Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Açlık ve yoksulluk “siniri” – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 30 Aralık 2011 Cuma 02:00:00
  Müjdeler olsun… Aynı gün hem asgari ücrete yapılan zam oranı açıklandı, hem de açlık ve yoksulluk sınırı.
Ajanslara düşen haberlere göre asgari ücret, 2012’nin ilk 6 ayında 16 yaşından büyükler için net 701,1 lira.
Haber şöyle:
“Asgari Ücret Tespit Komisyonu gelecek yıl geçerli olacak asgari ücreti tespit etti. Buna göre, 16 yaşından büyükler için aylık brüt ücret ilk 6 ay için 886,50 lira, ikinci 6 ay için 940,50 TL olarak belirlendi. Bekar bir işçi için aylık net ücret ilk 6 ay için 701,14 lira, ikinci 6 ay için 739,80 TL olacak.16 yaşını doldurmamış işçiler için aylık brüt ilk 6 ay için 760,50 lira, ikinci 6 ay için 805,50 lira olarak tespit edildi. Bu kesim için de aylık net ücret ilk 6 ay için 610,94 lira, ikinci 6 ay için ise 643,15 lira olarak uygulanacak. Asgari ücret yılın ilk 6 ayı için yüzde 5,91, ikinci 6 ay için yüzde 6,09 arttı, 2012 yılındaki yıllık artış oranı ise yüzde 12,37 oldu.”
Ajanslar, Türk-İş’in yaptığı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına da yer verdi. O haber de şu şekilde:
“Türk-İş’in Açlık ve Yoksulluk Sınırı araştırmasına göre Aralık ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 940,39 TL, yoksulluk sınırı 3 bin 63,17 TL oldu. Türk-İş tarafından, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay düzenli olarak yapılan açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasının 2011 Aralık ayı sonuçlarına göre 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 940,39 TL oldu. Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı (yoksulluk sınırı) ise 3 bin 63,17 TL düzeyinde gerçekleşti. Fiyat artışları nedeniyle son bir yılda sadece mutfağa gelen ek yük 73 TL olarak hesaplanırken, ailenin yaşama maliyeti bir önceki yıla göre 236 TL arttı. Önceki yılın aynı döneminde açlık sınırı 867,80 TL ve yoksulluk sınırı 2 bin 826,70 TL olarak hesaplanmıştı.”
****
Neymiş özetle?
Asgari ücret 701 lira, açlık sınırı 940 lira, yoksulluk sınırı 3 bin lira.
Hak mı, reva mı siz düşünün…
Bir cephede emekli milletvekillerine yapılan “küçük”, “minnaacık” zam., Ve bu zammı “istemem yan cebime koy” diyen bir “halkçı” parti, diğer tarafta grup çoğunluğuyla önergeyi yasalaştıran “adalet” kelimesini taşıyan bir parti, öte tarafta kendine “sosyalist” bir hava vermeye çalışan parti, beri tarafta da “aman suya sabuna dokunmayalım” diyen “hareketli” bir parti…
İktidar, muhalefet şike yasasından sonra “emekli milletvekillerinin maaşlarına zam” konusunda da mükemmel, göz kamaştırıcı, övünülesi bir “oydaşma” içinde. Takdire şayan… İftihar ediyoruz…
Diğer cephede ise açlık ve yoksulluk sınırı ile ilgili araştırma. Açlık sınırı, 2012’nin ikinci ayında asgari ücrete yapılması planlanan zamla bile tabir-i caizse “kurtarmıyor.” Bu hesaba süreç içindeki enflasyon oranı, kriz ihtimalleri gibi etkenler de dahil değil ayrıca.
Yoksulluk sınırı ise “emekli milletvekillerinin maaşlarına zam yapan” güzide milletvekillerimizi neredeyse haklı çıkaracak cinsten.
Yoksulluk sınırı 3 bin lira olur mu? Olursa, bu ülkenin çoğu bilimadamları, doktorları, öğretmenleri yoksulluk sınırının altında yaşıyor demektir. Eh, o hâlde bir emekli milletvekilinin bu sınırdan uzak yaşamasını sağlayan düzenlemeye de itiraz konusundaki sesimiz biraz kısılabilir…
****
Sorunumuz “Dünyanın 10’uncu büyük ekonomisi” yolunda olmamız değil görülen kadarıyla. Büyüyen ekonomi içinde en zengin ile en yoksul arasındaki uçurum büyüyor mu, küçülüyor mu? Buna bakılmalı. Tedbir, zenginin zenginliğini koruması adına değil, yoksulun yoksulluktan kurtarılması doğrultusunda alınmalı.
Aksi takdirde bugün yoksulluk sınırı olarak adlandırılan olgu, yarın yoksulluk “siniri”ne dönüşecek.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER