ZOR İŞTİR FUTBOL ANTRENÖRLÜĞÜ – Kocatepe Gazetesi

Profesyonel liglerde, BAL’da hatta bazı amatör liglerde 2016-2017 futbol sezonunun ilk yarısı  bitti. Özellikle Spor Toto Süper Ligi Turgay Şeren Sezonu takımlarının istifa eden antrenörlerinin adları öne çıktı. FB, Antalyaspor, Gaziantep, Gençlerbirliği, Adanaspor, Akhisar, Kayserispor yeni hocalarla devam ettiler.. Öteki takımlardan da birçok antrenörün ayrıldığı futbol dünyasınca malum.. Onurlu ve yerinde olursa takdir edilecek davranışlardır istifa etmeler; çağdaş ülkelerde olağan görülen ama bizde pek baş vurulmayan kişisel bir girişimdir…
Birkaç  ay önce hatırı sayılır ücretler alarak göreve başlayan ve kendilerinden çok şeyler beklenen bu teknik adamalar niye ayrılırlar takımlarından? Bunun birinci ve görünen nedeni, takımın başarısızlığıdır, puan cetvelinin alt sıralarıdır, düşme korkusudur veya sezon başındaki hedeflerden hızla ulaşmaktır. Örneğin FB yönetimi şampiyon olamayacakları endişesiyle yollarını ayırdı Perayya ile… Gaziantep’i, Adana’yı, Kayseri’yi düşme korkusu sarmıştır. Buna benzer olaylar başka takımlarda da yaşanmıştır sanıyorum.
Ülkemizde futbol antrenörlüğü son kırk yılda önemli aşamalar kaydetmiştir; özellikle TFF-TÜFAD’ın son on beş yirmi yıllık süreçteki işbirliği futbol antrenörlerimizin ufuklarının açılmasını sağlamıştır…
Futbol takımları da bir şirket, bir sendika, bir parti, bir fabrika gibi sosyal, kültürel, ticari ve de doğallıkla sportif birliklerdir. Yönetimleri, bütçeleri, üyeleri, basın ve halkla ilişkileri vardır. Bir de “taraftar” kitlesi vardır ki bu kitle sadece futbol takımlarının ayrılmaz ve çok etkili öğesidir… Şayet türibünlerden homurtular gelmeye başlarsa antrenörün işi gittikçe zorlaşır. İşte antrenör de bu çarkın  önemli bir dişlisidir. Ve lideridir bu çarkın… Kimileri doğal  liderdir kimileri de atanmış yani örgütlü liderdir.. Doğal liderlerlerin atanmışlara göre başarı şanşları daha fazladır; çünkü insanları yönetme, yönlendirme, insanlararası ilişkileri iyileştirme konusunda yetenekli kişilerdir doğal liderler. Ayrıca olaylara ve dünyaya bakışları, onları değerlendirme ve yorumlamaları çağdaş ilkelerle örtüşürler.
Bir antrenörün işi hiç de kolay değildir, oyuncu seçme, takım oluşturma, oyuncular arasında uyum sağlama, çıkabilecek sorunları çözme özetle, takımı iyi prodiksiyon ve iyi ilişkilerle maçlara hazırlama; maç öncesi, maç arası ve maç sonrası süreci yönetme, medya ile ilişkiler ve daha nice görevler… Yani takımdan en yüksek düzeyde verim alma senaryoları hazırlama ve yönetme…
Nasıl ki en az hata yapan hakem iyi hakemse, en az hata yapan antrenör de iyi antrenördür demek daha doğrudur… Futbol oyunu hatalar oyunudur ve birçok kişinin dediği gibi “basit bir oyun” filan da değildir… Bir maç içinde oluşan yüzlerce pas, çalım, koşular, ikili mücadeleler, şutlar, rakibin davranışları futbolu cazip ve komple hâle getiriyor. Böyle bir fiziksel  ve ruhsal bileşimin ön planda olduğu, yüzlerce binlerce gözün izlediği futbol maçları süreci, antrenörleri çok yorar, hele bir de ekonomik sorunlar büyükse… Allah kolaylık versin sayın hocam…
Deniz fırtınalı, çok dalgalı diye martı denizi terk etmez. Her işte olduğu gibi sorunları fırsata çevirmesini bilmeli hocalarımız..