Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

Edep; Ya Hu -283- ALİYMÜN Bİ ZATİS SUDUR

“Aliymun bi zatis sudur” esmasını anlamak önemli, çünkü somut yakalayabildiğimiz en önemli esmalardandır. Bu esmayı somutlaştırabilirsek bütün esmaları çözecek ipucunu yakalayıp esma âlemine hızla girebiliriz.
Sizde ve her ilmî surette aynı anda, her biri için ayrı ayrı ve birini diğerine karıştırmayan bir “aliymun bi zatis sudur” var. Sizde ve her ilmi surette! İlmî suret denilince yalnızca insanı düşünmeyin. Her ilmî surette “aliymun bi zatis sudur” var. Bütün ef’al âleminde. Ef’al âlemini tek bir ilmî suret olarak düşündüğünüzde de bu böyledir. Ayrı ilmi suretler olarak düşündüğünüzde de, aynı anda her biri için ayrı ayrı ve birini diğerine karıştırmayan bir “aliymun bi zatis sudur” var.
Kim esma kesretine geri dönüşsüz girerse velayet kapısından girmiş olur, esma kesreti velayet içerir. Bu sebeple esma kesretinin bir yerinden tutmaya çalışacağız. Şimdi bu amaçla “aliymun bi zatis sudur”u düşünün. “Ben de içimden geçeni bilirim” derken neyi kastediyorsanız onu yakalayın. “Ben de içimden geçeni bilirim” halini yalnız insanlar değil, her yaratılan için düşünün, dünyadan gitmiş ve gelecek tüm ilmi suretler ve her detayında. En küçük alt yapısı neyse; molekül, atom ve atom altı parçacıklar, çünkü onlar da birer varlık. Tümündeki her detayı hem ayrı ayrı bilen, hem de bütün onları ef’al âlemi olarak “tek” düşündüğünüzde o halini de bilen… “Ef’al âlemini tek bir bütün olarak düşündünüz ya, işte onun da içinden geçeni bilen ve ondaki detayların hepsini aynı anda bilen ve hiç birisini birbirine karıştırmayan ve bu olayın da kendisine yük olmadığı bir düşünce”yi düşünün. O zaman Allah için “aliymun bi zatis’sudur” ifadesiyle ne denmek istendiğini anlamaya başlamış oluruz. “Anlarız” değil, anlamaya başlamış oluruz.
Allahın esmaları, O’nun esması yalnızca “aliymun bi zatis’sudur” değil ki, sınırsız… “Sayıları sınırsız, manaları sonsuz” olan her esmayı böyle aynı anda düşünün; hiç birini diğerine karıştırmıyor, hepsini yönetiyor.
İşte esma âlemi derken siz Allah’ın esma âlemi boyutuna sesleniyorsunuz. Bir de “Allah” derken nereye seslendiğinizi düşünmeye çalışın. “Allah” dediğimiz yer ulûhiyet noktası; çok a’la, çok yukarı. Esma âlemine, ef’al âlemine, çoğul âlemine seslenirken, böyle bir güce, bu gücün esmalarına sesleniyorsunuz. Ve çok ilginç olan ne biliyor musunuz? İnsanca düşününce tabi… Çok ilginç olan, bütün bunları Allah ilmullahta bir an düşünmüş, geçmiş gitmiş… Bizim esma âlemi diye kavramaya çalıştığımız şey aslında yok. Esma âlemi, ef’al âlemi diye bir şey gerçekte yok. O bir hayal ki olmuş bitmiş. Daha Onun hayalinin bir yanını anlayabilmek mümkün değil… Hayalinin bir yanını, yani olmayan bir şeyi bile anlayamıyoruz. Olan bir şeyini değil, olmayan bir şeyini bile akla sığdırabilmek mümkün değil. Bu yüzden, bizi kurtaracak en önemli sığınış kelimesi de bize öğretilmiş; SübhanAllah…
“Geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Ve O Aliymun bi zatis sudur’dur (Ve Huve Aliymun bi zatis sudur).” (Hadid 6)
Dikkat edin, bu ayet diğer ayetlerden farklı olarak, ezberleri bozacak bir şekil içeriyor: “Geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Ve O aliymun bi zatis sudurdur.”
Sûrenin önceki ayetleri arz ve semavatı, altı günde yaratılışı anlatır ve buraya gelir. Bu ayette de gece ve gündüzü anlatılır. Ayet gece ve gündüzü anlatıyor, ama “aliymun bi zatis sudur”la bitiyor, neden acaba? Eğer bu anlaşılmazsa “ne alaka” dersiniz. Sonra da kişi bildiğimiz gece ve gündüzü beğenmez, yeni “gece ve gündüz”ler bulmaya çalışır, uydurur. “Aslında ayetteki gece insanın şu yapısıdır, gündüz insanın bu halidir” gibi yorumlarla kompozisyon yazarlar, edebiyat yaparlar.
Dikkat edelim ki daima önce ayetin zahiri anlamını doğru çözmeliyiz. Ayette ne yazılmışsa önce o! Onu çözeceksiniz. Onu çözmeden daha ileri mana verilmez. Onu çözmeden ileri bir manaya geçmek gaflettir. Bir mana vermek için, var olan zahiri manayı çözünceye kadar bekleyeceksiniz. Örneğin burada, var olan zahiri manayı, yani bildiğimiz gece gündüzü düşüneceğiz. “Geceyi gündüzün içine, gündüzü de gecenin içine sokar ve O aliymun bi zatis sudurdur” ayetinde önce bu zahiri manayı çözmek gerekir ki, daha ileri bir manaya ulaşabilelim.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti