AKÜ’den eşsiz bir eser

Geçen yıl kutladığımız “Büyük Taarruz ve Büyük Zafer’in 100’üncü yıldönümü” ile ilgili bir çok eleştiri ve öneride bulunmuştuk. “Hakkını veremiyoruz”, “100’üncü yılın şanına yakışacak etkinlikler olmalı” içerikli yazılarımız bu köşede pek çok kez yer bulmuştu.

Sonrasında, 2022 yılında Büyük Zafer’in 100’üncü yılı ile ilgili, 2023 yılında da Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı ile ilgili bir çok etkinlik gerçekleştirildi. Bazı etkinliklerle ilgili planlamalar da devam ediyor.

Katkısı olan herkese minnettarız. Türk Milleti’nin tarihindeki en parlak sayfalarından birisi olan bu iki kutlu olayın 100’üncü yıllarının hakkıyla, layıkıyla kutlanması tek temennimizdir. Bu kutlamalar vesilesiyle milli birlik ve bütünlük ruhunun yeni nesillere aktarılması, Kocatepe’de zirve noktasına oluşan bilincin yaşatılması ve geleceğe taşınması hedefimizdir.

Merhum şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un “Yine de bir şey yaptım diyemem hatırana” mısralarıyla anlamlandırdığı gibi kahraman ceddimizi hatıralarda tutmak için ne yapsak az gelir.

***

Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörümüz Prof. Dr. Mehmet Karakaş Hoca’mız Afyon Kocatepe Üniversitesi tarafından yayınlanan, ilimizin kültür ve tarih hayatına silinmez bir iz bırakacağına ve eşsiz bir arşiv vazifesi göreceğine inandığım “100. YILINDA BÜYÜK TAARRUZ VE BAŞKOMUTAN MEYDAN MUHAREBESİ” isimli dört ciltlik kitabını bizlere ulaştırdı. 4 ciltlik eseri şimdilik yüzeysel inceleme imkanı bulduk.

Toplamı yaklaşık 1200 sayfadan oluşan 4 ciltlik bu eser Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına binaen “Afyon Kocatepe Üniversitesi yayınları” kapsamında yayınlandı.

4 ciltlik eserle ilgili bilgi veren AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, “Afyon Kocatepe Üniversitesi Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi’nin en önemli noktası olan Kocatepe’den ismini almıştır. Milli Mücadele’nin en önemli ayaklarından olan Büyük Taarruz’un 100. Yılı olan 2022 yılında Üniversitemiz “100. Yılında Uluslararası Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi Sempozyumu” adıyla önemli bir etkinlik gerçekleştirmişti. Sempozyum bildirilerinin, tebliğ sunan 89 yazar tarafından yeniden gözden geçirilmesi, düzenlenmesi ve genişletilmesi sonucunda ise 4 ciltten oluşan “100. Yılında Büyük Taarruz ve  Başkomutan Meydan Muharebesi” kitabı Afyon Kocatepe Üniversitesi yayını olarak yayınlanmıştır” diyor.

Rektör Karakaş’ın bahsettiği bu sempozyuma Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan, Almanya, ABD, Hollanda, Sırbistan, Polonya gibi yurtdışındaki ve Türkiye’deki üniversitelerden 100’e yakın bilim insanı katılmıştı. Sempozyumun açış konferansı, Prof. Dr. İlber Ortaylı tarafından gerçekleştirilmişti.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Türk Tarih Kurumu, Afyonkarahisar Valiliği, Afyonkarahisar Belediyesi’nin katkıları ile yapılan sempozyumun ardından böylesine önemli, arşiv niteliği taşıyan, kapsamlı, uzman isimlerin eserlerinden oluşan güzel bir eserin yayınlanmış olması bizleri son derece mutlu etti.

Maliyetler nedeniyle kitap yayınlamanın “neredeyse gündemden kalkacağı” günlerdeyiz. Özellikle resmi kurumların “tasarruf” dendiğinde ilk akıllarına gelen tasarruf noktası basın-yayın faaliyetleri oluyor ne yazık ki…

Böylesi bir ortamda 4 ciltlik eşsiz eser yayınlandı. Emeği geçen herkesi kutluyor, “Allah devamını nasip etsin” diyoruz.

Altın yumurtlayan tavuk can çekişiyor

Afyonkarahisarlılar olarak “çözüm üretemediğimiz” sorunların başında bize has ürünlere yeterince sahip çıkamamamız gerekiyor. “Afyon sucuğu”ndan bahsediyoruz mesela…

Ünü ülke sınırlarını aşmış, Afyonkarahisar ekonomisi açısından büyük önem taşıyan, ilimizin medar-ı iftiharı sucuğumuzla ilgili o kadar çok sıkıntı var ki, saymakla bitmiyor.

Afyonkarahisar’ın yüz akı, işinin hakkını veren, gurur vesilesi sucuk imalatçılarımız olduğu gibi… Hem memleketin adını hem de ürünün adını 2 paralık eden sahtekarlar da yok değil…

İşte bir hemşehrimizin gönderdiği fotoğraf. Fotoğraf Antalya’dan… Afyon sucuğu diye satılan ve içinde ne olduğu belli olmayan ürün…

Sosyal medya birkaç aydır “Afyon sucuğu” diye satılan ve içerisinden çıkanlarla gündem olan video görüntüleri ile çalkalanıyor.

Konuyla ilgili İstanbul’dan mesaj gönderen bir hemşehrimiz diyor ki: “Aynı durum Bahçelievler belediyesinin önünde var. Afyon sucuğu diye satılıyor. Üstelik stand açmasına belediye izin verdi.  Satan da sucuk da Afyonlu değil. Sucuğu alan çöpe atıyor. Bende uyardım. Ama nafile”

Başka illerin “Sucuk Festivalleri” ile sahip çıkmaya çalıştığı, ekonomisini geliştirmeye çalıştığı bir dönemde biz “altın yumurtlayan” tavuğumuzu el birliğiyle rezil ediyoruz. Hem de “Gastronomi Kenti” ünvanımız da varken. Bu işe kalıcı bir çözüm ne zaman bulunacak? İlgili kurumlar, sivil toplum kuruluşları, yetki sahipleri, marka sahipleri sessiz kalmayı sürdürecekler mi?