Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Eyüp İMİR

AFETLER VE BİLİM

İnsanoğlu varoluşundan bu zamana kadar yüzlerce afetlere uğramıştır. Salgın hastalıklar, kuraklık, kıtlık, savaşlar, zorunlu göçlere maruz kalmıştır. Bütün bu afetlere karşın soyunu devam ettirebilmiştir. Günümüzde ise Coronavirüs salgınıyla karşılaşmış, büyük sıkıntılar ve ölümler olmuştur. Tam bu salgını atlattık derken iklim ve tarım krizi kapımızı çalmıştır. Gelecekte kuraklık ve gıda sorunuyla karşılaşabiliriz. Bilim ve teknolojinin ışığında şimdiden tedbirlerimizi almalıyız. Bu gibi durumlarda bilimsel çalışmaların dışında bir çözüm bulmak zordur. Bilimsel verileri kullandığımız ve doğayla uyumlu yaşam biçimi seçtiğimiz zaman sorunları çözmek daha da kolaylaşacaktır. İşte size bir Osmanlı-Cumhuriyet karşılaştırması. Osmanlı coğrafyasında 16. yüzyıldan itibaren görülen çekirge salgını zamanla bir afete dönüşür. 1915 yılında bir tarafa savaşlar bir tarafa çekirge sürüleri. Türk halkını çok kötü bir duruma düşürmüştür. Devletin böyle salgınlara karşı bilgi birikimi ve uzmanları yoktur. Çekirgeler bir arada ot tanesi dahi bırakmayıp çöle çeviriyorlardı.
Sonuç kıtlık ve açlıktır. Afetten zarar gören halk çaresizdir. Çekirgeleri kendi olanakları ile yok etmeye çalışmışlar ama başarılı olamamışlardır. Bu arada açıkgözler, din tüccarları ortaya çıkar. Kadıya giderek- çekirgeler sığırcık kuşlarının rızıklarıdır, öldürülmelerinin günah olacağını söylerler. Bu salgının çaresi bizdedir. Bizim okuduğumuz suları toprağa serperek çekirgelerin yok edileceğini belirtirler. Böylece kendinin şeyh olduğunu iddia edenlerin okuyup üflediği sular çekirge-sığırcık suyu diye ünlenir. Bu sular dinci ünlülerle tarlalara serpilmeye başlar. Şeyhler sığırcık suyu sayesinde zenginleşir. Akıl dışı bu yöntemle sonuç alınmaz. Köylüler bitkin ve perişandır. Köylüler son çare kadıya giderler, sorunlarına çare bulmasını isterler. Kadı ne yapar? Kadı çekirgelere hitaben bir resmi mektup kaleme alır.
-Çekirge ismiyle anılan siz oburlar Allah’ın kullarına ait olan ekili ürünleri yiyerek zarar verdiğiniz için sizden şikayetçi olundu. Ben de şeriat adına sizi uyarmak istiyorum ve bu mektubu kaleme alıyorum. Buna uyarak bulunduğunuz yerden tiz zamanda çekip gidiniz. Aksi takdirde Allah’a havale edileceksiniz. Amin. Bu mektup tarlalara, çoğaltılarak bırakılır. Ama çekirgeler bulundukları yerlerde tez zamanda gitmezler. Çekirge afeti devam etmektedir. Devlet 1915 yılından itibaren yasal önlemlerle çare bulmaya çalışır. Çekirge ölülerini para ile satın alma dahil her türlü yönteme başvurulur. Bu mücadeleden sonuç alınmaz. Çekirge salgını ancak Cumhuriyet kurulduktan sonra bitirilir. Türkiye Cumhuriyeti çareyi bilimsel uygulamalarda bulur. Kimyasal ilaç ve alet alımı için bütçeye ek ödenekler konur. 1923-1925 yılları arasında 1200 pulvarizatör (sıvı ilaçları püskürtme makinesi) 550 havalı püskürtücü, 22 kamyonet, 6 traktör, 3 otomobil alınır. Çekirge mücadelesi için yeni kadrolar açılır. Uluslararası komisyon ve kongrelere katılım gerçekleştirilir. 1924 Halep ve Roma çekirge kongrelerinde Türkiye temsil edilir. 1931 yılında Berlin Hayvanat Müzesi haşaret dairesi müdürü Prof. W. Ramme Tükiye’ye gelir. Sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti, çekirge sürüleri daha ülkeye girmeden bu salgını önlemeyi başarır. Tarım canlanır. Tarım ürünleri ihracatı 1923 yılında 50 milyon dolar iken 1930’larda 71 milyon dolar olmuştur. Günümüzde bile Coronavirüs salgını dini ritüellerle önlenmeye çalışılmıştır. Ama sonuç malum. Bilimsel birikimi ve kurumları olan ülkelerin başlarında iki Türk insanın da bulunduğu ekipleri sayesinde virüs salgınını kırabilmiştir. Hayatta en hakiki yol gösterici bilimdir, fendir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti