Nöbetçi Eczaneler
10 Temmuz 2012 Salı 03:00:00 Çevreci eylemleriyle tanınan Greenpeace’in araştırmasına göre Türkiye’de halkın yüzde 83’ü GDO’yu, yani genetiği değiştirilmiş ürünleri sofrasında istemiyor. GDO’lu ürün satan markaya güven azalıyor. Bu durumda hala ülkemizi yönetenler neden GDO’lu ürünlere izin veriyor, bunların tüketimine müsaade ediyor anlamak zor.
İlimiz genelinde de gıda imalatına yönelik denetimler artırılmışken Greenpeace Akdeniz , Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) konusunda şimdiye kadar Türkiye ’de yapılmış en kapsamlı kamuoyu araştırmasına imza attı. Halkın GDO’lar konusundaki tavır ve görüşlerini ortaya koyan araştırmadan çarpıcı sonuçlar çıktı. 4 bin 860 kişi ile yüz yüze görüşme metoduyla gerçekleştirilen anketin sonuçlarına göre Türkiye’de halkın yüzde 82’si GDO’nun ne olduğu hakkında yeterli bilgiye sahip. GDO’nun ister hayvan yemi, ister insan gıdası olarak ülkeye girmemesi gerektiği konusunda hemfikir olan katılımcıların yüzde 83’ü GDO’lu olduğunu bildikleri ürünü asla almayacaklarını söyledi.
Ankette sorulan sorular ve alınan cevapların ışığında ortaya çıkan sonuçlar şöyle sıralanıyor:
Kamuoyundaki GDO tartışmaları genel olarak vatandaşın bu konuda ‘bilgisiz’ olduğu varsayımında yola çıksa da, anket sonuçları ortaya koyuyor ki halkımızın %82’i gibi çok büyük bir çoğunluğu GDO’nun ne olduğunu gayet iyi bilmektedir.
GDO’lar hakkında gerekli bilgi sahibi olan halkımızın yine çok büyük bir çoğunluğu GDO’ları genel olarak kötü bir şey olarak nitelendirmektedir.
GDO’lar konusundaki bu genel görüntüye bağlı olarak halkımızın büyük bir çoğunluğu GDO’lardan ciddi şekilde endişe duymaktadır. Her 2 kişiden 1’i GDO’lardan endişelendiğini, her 3 kişiden 1’iyse GDO’lardan ‘çok’ endişelendiğini dile getiriyor.
Bu araştırmanın en çarpıcı sonuçlarının başında, halkımızın gıda markalarına bakışı geliyor. %83 gibi ezici bir çoğunluk bir ürünün içinde GDO olduğunu bilirse, o ürünü almayacağını belirtiyor.
Halkımızın bu konudaki net tavrı sadece GDO’lu ürünlerle de sınırlı değil. Bir firmanın herhangi bir ürününde GDO olması halkın gözünde o firmanın kara listeye alınması için yeterli oluyor.
Araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından bir tanesi de GDO ithalatı için başvuru yapmanın bile tüketiciler nezdinde marka değerinin yok olması için yeterli olması.
Türkiye’de resmi kurumların denetim eksikliği yıllardır Türkiye’nin en büyük kanayan yarası. Bu durum söz konusu gıda olduğunda da değişmemekte, hatta daha da artmakta. Bunun neticesinde, halkımızın GDO konusunda da Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yeterli denetim yaptığına veya yapabileceğine güvenmiyor. Bu durum GDO’ların bir kez sisteme girdiğinde gerekli ve yeterli kontrolün asla yapılamayacağı gerçeğinin bir kez daha altını çiziyor.
Diğer dikkat çeken ve üzerinde durulan konuysa halkımızın GDO’lu yemle beslenmiş hayvanlardan elde edilen et, süt, yumurta gibi ürünlerin bu durumu ifade edecek uygun bir şekilde etiketlenmesi talebi.
Bu araştırma vatandaşın yediğiyle içtiğiyle ne kadar alakadar olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Eskiden olduğu gibi artık vatandaş ne verirsen yemiyor.
Hal böyle iken, gıda üretimi yapanlar artık eskisinden daha hassas olmak zorundalar. Gıda üreticilerini denetleyenler ise onlardan çok çok daha hassas…
