Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hayriye Caner

EŞSİZ CAMİLERİMİZ

Birbirinden değerli tarihi, doğal ve kültürel eserlere sahip olan ilimizdeki bu eserleri biz Afyonlular bile yeterince tanımıyoruz.
Şehrimizde tarihi öneme sahip olan camilerimiz hakkında yeterince bilgiye sahip miyiz?
İşte onlardan sadece bir kaçı hakkında kısa ve öz bilgiler:
ULU CAMİ: Cami, ahşap mimarisi; sırlı tuğlalı, baklava dilimli tuğla minaresiyle Anadolu Selçuklu döneminin eşsiz örneklerinden biridir. Cam, dikdörtgene yakın yamuk planlı olup, 1272-77 yıllarında Sahipata Nusratüddin Hasan tarafından yaptırılmıştır. Dış duvarlar, kesme taş sıralıdır. Araları moloz taş ile örülmüştür. Üst örtü daha önce toprak damlı iken, son yıllarda yapılan tamir ve restorasyonlarda yüksek pramidal çatı ile örtülerek üzeri çinko ile kaplanmıştır.
Cami, beş sırada sekizerden kırk ahşap sütun üzerine oturtulmuştur. Ahşap sütunlar üzerine konan sütun başlıkları, çakma sarkıt ve baklava dilimlidir. Doğuya, batıya ve kuzeye açılan üç kapısı vardır. Doğuya bakan kapının üzerinde bir onarım yazıtı bulunur.
Buna göre, Cami, Muzafferuddin Devle Bey’in oğlu Muinüddin İsa Bey tarafından H.742 (M.1341) yılında tamir ettirilmiştir. Ayrıca kuzeye açılan kapı üzerinde, Türkçe bir yazıt bulunur.
Mihrap mermer olup, üç sıra kuşakla “Ayet-el Kürsi” yazılıdır. Selçuklu tarzı ahşap oymalı iki kanatlı minber kapısı ise Neccar Emir Hac Bey”in eseridir. Ahşap kirişler üzeri renkli kök boyayla geometrik ve bitkisel motifler işlenmiştir.
GEDİK AHMET PAŞA (İMARET) CAMİ: İmaret Cami, hamam ve medrese ile beraber bir külliye oluşturur. Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden Gedik Ahmet Paşa tarafından Anadolu Beylerbeyliği döneminde (M. 1472) Mimar Ayaz Ağa’ya yaptırılmıştır. Halk arasında “İmaret Camii” adıyla anılır. Orta kısımdan kemerle bölünmüş, art arda iki büyük kubbe ile örtülüdür. İki yanda sıralanan ve dışarı açılan odaları ise, üçer küçük kubbe örter. Kuzeydeki son cemaat yeri, altı yuvarlak sütunlu ve beş sivri kemerli kubbe ile örtülüdür. Doğu, batı ve kuzey duvarlarında iki, kıble duvarında üç sıra pencere vardır. Cami’nin duvarları içten kalem işi yazı ve geometrik desenlerle, üst pencereler ise renkli camlarla süslüdür. Nakışları Abdüssamed oğlu Hasan yapmıştır. Tek şerefeli minaresi, yivli burma biçimlerle süslü olup, yivlerin arası lacivert renkli sırlı tuğlalarla kaplıdır. 1940 yıllarında Vakıflar İdaresi’nce restore edilmiş, camide bulunan hatlar ise, eski özelliğini bozmadan İsmail Hakkı Altınbezer tarafından yazılmış, Avni usta tarafından uygulanmıştır. 1950’li yıllarda yapılan şadırvanındaki ses yalıtım sistemi ilginç akustik özelliği ile dikkat çekmektedir. Arada su toplanma yeri olmasına rağmen bir kolonun altında abdest alan kişinin sesi tam karşısında abdest alan kişiye net bir şekilde ulaşması ziyaretçileri hayrete düşürmektedir.
MEVLEVİ (TÜRBE) CAMİİ: Halk arasında “Türbe” veya “Mevlevi Camii” isimleriyle de anılır. Caminin ana bölümleri; türbe, semahane, mescid, şerbethane, bacılar mahfili ve son cemaat yerinden oluşur. Ayrıca, derviş hücreleri, matbah-ı şerif, selamlık dairesi, mezarlık ve harem daireleri bulunmakta ise de, bugün selamlık, mezarlık ve harem daireleri mevcut değildir. Binanın kesme taştan yapılmış kapısı üzerinde, kitabe yerine kabartma bir Mevlevi külahı yer alır. Tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Büyük yangın sonucu yanan Mevlevihane, 1905’de II. Abdülhamit’in emriyle on dört bin altın harcanarak büyük bir onarım görmüştür. Türbede Mevlevi Şeyhlerine ait 12 sanduka bulunmaktadır. Mevlana’nın torunlarından Aba Puş-i Veli, Sultan Divani (Mehmet Semai Çelebi), Hızır Şah Çelebi gibi Mevlevi büyükleri ile Şah İsmail’in oğlu Elkas Mirza da burada yatmaktadır. Afyonkarahisar mevlevihanesi’nin, tekkelerin kapatılmasından önce diğer Mevlevihaneler arasında ayrı bir yeri vardı. Semahane, matbah ve öbür bölümleriyle birlikte büyük bir mevlevihanedir. Mevlevilik’te Konya’dan sonra ikinci sırayı alır.
MISRÎ CAMİİ: 1483’te Şakkancıoğlu Evliya Kasım Paşa yaptırmıştır. Kesme taştandır. İki büyük kubbe ile örtülüdür. Doğu kenarı bitişiğinde bulunan minaresinin tabanı kesme taştan, gövdesi dilimli tuğladandır. Mukarnaslı mihrabındaki mavi lacivert tonlarda kûfi yazı ve geometrik desenli çiniler Selçuklu eseri olmalıdır. Minberi mermerdendir. Bitişiğinde türbesi ve boşluk hacmi vardır.
KUYULU CAMİİ: Selçuklulardan kalma olan caminin yapım yılı bilinmemektedir. Açık yeşil sırlı tuğlalarla baklava biçimli süsleri olan cami minaresinin yanındaki kuyu nedeni ile bu adı almıştır. Tek kubbeli kübik bir yapıdır. İri kesme taş kaplamalıdır.
OT PAZARI CAMİİ: Tuz Pazarı caddesinde Belediye Çarşısı bitişiğindedir. 1590’da Felezede Süleyman Çavuş tarafından yaptırılmış, yıkılan minaresi 1958’de yenilenmiştir. Kesme taş ve kare planlı tek kubbelidir. Kuzeyde camla kaplı olan son cemaat yeri sonradan eklenmiş olup, üç sivri kemer üzerine üç kubbe ile örtülmüştür. Minaresi tek şerefelidir. Mihrabı sonradan yapılmış ve beyaz mermerle kaplıdır.
SANDIKLI ULU CAMİİ: Sandıklı ilçe merkezinde, çarşı içindedir. Önce mescit iken sonradan camiye dönüştürülmüştür. Cami, Bahattin Ömer Bin Alaaddin tarafından Mimar Ayder’e H.780 (M.1379) yılında yaptırılmıştır. Kare planlı, tek kubbeli, minareli bir yapıdır. Daha sonra son cemaat yeri eklenmiştir.
SULTAN ALAADDİN CAMİİ: Çay ilçesi girişindedir. Bugün cami olarak kullanılan medrese, III. Gıyaseddin Keyhusrev dönemi zamanında Ebûl Mücahit Yusuf tarafından 677 ( 1278-79) yılında Oğul Bey Bin Mehmet’e yakınındaki han ve hamamla birlikte yaptırılmıştır. Cepheye bitişik bir de çeşmesi vardır; hanın sadece kapalı bölümü ayakta olup hamamı yıkılmıştır. Anadolu Selçuklu medreseleri içinde revaksız avlusu kubbe ile örtülü, iki eyvanlı ve tek katlı olanlar grubuna girer. Malzemesi kesme ve moloz taş ile tuğladır; süslemede çini mozaik kullanılmıştır.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti