Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Elif Çaylıoğlu

ASTROLOJİ, BURÇLAR VE ZANLAR 7

“Astroloji, burçlar ve zanlar” yazılarımızda önce burç özelliklerini dunihi algısıyla o burç insanı (aslında hepimiz) nasıl zulmette kullanıyoruz, onu görüyoruz. Neden? Çünkü dünya hayatı formatımız olan esfele safilin halimiz hep ve her konuda yanlışa meyillidir. Dikkat edin, “fıtratımız” değil! Tüm insanların fıtratının Allah fıtratı üzere olduğunu ayetlerimiz ve hadislerimiz sebebiyle biliyoruz (Rum-30). İnsanın dünya yaşantısı formatı! Buna çok odaklanmalıyız. Çünkü buna, bu formatımıza aşığız da haberimiz yok! Korkunç değil mi arkadaşlar? İnsan esfele safiliyn hal üzere yaşamayı kendiliğinde ve aşkla seviyor, bu ilimle tanışmışsa bile eğer 7/24 sıkı takipte değilse, sürdürülebilir bir mücadele içinde değilse o formata kayıp gidiyor. Kurtarıver Allahım (âmin). Konumuz burçlar olunca da bu gerçek değişmiyor; insanın dünya hayatı formatı burç özelliklerinden Hakk olarak yararlanmaktan hiç hoşlanmıyor, yanlışı sevdiğimiz için onları yanlışta, zulmette kullanmaya dolayısıyla yanlışı aşkla şevkle yapmaya gizlice hayranız. Çünkü bu formatın gereği bu! Bu esfele safiliyn yapının mayasında ancak bu var. Bu sebeple, ayetler ve hadislerimiz ve tüm Allah dostları zımnen veya zahiren bu gerçeği “İnsan küfrüne âşıktır” diyerek vurgular (Dündar Y, Burçlar ve Küfürler).
Astrologların (neredeyse tümünün) küfrüne aşık bu esfele safiliyn yapıları ile yaptıkları dunihi yorumlarıyla “burç özellkleriniz” diyerek boğa burcu için de açıklamaya çalıştıkları vasıflar ve hayat tarzı boğa burcu insanının dunihi algıyla yaşadığı dünya hayatıdır. Yani astrologların boğa burcu diye açıkladıkları bu burç insanının esfele sâfiliyn seviyeden dûniHİ algıları ve zann’larıdır ki bunları çok özet olarak ana hatlarıyla önceki yazımızda tefekkür etmeye çalışmıştık. Bu yorumlar hangi burç insanı söz konusu olursa olsun iki ana tema üzerine oturur: “Müstakilen varım ve muhtarım” iddiası ve bu küfre aşkı sebebiyle o burç insanının yaşadığı tanrısal kavgalar. Bu iki kriter üzerinden inceliyoruz ki her ikisinden de kurtulalım. Çünkü bu ikisinden kurtulmadıkça cennet yok, rahat yok, huzur yok!
Günlük hayatımızda çok da alışık olmadığımız değil hiç bilmediğimiz duymadığımız bu kriterlerin ne anlama geldiğini bugüne kadar birçok yazımızda defalarca “Hakkı ve doğruyu tekrar rahmettir” ilkemiz sebebiyle ele aldık, hatırlamaya çalıştık. Bu kavramları, bir dersin müfredatı gibi ve çok net, çok anlaşılır bir tarzda paylaşılan eserler olmaları sebebiyle Yılmaz Dündar Bey’in kitaplarını, söyleşilerini hassaten hatırlatıyorum (kendime ve size), lütfen oradaki Rahmani lezzeti ve fırsatı kaçırmayalım. Aldanma diyarı denilen dünyanın (dunihi algı) akıntısına kapılıp gidenlerden olmamamız için bunu çok önemsiyorum.
Burcumuz ne olursa olsun, Rabbimiz Allah’ı tanıma yolunda göstereceğimiz gayretin önündeki en büyük ve en gizli engel, en aşılmaz duvar bizim bu küfre aşık halimizdir. O aşk bizi O’ndan ayıran, ikilik oluşturan, farkında olmadan açık veya gizli şirke düşüren tüm hallerin asıl sebebi! Buna rağmen o yanlış ve tehlikeli aşktan kurtulmaya yeterince telaş göstermiyor olmak nasıl açıklanır acaba? Bize ihanet eden, canımıza kasteden bir sevgilimiz olsa yine aynısını yapar mıydık, ona da duyarsız kalmaya devam eder miydik acaba? Öyleyse lütfen dualaşalım da bu küfre aşkımızı fark edelim, her bir halimizde onu tanıyalım ve ondan kurtulmanın çok ciddi çabasına girelim. Çöp olup gidecek şeyler için (dunihi algıdan kurtulmadığı halde kreasyonlarının, takıp takıştırmanın, gezip eğlenmenin, saatlerce ekran (TV, tablet, telefon) başında çürümenin, boşa geçen ve hüsranla müjdelenen günlerin, hazların, tutkuların pençesinden kurtulmak için kıpırdayalım. Boğa insanı dunihi algısıyla işte tam böyle bir burçtu… Boğa burcu insanını da bizi de zulmet hallerine düşüren hazları, tutkularımızı bilmek ve tümünden kurtulmak için kıpırdamaya başlar başlamaz lütfedilecek huzur ve hazzın tarifsiz lezzetini, kokusunu alalım lütfen. Mis gibi bir kahve kokusu bile bizi alıp götürüyorken neden Allah aşkının hazzına rağbetimiz zayıf diye kendime çok üzülürüm hep! Bir hastanın hastalığını bilip uygun, etkin, güvenli bir hekim ve tedavi yolu araması hangimizin yapmadığı, önemsemediği bir durum acaba? Neden bizi Rabbimizden ayıran bu küfre aşk halini bildiğimiz halde kurtulma çabasına girmiyoruz diye hem üzülüyor hem de dua ediyorum.
Boğa burcunun “Müstakilen varım ve muhtarım” başlığı altında incelediğimiz özelliklerine baktığımızda karşımıza çıkan tablo gerçekten moral bozucu! Ancak bu nahoş durumu rahmete çevirebileceğimiz açık kapılarımız var. Bu kapıları öğrenmek hem bu dünyadaki ilişkilerimizi hem de ahiret hayatımızı güzelleştirecektir. Şimdi gelin, boğa burcunun (ve burcumuz ne olursa olsun hepimizin) Rabbimizin razılığına açılan kapıları tefekküre çalışalım.
Boğa Burcu insanı “Müstakilen VARIM ve Muhtarım” iddiasından vazgeçerse, dûniHİ algı ve zann’larına sırtını döner de nefs-i levvameye girerse yani hanif olursa burcunun saydığımız bütün özellikleri ona avantaj olarak geri döner. O moral bozan tüm özellikler dunihi algıdan Billahi idrake hicret ettirildiklerinde boğa burcu (ve o özellikler her kimde varsa tümü için) bambaşka bir kapı aralanır.
Boğa burcunda “müstakilen varım ve muhtarım” iddiasına sahip çıkma seviyesinden razı olma durumu Billahi idrake hicret ettirilirse bu durum “Rabbinden razı” olma haline dönüşür ki bu o kişi için düğün bayramdır. Çünkü boğa burcuna dünya ve ahirette Allah’ı tanıma yaşantısının yani cennetin kapılarını açar. Allah’tan ve Allah’ın kaderinden razı olmaya başlayan boğa burcu Allah ile didişmediği için Rabbini hakkıyla tanımak kendisine kolaylaşacak, böylece O ‘ndan gelen her hale şükretmesi ve razılığı hep daha artacaktır. Nasıl bir kapı oldu şimdi onun bu hali, Rabbine açılan…
Muhafazakârdı! İşte sıkı tutan, halini koruyan bu vasfıyla o şimdi Billahi idrakte yaşadığı hayatı korumak geri dönüşsüz yapma gayretindedir, deli gibi… Her halinde Billahi idraki yaşayacağı bir halin sıkı takipçisi ve sahipçisidir. Bu yeni idrakte boğa burcu için artık haz ve zevk Rabbimizin razılığı yolunda hayatını sürdürmektir. Bu haliyle de önde gidenlerden olur. İyi bir kul olmak için Rabbimizin istediği salih amellerle meşgul olmak, önerilmeyen hallerden kaçınmak boğa burcu için Rabbimiz tarafından kolaylaştırılmış, onun için bir zavk ve haz olarak ona ikram edilmiştir. O şimdi Billahi idrakte bu halini muhafaza etmek için yüksek bir zevk ve muhabbetle gayret eder, azim v sebat gösterir.
İnatçı huyuyla dunihi idrakte zulmeti yaşarken, Billahi algıda bu inat hali onu Rabbimizin yolunda sabit kılar. Bu yolun inatçısı olur. Bu inatla yaptığı salih ameller inat boğa burcunun Allah’a açılan kurtuluş kapısıdır.
Daha önce mutluluğu, memnuniyet ve rahatlık zannederken şimdi tatmaya başladığı huzur sebebiyle gerçek mutluluğun yollarını ve Rabbine olan kapsısını keşfetmeye, hep daha mutmain olmaya başlamıştır. Tüm nimetleri Allah hakikatinden ayrı, kopuk yaşadığı dunihi hayatta zulmani zevk ve hazların sarmalında, peşinde yaşayan boğa burcu, Billahi idrakte tüm bu zevkleri İlla Billah olarak O’nunla yaşamaya başlar.
Güven duygusu onun en önemli özelliklerdendir. Dunihi algıda çevresine duymak istediği güven duygusuyla sürekli sınandığını hisseder ve duymak istediği güven duygusu sonucu genellikle hüsran yaşarken dunihi algıdan kurtulup da Billahi idrake geçtiğinde güven duygusunun tatmin olacağı tek makamın El Mümin, El Müheymin, Er Rakıyb olan Allah olduğunu görür ve Biiznillah yaşamaya başlar. Sonuç derinleşen bir mutmainliktir. “Tek ve gerçek Var” olan El Vekil Allah’a duyulan güven ancak cennetin kapısını aralayacaktır Biiznillah.
Dunihi algıda (aslında olmayan) sevgi duygusu sebebiyle nefreti sevgi diye yaşamaya çalıştığı için hüsrana uğrayan boğa burcu, bu duygusunu hicret ettirdiğinde Allah sevgisi ve aşkı ile tanışır Onlarda kolayca açığa çıkan şehadet aşkı, şehitlik makamına ulaşmak bu duyguyla olur; sevdiği uğruna dünyaya meydan okur. Ne güzel değil mi?
Boğa burcu borcuna, sözüne sadıktır. Billahi idrakte bu onun Rabbine verdiği sözüne sadakate dönüşür, sadık bir kul olur ki bu yolda işin aslı sadıklıktır! Muhafazakâr bir sadık olur, sadakatini koruma delisi olur.
Dünihi algısıyla yaşarken lezzetli bir yemek, etkileyici giyinme, çarpıcı cazip parfümler… gibi hazlar boğa burcu için tanımlayıcı iken Billahi idrakte bu çöp olacak haz duygusu yerini Hak hazlara terk etmiştir; o artık Rabbine ulaşmak, O’nun razılığı üzere yaşamak isteğini hazza dönüştürmüştür. Rabbimiz Allah ona neyi kolaylaştırmış ama o bunu nerelerde kullanıyormuş meğer! İşte o şimdi ibadete dönüştürdüğü salih amel hayat tarzı ile huşu duyup, ittika eden bir sığınışla yaşamaktadır.
Aslan, Akrep, Kova burçları onun tanrısal kavgasının güçlü olduğu burçlardır; yani ilahlık hissiyatlıların çatışmasında bu burçlar önde gelir. Boğa burçlarının var zannettiğini koruma çabası, sınırlarını belirlemesi, inatçı ve muhafazakâr olması özellikle bu burçlar için tehdit gibi hissedilir, sebebi özelliklerin aslan, akrep ve kova insanının kendi ilahlık özellikleriyle şiddetli çatışmasıdır. Örneğin; aslan burcundaki kişinin müstakilen varım ve muhtarım zannıyla hüküm verme isteği boğa burcundaki kişinin korumak istediği şeye karşı bir tehdit oluşturur, boğa burcu güvenli bölgesinde aslan burcunu görmek istemez, bunu boğa burcuyla aslan burcu anlaşamaz diye ifade ederler. Eğer Allah lütfeder de bu burçlar karşısındaki ve kendindeki ilahlık hissiyatını fark edip bundan kurtulmaya çalışırlarsa, o zaman bu kavga ve nefret onların Allah’a açılan kapıları olur. Dunihi algı yaşantısında “bunlar anlaşamaz” diye düşünülen kişilik özellikleri, Billahi hayat tarzında kendimizdeki ve karşımızdaki ilahlık hissiyatlarını tanıyarak kurtulmak için birer rahmet kapısıdır.
Allah’ım, bütün hücrelerimi, dokularımı, organlarımı, bütün vücudumu; duygularımı, düşüncelerimi, fikirlerimi, arzularımı, hayallerimi, rüyalarımı bütün beynimi; ruhumu, sırrımı, hafimi, ahfamı sana emanet ettim, sana teslim ettim, lütfen Allahım bunları razı olmadığın her şeyden arındırıp temizleyiver, el değmemiş kar suyu ile yıkayıver, kendi nurun ile nurlandırıver, kendi ahlakınla ahlaklandırıver (amin).

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti