Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

AŞAĞISI SAKAL, YUKARISI BIYIK

Uzun süredir kent gündemini işgal eden “Kentsel Dönüşüm” meselesinde önemli bir dönüm noktasını yaşadık. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un Afyonkarahisar’a gelerek ilk ağızdan projenin detaylarını anlatması Afyonkarahisarlılar tarafından memnuniyetle karşılandı.
Sorunlarla, sıkıntılarla gerçekleşen ve “bürokratların ortada top çevirmesiyle geçirilen” önceki toplantının aksine Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un bilgi aktardığı toplantı olumlu bir havada sonuçlandı. Sonuç itibariyle “Söz Milletin” denildi. Şimdi Kentsel Dönüşüm projesi kapsamında bulunan ve hak sahibi olan hemşehrilerimiz Haziran ayı sonuna kadar enine-boyuna düşünecek ve kararını verecek. Çoğunluk “Karşıyım” derse Bakanlık tarafından hazırlanan ve açıklanan imar planı uygulamaya alınacak, ama Bakanlık ile TOKİ devreden çıkacak. Vatandaş kendi başına yağan karı kendisi eritecek.
Çoğunluk “Tamam” derse, Devlet imkanları ile desteklenen bu proje yürürlüğe konulacak.
***
Hal böyle iken tartışmalar bitmiş değil. Bir kesim “Devlet bizim lehimize davranıyor, bu proje uygulansın, köhne evler, sorunlu parseller yerine modern mahalleye kavuşalım” derken…
Bir başka kesim; “Hazırladıkları planı her şartta bize dayatıyorlar. Karar bize bırakılmış gibi görünse de Bakan Bey, ister siz yapın, ister biz; bu projeden başkası olmaz dedi ve gitti” fikrinde.
Kentsel Dönüşüm Bölgesinde kalan vatandaşların kafası karışık. Tartışmalarda bir çok etken söz konusu. Akıllarda olan ve öne çıkan sorulardan bazılarını buraya yazalım:
Dükkanlarla ilgili değerlendirmeler neden açıklanmadı? Müteahhitler yaparsa arsa değerleri artar mı? Müteahhitler sorunlu parsellere girer mi? TOKİ’nin yaptığı inşaat mı daha az sorunlu olur, müteahhitin yaptığı mı? Bu proje peygamber kertiği mi, başka bölgelere uygulanan kat durumu neden buraya uygulanmasın? İlk açıklanan proje bugün gelinen noktada nasıl değiştiyse, bu proje de neden değişmesin? Açıklanan proje ve devlet destekleri gerçekten fırsatsa bunu kaçırır mıyız? Kendi arsamızı evimizi verip hala borçlanmamız neden isteniyor? Açıklanan projedeki otopark alanı ve ticari alanlar neden az? Uzun çarşıda 30-40 m2’lik dükkanlar 2 trilyon ederken bizim yerlerimiz neden arsa olarak ucuza gitsin? Devletin yapamadığını müteahhitler yapabilir mi? Müteahhit gerçekten hak sahiplerine TOKİ’nin verdiğinden fazla verebilir mi?
Soruların sayısını artırmak mümkün. Hasılı kelam kafa karışıklığı azalsa da devam ediyor.
***
Şahsi kanaatimize ve gözlemimize göre; Haziran ayı sonunda, hak sahiplerinin çoğunluğu Bakan’ın açıklamaları sonrasında bu projenin Bakanlık ve TOKİ tarafından yapılmasını kabul edecek gibi görünüyor. Ama bu kabul kolayca olmayacak, çetin tartışmalar ve mücadelelerin ardından olacak gibi.
Bu kadar çok sorunun havada uçuştuğu, kafa karışıklığının had safhada olduğu bir konuda % 51 evet ya da hayır dese de… Proje uygulanmaya başlanıp tamamlasa da… Eleştiriler, yeni soru ve sorunlar, dedikodular devam edecek gibi görünüyor. Her halükarda aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık meselesi…
Allah hayırlara çıkarsın inşaAllah.

 

 

KRİZİN KAPISINDAN DÖNÜLDÜ

 

Bakan Kurum’un katılacağı toplantı organizasyonunda yine “bürokrasi” kesiminin neden olduğu küçük çaplı bir kriz yaşandı. Yeniden böyle krizlere ortam oluşturulmaması amacıyla bu konuya dikkat çekmekte fayda görüyoruz.
Toplantı öncesinde Kentsel Dönüşüm Projesinin kapsamındaki tüm hak sahipleri toplantı salonuna davet edildi. Vatandaş bu davetten memnun, ne olup bittiğini ilk ağızdan öğrenmek için toplantı salonuna gitti. Hatta vatandaşa hizmet adına ücretsiz ulaşım da sağlandı.
Salonun kapısına gelen bazı hemşehrilerimiz “Siz 1. Etapta hak sahibi değilsiniz. Bu toplantıya sadece 1. Etaptaki hak sahipleri katılabilir” diye kapıdan çevrilmeye başlanınca ortam gerildi. Haklı olarak “Hem bizi davet ediyorsunuz, hem salona almıyorsunuz” tepkisini gösteren hemşehrilerimizden bazılar kızıp geri dönerken, bazıları haklı tepkisini yükseltmeye başladı.
İş bilmez bürokrat kesimi bu krizi de kontrol altına almaktan uzaktı. Birkaç iyi niyetli görevli ortamı sakinleştirmeye çalışsa da ipler gerilmeye başladı. Olası bir gerginliğe karşı güvenlik önlemleri artırıldı. Kentsel Dönüşümde hak sahibi olanlar salona alınmayıp, içeri girenler salonun bir kısmının boş olduğunu görünce “Boş salona neden bekleyenleri almıyorsunuz” tepkisi doğdu. Üstüne üstlük hak sahipleri kapıda bekletilirken, AK Parti’li olduğu belirtilen bazı kişilerin salona alındığının anlaşılması ortamı daha da elektriklendirdi. Afyonkarahisar’da çoğunluk birbirini tanır, hele ki aynı mahallenin insanları birbirini daha iyi tanır. “Salon hakimiyeti” açısından planlandığı belli olan ve hemencecik anlaşılan bu hareket AK Parti’ye “eksi” olarak yazıldı. Hiç gereği yoktu.
Sonuç itibariyle durumdan haberdar olan AK Parti Afyonkarahisar Milletvekilleri Ali Özkaya ile İbrahim Yurdunuseven konuya müdahil oldular ve bekleyen herkesin salona alınması sağlandı. Emniyet Müdürü Ali Temiz ve ekibinin sağduyulu yaklaşımı da buna eklenince olası tatsızlıklar önlendi.
Eğer ki bu durum, iş bilmez bürokratlarla, acemi siyasetçilere kalsaydı geçtiğimiz aylarda yaşanan ve gerilimlerle biten Kentsel Dönüşüm toplantısından çok daha olaylı bir toplantıya tanık olabilirdik.
Tercihimiz; her konuya siyaseti sokmak değil, varsa vatandaşın haklı talebini dinlemek, makul-mantıklı zeminlerde buluşmak olmadır. Tersi, sıkıntıyı artırır.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER