Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

YİĞİT İKEN ÖLENLER, GÖK EKİNİ BİÇMİŞ GİBİ

11 ilimizi etkileyen deprem felaketi ile ülke ve millet olarak son derece acı bir tablo ile karşı karşıya kaldık.
Birbirinden üzücü, birbirinden yürek burkucu hazin hayat hikayeleri ile karşı karşıyayız. Enkazda yiten yaşamlar, hayaller, umutlar bir yanda…
Açılan küçücük delikten kurtarılan ve sonrasında bu delikten geri enkazın içerisine girip 3 yaşındaki kardeşini enkazdan çıkartan 11yaşındaki Emir… Depremden 20 saat sonra enkazdan “selamünaleyküm” diye çıkan ve annesi ile teyzesinin yerine tarif edip kurtarılmalarını sağlayan Rana… Kaybolan yakınlarını Antakya Meydan’daki Atatürk büstüne astıkları kayıp ilanları ile bulmaya çalışan depremzedeler… 12 yaşındaki oğlu sağ, eşi cansız bir şekilde enkazdan çıkartılan, enkazın tamamı kalkmasına rağmen cesedi bulunamayan Gaye… Enkazdan yaralı çıkartılan ailesi ile birlikte hastaneye kaldırılan ama bir daha haber alınamayan Sude Lal… Sude gibi enkazdan sağ çıktıkları bilinen/görülen ama sonrasında izleri kaybedilen bir çok depremzede… Aradan geçen 25 güne rağmen enkazların başında “ceset bulma” ümidi ile bekleşenler… Enkazı kaldırılan binada olduğu bilinmesine rağmen cesedine ulaşılamayan bedenler… Eski evi depreme dayanıksız diyerek kredi çekip yeni ev alan, borcunu ödemeye devam ettiği evinin enkazında can veren, ama geride bıraktığı eski evi sapasağlam duran Refik ve Özge Çapar çifti… Enkazdan çıktığında ışıl ışıl ve mahzun bakan gözleri ile depremin simgelerinden birisi olan “Mucize” bebeğin halen ulaşılamayan ailesi… Yardım dağıtırken, yardım bekler hale gelenler… Trilyonluk mal varlığı varken bugün bölgeye ulaştırılan yardım malzemelerinden bir ceket bir pantolonla kala kalanlar… Hangi birini saymalı?
Tüm bu acılara rağmen Devlet’in ve Millet’in tüm imkanları seferber edişi… Arama-kurtarma, enkaz kaldırma çalışmalarında insan üstü çaba harcayan kahramanların destanı…
Peşi sıra devam eden hainlik çabaları… Gelmekte olan depremlere karşı girişilen hazırlık çabaları…
Kabaca tarif etmeye çalıştığımızı bu tablo ile karşı karşıyayız. Milletçe; dertli, hüzünlü; ama birlik ve dayanışma içerisinde, sabırla, metanetle izliyoruz bu tabloyu.
Böylesi hazin tablo karşısında nice destanlar, nice şiirler kaleme alınmıştır, alınıyordur yurdun dört bir yanında. Lakin izlediklerimizle birlikte bizim aklımıza 2 ölümsüz eser düşüyor.
Birisi Sezai Karakoç’un “ey sevgili” isimli şiiri… Diğeri Yunus Emre hazretleri’nin “Geldi geçti ömrüm benim” dizeleri…
Biz susalım, sözün ustaları konuşsun öyleyse:
Ey sevgili
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünüm benim

Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Ask celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden umut kesmem kalbinde merhamet adli bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili…
***
GELDİ GEÇTİ ÖMRÜM BENİM

Geldi geçti ömrüm benim şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle geldi şol göz yumup açmış gibi

İşbu söze Hak tanıktır bu can gövdeye konuktur
Bir gün ola çıka gide kafesten kuş uçmuş gibi

Miskin âdem oğlanını benzetmişler ekinciye
Kimi biter kimi yiter yere tohum saçmış gibi

Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi

Bir hastaya vardın ise bir içim su verdin ise
Yarın anda karşı gele Hak şarabın içmiş gibi

Bir miskini gördün ise bir eskice virdün ise
Yarın anda sana gele Hak libâsın biçmiş gibi

Yunus Emre bu dünyada iki kişi kalur derler
Meğer Hızır İlyas ola abı hayat içmiş gibi

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti