünmüş ve bu sahada tefekküre dalmışımdır.”
Bu tür kimselerden biri de Amr b. Abdullah´tır. (Zübeyr b. Avvam´ın torunu Ve Abdullah b. Zübeyr´in oğludur.)
Bu zat namaza durduğu zaman, kızı arasıra def çalar; kadınlar da ev dâhilinde istedikleri gibi, yüksek sesle konuşurlardı. Fakat o bunları ne duyar ve ne de konuştuklarını anlardı. Günün birinde kendisine “Namaz dâhilinde nefsin sana bir şey söylüyor mu?” diye soruldu. “Evet; bana, Allah´ın huzurunda bulunduğumu ve yarın iki evden (cennet ve cehennemden) birine gideceğimi söylüyor” cevabını verdi.
Yine bir gün kendisine şöyle sorulmuştu: “Bizim namaz içinde hissettiğimiz dünya hadiselerini duyuyor musunuz?” Buna şöyle cevap verdi: “Bedenime mızrakların saplanması, bana sizin namaz içinde hissettiğiniz dünya hâdiselerini duymaktan daha sevimli gelir.”
Müslim b. Yesar da bu kimselerdendi. Basra camiinde namaz kılarken, cami duvarının yıkılmasından haberi olmamıştı. Böyle kimselerden birinde, önlenmesi ancak hastalığa yakalanan parçanın kesilmesiyle mümkün olabilecek bir hastalık belirdi. Ancak o söz konusu parçanın kesilmesine razı olmadı. Kendisini tanıyanlardan biri tedbir olarak şöyle dedi:
“Namaza durduğu zaman başına gelenlerden haberi olmaz. Bu nedenle, onu namazda iken ameliyat edin.” Bunun üzerine, kesilmesi gereken beden parçası kendisi namazda iken yerinden alındı ve böylece tedavisi yapıldı.) (Adı Refi b. Mehram´dır. Riyâhî kabilesine mensup olup Basralıdır. Rasûlullah´ın vefatından iki sene sonra Müslüman olmuş ve H. 90 senesinde vefat etmiştir.)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti