Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

Edep; Ya Hu -281- O HİÇ YARATTIĞINI BİLMEZ Mİ?

Sadırla ilgili önemli bir husus var: Allah Aliymün Bi zatissudur’dur! Bunu SübhanAllah ve Allahuekber’i anlamamıza da destek olacak şekilde ele alacağız.
“Allah yapmakta olduğunuz herşey için Habiyr’dir.” (Tevbe 16)
“Nerede olursanız O sizinle beraberdir, Allah yaptıklarınızı Basiyr’dir.” (Hadid 4)
“Düşündüğünüzü ister içinizde tutun, ister açığa vurun. Muhakkak ki o Aliymun Bi zatis’sudur’dur.” (Mülk 13)
Dikkat ederseniz Mülk 13’te “Allah sadırlarınızdakini bilir” denilmedi, “bizzat bilir” denildi. Oysa “Allah sadırlarınızdakini bilir” diyen ayetler de var. Bu ayet, “sadırlarınızdakini (aliymun bi zatis sudur olarak) bizzat bilir diyor. Bu ayet, tefekkür eden için kavrayamayacak açılımlar yapar. Kavrayamayacağı açılımlar yapan bir tefekküre sokar ve kişi o açılımdan sonra kavrar, açılımdan önce kavrayamaz. Kişi bu mana kendisinde açıldıktan sonra yavaş yavaş o tefekkürü kavrar. Bu ayet diyor ki: “Allah sadırlarınızdakini bizzat bilir.” Oysa bazı ayetler “Allah sadırlarınızdakini bilir” der. Ayette geçen “Aliymun bi zatis sudur” ifadesindeki “bizzat” vurgusu bizim için önemli. Neden?
“Düşündüğünüzü ister içinizde tutun, ister açığa vurun muhakkak ki o Aliymun Bi zatissudur’dur. (Çünkü) yarattığını bilmez mi? O Latîfü’l Habir’dir.” (Mülk 13, 14)
Ayet buyuruyor: Bunda şaşılacak ne var, O hiç yarattığını bilmez mi? Çünkü O (Aliymun Bi zatissudur olan Allah) Latifül Habir’dir…
“Aliymun Bi zatis’sudur” vurgusu Mülk 13. ayet yanı sıra Alu İmran 119 ve 154, Maide 7, Enfal 43, Hud 5, Lukman 23, Fatır 38, Zümer 7, Şura 24, Hadiyd 6, Teğabun 4. ayetlerinde de geçer.
Allah’ın bilmesi ile ilgili ayetlerde; “Allah kalblerdekini bilir, sadrlardakini bilir, nefslerdekini bilir” ifadeleri geçer. Nisa 63 ve Ahzab 51 “Allah kalblerdekini bilir”, Alu İmran 29, Neml 74, Kasas 69 “Allah sadırlardakini bilir”, Maide 110 “Allah nefslerdekini bilir” der. Kalplerdekini bilir, sadırlardakini bilir, nefislerdekini bilir, bunları anlamak önemli! Ayetin ne demek istediğini mekanizmasıyla anlamak önemli! Meallendirirken bunların yerine başka şeyler yazarak, hatta birbirlerinin yerlerine yazarak mana vermek doğru olmaz. Kalp geçen yere sadr, sadr geçen yere kalp, nefs geçen yere başka şey yazarak meal yapılırsa mana bozulur. Kur’an kalbi de, sadrı da, nefsi de biliyor; hepsini yerinde kullanmış. “Daha iyi anlaşılsın” diyerek bozmamak lazım! Yanlış olur ve meali yapan kişinin anlayamadığını da gösterir. Allah’ın yazdığını daha iyi anlaşılsın diye bozmak, kişinin onu anlayamadığının işaretidir.
Hadid Sûresi 3. ayet “Ve Huve Bi külli şey’in Aliym; Allah her şeyi bilir” der. Bu ayetteki ifade yukarıdakilerin hepsini kapsıyor. Ayet “Allah her şeyi bilir” dedi, buna rağmen “kalplerdekini de bilir mi, sadırlardakini de bilir mi, nefstekini de bilir mi?” demek olmaz. “Allah her şeyi bilir” ifadesi tümünü kapsar. Ayetlerin yerine göre, kalplerdekini, sadırdakini, nefstekini bilir demesi, idrakımızın basamakları içindir, idrakımızın taşınması içindir, idrak seyahati içindir, idrakımızın yerine oturması içindir, “her şeyi bilir” bilincine ulaşması ve onu yaşayabilmesi içinidir, mekanizmayı kavrayabilmek içindir. Her şeyi bilen Allah kalplerdekini de bilir, bunu sadr için de, nefs için de böyle anlayın…
Her kişi kendisi için “aliymun bi zatis sudur”dur. Siz kendiniz için; “ben kendim için aliymun bi zatis sudurum” diyemez misiniz? Dersiniz, çünkü kişi kendi sadrından geçeni bilir; kişi kendi içinden geçeni bilir. Kalbini, kalbinden geçeni bilmeyebilir, ama kalbin sadra yansımışı manasındaki içi, içinden geçeni bilir. Demek ki siz de kendiniz için “aliymun bi zatis sudur”sunuz Bu durum zahirendir, zahir ve batını iyi görmemiz için de bir örnektir. Bakın:
Kişi “bana verilen yetki ve sermaye kapsamında ben de kendim için aliymun bi zatis sudurum” der. Bu zahiren böyledir. Aynı zahirin batını, Kayıtlı Kendini Hissetme Duygusu’nun kaydında bu özellik ne kadar varsa o özelliği sahiplenmektir, kaydında olduğu kadarıyla “aliymun bi zatis sudur”a kişinin “BEN” diyerek sahiplenmesidir; o bu sahiplenmeden kaynaklanır, başka birşey değildir. Zahiren “ben de içimden geçenleri biliyorum” derken, bâtınen kişinin kendisinde Kayıtlı Kendini Hissetme Duygusu’nun kaydı çerçevesinde (ki her kuldaki kaydın genişliği farklıdır), ne kadar “aliymun bi zatis sudur”u varsa, yani kaydının esma kompozisyonuna ne kadar “aliymun bi zatis sudur” düşmüşse, ona “BEN” demesinden başka birşey değildir. Yani kişinin “ben de biliyorum” demesi yine aslında o kayıtta Allah’ın bilmesidir; o kayıt çerçevesinde Allah’ın bilmesidir. Ancak yaşantı gereği kul o kayda “BEN” demiştir. Çünkü “BEN” demezse ortaya kul çıkmaz. İşte kul, “BEN” dediği o kaydı kastederek diyor ki; ben de aliymun bi zatis sudurum…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti