Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

20 maddede ulaşım sorunu – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 26 Aralık 2012 Çarşamba 02:00:00
  Şehir içi ulaşımı, hepimizin ortak sorunu. Herkesin çözümü ve projesi farklı. Ben ilk aşamada ortaya herhangi bir çözüm önerisi koymadan ulaşımla ilgili bildiklerimi, yaşadıklarımı, hissettiklerimi yazacağım. Maddeler hâlinde aktaracağım:
-Ana caddeler ya da ara caddeler fark etmiyor. Afyonkarahisar’da otomobillerin, kamyonetlerin, “bir dakikalık işim var”cıların, “hemen geliyorum”cuların park etmediği cadde veya sokak, çok az.
-Kadınana Caddesi adını taşıyan ama kamuoyunda Ambaryolu olarak bilinen caddede kafa karışıklığı giderilmiş değil. Caddenin bir bölümü tek yön iken, ikinci bölümü çift yön. Özellikle plakası “03” olmayan araçlar, yarın-öbür gün ciddi kazalara yol açabilir.
-Mecidiye girişi olarak tanımlanan Milli Birlik Caddesi ile Gazlıgöl Caddesi’nin birleştiği nokta da büyük kazaların yaşanmasına namzet.
-Hız kesiciler, abartılı ve yüksek. Bir anlık dalgınlıkla hız kesicinin üzerinden geçmeye çalışsanız, allak-bullak oluyorsunuz.
-Belediye otoparkları yeteri kadar kullanılmıyor. Bundan yakınılıyor, ancak yakınmayı sonlandıracak tedbirler de alınmıyor.
-Toplu ulaşım için durak uygulaması 2012’nin ilk aylarında takip edilse bile, şu an için sıkı takibin bırakıldığını belirtmek gerek. İsteyen toplu ulaşım aracı, istediği yerde durabiliyor; özellikle de denetimin olmadığı bilinen bölgelerde.
-Durak konusunda bir başka sıkıntı ise sürücüler. Otobüs ya da dolmuş duraklarına park eden sürücülerin, durak giriş ve çıkışlarına asgari saygıyı göstermesi lâzım. Sadece durakların boş kalması yetmez. Durakların 5’er metre gerisi ve ilerisinin de boş bırakılması, toplu ulaşım araçlarının sürücülerini rahatlatacak.
-Durak hizasında, durak için hazırlanan “cep”e girmeden, yol ortasında yolcu bindirip indirmeler, son bulmuş değil.
-Afyonkarahisar’da 360 dolmuş, 100’e yakın halk otobüsü olduğu söyleniyor. Ancak her nedense bu araç yoğunluğu, “vatandaş yoğunluğu” ile denk yürütülmüyor. Vatandaşların işe, okula gidecekleri, işten ve okuldan dönecekleri saatlerde toplu ulaşım araçlarında nefes almak bile güçleşiyor.
-Örneğin sabah saatlerinde Yeşilyol’dan Oruçoğlu ya da Korel Termal Otel’deki bir programa yetişmek isterseniz, ilgili programdan en az 1 saat önce yola koyulmak zorundasınız. Ya Yeşilyol güzergahındaki toplu taşıma araçlarını bekleyeceksiniz, ya da Bankalar Caddesi’nden başka bir toplu taşıma aracına binip Afium’da aktarma yapacaksınız.
-Acele bir işiniz olduğunda, o işe toplu taşıma aracıyla yetişmeniz mümkün değil. Çünkü toplu taşıma araçlarının hızları konusunda bir standart yok. Sürücünün keyfine göre, kimi zaman çok hızlı, kimi zaman ‘şehir turu yaparmışçasına’ yavaş seyrediliyor.
-Bazı toplu taşıma araçlarında 2012’nin son günlerinde bile “Arkadaşlar çökelim, polisi geçince kalkalım” uygulaması var. Madem bu işin cezası var, neden fazla yolcu alınıyor? Madem fazla yolcu alınırken çekinilmiyor, fazla yolcuya neden “Çökelim”, yani “çömelelim” talimatı veriliyor? Bu işlem neden gerektiği gibi cezalandırılmıyor?
-Güzergâhları, dolmuş ve halk otobüslerinin üzerindeki irili-ufaklı tabelalardan öğrenmek zorunda kalıyoruz. Hiçbir durakta, hangi aracın geçeceği, nerelere uğrayacağı yazmıyor.
-Toplu taşımada vardiya sistemi yok. Gece 22’den sonra bir yerden bir yere toplu taşıma araçlarıyla gitmek, neredeyse imkânsız.
-Yayaların yürümeleri için kimi yerlerde ciddi bir yetenek sergilemeleri gerekiyor. Hele üzerinde durak olan kaldırımlar, insan yükünü taşıyamaz hâle gelmiş.
-Kaldırımlar yeteri kadar geniş ve “yürümelik” değil.
-Kaldırımların “sergi” alanı olup olmayacağı konusunda standart yok.
-Şehrin çeşitli caddelerinde “yaya geçidi” var. Ama sadece var. Meselâ Kurtuluş Caddesi’ndeki yaya geçidinden geçmek isterseniz, makam araçları da dahil olmak üzere 10 araçtan 1 tanesi size yol veriyor.
-Emniyet kemeri, polisi ve “emniyet kemeri alarmı” olan araçları “oyalamak” amacıyla takılıyor. Araçlarda, bedeni sıkmayan, bol, görüntü icabı takılan emniyet kemerlerine rastlamak mümkün. Hatta o şekilde katılan emniyet kemeri yerine “susturucu toka”yı tercih edenler, yani emniyet kemeri takmaya bile tenezzül etmeyenler var.
-Şehir içi ulaşımda “alternatif” olarak düşünülen ticari taksilerin bir kısmı taksimetre açıyor, bir kısmı taksimetre açmıyor. Taksimetrenin neye göre ve nasıl açıldığı konusunda bir standart yok.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER