Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

SAĞDAKİLER, SOLDAKİLER VE CİMRİLER

-16-
Hadis anlatımının bu kısmındaki can alıcı nokta, Efendimiz (SAV)’in “Sana göre insanların en şakisi kimdir?” sorusu ve iblis şeytanın “cimriler” cevabının olduğu bölümdür.
Kur’an’ın kime cimri dediğini anlayabilmek için, cömert ve cimri kelimelerinin anlamını yalnızca para, mal, mülk… gibi şeylerle ilgilendirmemek gerekir.
Dikkat buyurun lütfen! Parasını cömertçe harcayan birisi şaki olmaktan kurtulmuş, imanı yüksek bir insan olarak tanımlanabilir mi? İnsanların cömertlik diye tanımladığı hal belki de bir israftır.
Efendimiz (SAV) bir hadislerinde: “En cimri kişi, yanında adım anıldığında bana salât etmeyendir” buyurmuşlardır. Burada hiç para konusu var mı? Bu hadisi şöyle anlamalıyız:
“Yanında benim açıkladıklarım söylendiğinde, özellikle “Billahi manada Allah’a iman edin” tebliğim yapıldığında bu konulara sahip çıkmayan, desteklemeyen, bu konuları tebliğ için mücadele etmeyen en cimridir.” Hadiste bu söylenmektedir. Bu mananın yanı sıra, bu mana sebebiyle Efendimiz (SAV) için dua etmek, salâvat okumak da bu işin tamamlanmasını sağlar.
Kur’an’a göre cimri kim?
Kur’an’ın tanımladığı cimri hale dikkat buyuralım:
“Çünkü Allah, kendini beğenip böbürlenen kibirli (Müstakilen Varım ve Muhtarım İddiası sahibi) kimseleri sevmez. Onlar cimrilik edip insanlara da cimriliği emrederler. Kim (Allah’tan) yüz çevirirse, muhakkak ki, Allah Ğaniyyul Hamiyd’dir.” (Hadiyd-23, 24)
• DuniHİ algı ve zann’larıyla Müstakilen Varım ve Muhtarım İddiası sonucu kendi sözde ilahlığını ilan eden,
• Allah’a karşı bu ilahlığını sımsıkı tutan, asla terk etmeyen, o iddiasından vazgeçmeyen,
• iddiasına göre ısrarla hayat tarzı oluşturan,
• sonra da bu halinin Allah’a ve inananlara karşı mücadelesini veren kişi;
Kur’an’a göre cimridir.
Tanımladığımız bu haliyle de o baş şaki’dir.
Allah’a karşı cimri, Şeytanın Avukatı olarak Şeytanlık Patronaj Sistemine karşı cömert davranmaktadır.
Sağdakiler ve soldakiler
Allah’a karşı ilan ettiği sözde ilahlığı sımsıkı tutan bu insan doyamayan nefs sahibi olarak elbette dünya hayatı içerisinde yaratılanlarla olan ilişkisinde de sahip olduğunu zannettiklerini sımsıkı tutmak, hatta çoğaltmak arzulayacaktır.
Konuyu Kalbimizde pekiştirmek için Leyl Suresi 5-10. ayetlerini hatırlayalım:
“Kim (sözde ilahlık iddiasından vazgeçer ve ilahlık hakkını Allah’a) verir ve (tekrar bu batıla düşmekten) korunursa; Ve el-Hüsna’yı (La ilahe illallah gerçeğini Billahi anlamda) tasdik ederse; Ona el-Yüsra’yı (en kolay hayat olan cenneti) müyesser ederiz (kolaylaştırırız). Amma kim de cimrilik eder (duniHi algı ve sözde ilahlık iddiasına sımsıkı sarılırsa) ve müstağni olursa (bu batıl davranışından kurtulmaya ve korunmaya gerek görmezse) ve (böylece) el-Hüsna’yı (la ilahe illallah gerçeğini) tekzip ederse; ona el-Usra’yı (İslam’a göre zorluk olan Hakk’tan perdeli hayatı) müyesser ederiz (kolaylaştırırız).” (Leyl; 5-10)
Kur’an’ı ders yapan, tedebbür ederek okuyan, okuduklarını tefekkür eden, anladıklarını yine böyle yapmış âlimlerle tezekkür edenler; işte bu amaçla âlimler bir cemaat oluşturunca öyle ameller önerirler ki, Şeytanlık Patronaj Tesirleri iflas eder, böylece insandan şeytanlar da cinden şeytanlar da işsiz kalır.
Amentü Billahi demek, Müstakilen Varım ve Muhtarım İddiası’ndan vazgeçmek, duniHİ algı ve zann’larına sırtını dönmek, bu talibi sistem içerisinde “sağcı” tanımının içine sokar. Dolayısıyla duniHİ algı zann’ları ve Müstakilen Varım ve Muhtarım İddiası’na sahip çıkıp buna göre hayat tarzı kuranlar da sistem içerisinde “solcu” tanımının içine girer. “Sağ” gerçek var, “sol” ise gerçek yok olanı anlatır. İnsan vücudunun ve beyin yapısının da sağ ve sol yanlarının bu gerçekle bir ilişkisinin olduğu düşünülmektedir.
Bakteri ve virüsler de
Şeytanlık’a hizmet eder

Şeytana “yemeğini nasıl yersin?” demek nasıl beslendiğini sormaktır, yani “kendi şartların içerisinde nasıl beslenirsin?” demektir.
Şeytanlık Patronaj Sistemi yukarıdaki tanımımıza göre “sol” aktivitelerden beslenir.
“Parmaklarının ucu” tabiri ise, gayet hassas ve dikkatli bir yararlanmayı gösterir.
Cinn taifesinden olan şeytan, dumansız ateşten yaratılmış olduğundan kendi yaratılış şartları çerçevesinde, Şeytanlık Patronaj Sistemine maruz kalan insanın şeytanlık faaliyetlerinden açığa çıkan nar’dan parmak ucu denilen bir temasla beslenebilir.
Buradaki bir başka mana ise insanlarla ilgilidir. Adetleri üzere elleriyle yemek yiyenlerin kibar ve kibirli gözükmek için sol elleriyle ve sanki yemeğe de çok tenezzül etmiyor gibi gözükmek amacıyla ellerinin ucuyla yemesi ve tırnaklarının içini kirletmesi de konu edilmiştir. Günümüz dünyasında görgülülük adına sol elle yemek önemli bir kriter olarak insanlara dayatılmaktadır.
Hadis anlatımının bu kısmındaki son soru ve cevaptan öğreniyoruz ki, insanlara zarar veren hastalıklar oluşturan küçük canlılar, mikrop sınıfından bakteri ve virüsler de Şeytanlık Patronaj Sistemine hizmet etmektedir. Hava şartlarının bu etkenlerin hızla üremelerine uygun olduğu zamanlarda insanların tırnak aralarında ve nerede kirli yerleri, tırnak araları, yani perde arkası varsa, oralarda yerleşir ve insana karşı hücuma hazırlanırlar. Dumansız ateşten yaratılmış cinn taifesi şeytanların, dış şartlardan kendilerini korumak için insanların hijyenik olmayan yerlerini tercih ettiklerini de öğreniyoruz.
Şeytanlık Patronaj Sistemi de tesir gücünü yitireceği şartlarla karşılaşırsa insanın sadrında tırnak arası gibi korunaklı yerlerde sinip saklanacak ve uygun şartları gözleyecektir, o zamana kadar orada gölgelenecektir.
Hadis anlatımına devam ediyoruz:
Rasulullah (SAV) Efendimiz: “Rabbinden neler talep ettin?” diye sordu.
Şeytanın cevabını ve o konudaki tefekkürümüzü yarın paylaşmak üzere Allah’a emanet olunuz.

ŞEYTANIN AVUKATI -16-

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti