YAYA – Kocatepe Gazetesi

Siyaseti her zaman gündeminin birinci sırasında olan bir ülkede “Yaya” diye başlık attığınızda, hemen “Ya yaya, şaşaşa” gibi bir tezahürat gelebilir.
Gelmesin.
Konumuz yine ve yeniden trafik. Minibüs ve özel halk otobüsü şoförlerini eleştiriyoruz eleştirmesine, onların eğitimden geçmesi gerektiğini savunuyoruz, denetimin de sıklaştırılmasından ve sıkılaştırılmasından bahsediyoruz.
Artık neredeyse ezberlendi bu cümleler.
Tek fark, Emniyet yetkililerinin “Personelimiz çok az” demeleri.
Biz Emniyet personeli yeterli sayıdayken de trafikte kural tanımazlıklara şahit oluyorduk.
Yeni bir durum değil, trafikteki anarşi hâli.
Trafik konusunun birçok tarafı var.
Sadece şoförler, sadece kolluk kuvvetleri değil, herkesin bazen zorlamayla, bazen gönüllü olarak katılacağı bir seferberlik ilan edilmeli bu konuda.
Meselâ yayaları ele alalım.
Bir insanın “yaya” olması, ona her önceliği sağlar mı?
Evet, insan öncelikli toplumlarda, yayalara göre tasarlanır trafik akışı. Kabul.
Fakat yolun ortasından gitmeyi alışkanlık hâline getirmiş yaya, önceliği hak eder ve önemser ki?
Şoförler kadar yayalara da görev ve sorumluluk düştüğünü hatırlatmak gerek. Yaya, minibüse binerken durakları tercih etmeli, minibüsten inerken yine “durak” uyarısı yapmalı.
Yaya, kaldırımda yürümeli.
Karşıdan karşıya geçerken de yaya geçidini kullanmalı.
“Yaya geçidi”ni kullanmalı, ama nasıl?
Bir ara Afyonkarahisar’daki belli başlı yaya geçitleri sarı çizgilerle belirginleştirilmişti. O zaman dahi sürücüler ve şoförler bu yaya geçitlerinde yayalara geçiş izni vermektense gaza daha çok basıyorlardı.
Şimdi şeritler daha az belirgin, hatta bazı bölgelerde tam olarak silinmiş.
Olsun, en azından tabela var.
Tabelanın olmadığı yerde de sürücünün aklı var: Okul önü ise yavaş gideceksiniz, hepsi bu kadar.
Ne yazık ki sürücüler ve şoförler, yaya geçidinde yayalara yol verileceğini düşünmüyor. Hepsi değil ama geneli bu.
Ben yaya geçidinde bana yol veren araçların plakalarına bakarım.
Plakaların geneli “03” olmaz. 35 olur, 06 olur, 26 olur, 39 olur…
Bu bir eksiklik değil midir şehrimiz adına?
Okul çıkışında öğrencilerimizin karşıdan karşıya geçmeleri için trafik polisi görevlendirmemiz, şehirdeki sürücüler ve şoförlerin bir eksikliği değil midir?
Kurtuluş Caddesi’ne sürücülerin ve şoförlerin öğrencileri göre göre gaza basmalarını polisle önlemek, içinizi acıtmıyor mu?
“Şu kırmızı ışığa yakalanmayayım” diyen ve hızlanan sürücü ve şoförleri görmek mi istiyorsunuz?
Uzaklara gitmeyin, Park Afyon Alışveriş Merkezi etrafında şöyle bir gezin yeter.
Dedim ya, trafik konusu çok taraflı.
Tüm tarafların eğitime ve denetime ihtiyacı var.
Aksi takdirde, trafikteki anarşi düzeni daha çetrefil hâle gelerek devam edecek.