HAYIRDA YARIŞ, GÖSTERİŞTE YARIŞMA

İyilikler ülkesiyiz. Ramazan ayında adeta ihtiyaç sahiplerine yardım yağıyor. Askıda ekmek uygulamasından tutun da marketlerin kurduğu göz hakkı standlarına kadar, birbiriyle yarışan hayırseverler, dernekler, şirketler, ihtiyaç sahiplerine yardım yağdırıyorlar.
İnsanlar birbirlerine fitre ve zekat verebileceği kişileri soruyor. Çeşitli organizasyonlar fitre, zekat ve hayır dağıtımlarına aracılık ediyor. Belediyelerin yardım ve yemek dağıtımları olanca hızıyla devam ediyor. Zimem defteri geleneği sürüyor, veresiye defterleri toptan satın alınıyor. Kapı kapı iftar yemekleri dağıtılıyor.
Hükümet pandemi nedeniyle bir çok alanda bir çok kesime yardım dağıtıyor. Özel ya da resmi kurumlar tarafından, hemşehri dernekleri tarafından yetimlere yardım sağlanıyor.
Kişiler ve kurumların marketlerden satın aldıkları yardım çeklerine, Ramazan gıda paketlerine her yerde ulaşmak, bulmak mümkün.
Yüce Türk Milleti yurt dışı organizasyonlarla gönül coğrafyasının her yerine yardımlar ulaştırıyor. Kudüs’ten Arnavutluk’a, Somali’den Arakan’a tüm gönül coğrafyamıza Türk Milleti’nin yardımseverliği ulaştırılmaya çalışılıyor. Afrika’da su kuyuları açılarak suya muhtaç gönüllere dokunuluyor.

YÜCE MİLLET, BÜYÜK DEVLET

Tüm bu yapılanlar büyük bir “nimet”….
Hem içerideki, hem de dışarıdaki düşmanlarımıza karşı Devlet olarak, Millet olarak ayakta kalabiliyorsak bu yardımseverliğin, hayırda yarışın yüzü suyu hürmetine belki de…
Dünyanın “pandemi”nin pençesinde kavrulduğu böylesi bir dönemde, Millet’in pandemi şartlarının psikolojisi içerisindeyken bunları başarıyor olması ayrı bir övgü konusu.
Bu konuda sadece şunu söyleyip bitirelim: 2001 krizinde IMF’den verilecek 1 milyar dolarlık kredi ile işçi ve memur maaşlarını ödemeyi planlayan hükümet, bir gecede 20’ye yakın yasayı Meclis’ten çıkartmayı taahhüt etmişti. Bir cuma gecesi ulusal kanallar canlı yayına geçmiş ve Kemal Derviş, New York’tan şöyle seslenmişti: “Hafta sonu Meclis’ten yasalar çıkarsa pazartesi günü 1 milyar dolar kredi serbest bırakılacak!”
Bugün, sadece Sosyal Koruma Kalkanıyla fakir fukaraya doğrudan aktarılan miktar 53 milyar lirayı buldu. Kısa Çalışma Ödeneği ile 3,7 milyon çalışana 28 milyar lira ödendi.
Yukarıda saydığımız “hayırda yarış”ın kulvarları bu rakamların dışında. Elhamdülillah…

SIKINTI BÜYÜK AMA UMUT DA BÜYÜK

Günlük çalışıp kazanan, elinin emeğini yiyen insanlarımız “tam kapanma” nedeniyle büyük sıkıntıda. Esnafın neler çektiğini bir Allah, bir de kendisi gibi olanlar bilebiliyor.
Ama şu anda, dünyanın dev ekonomileri bile ayakta durmakta zorlanırken, Türkiye’nin pandemi sürecinde ekonomi çarklarını onca olumsuzluğa rağmen çeviriyor olması takdiri hak ediyor! Allah Devlet’e ve Millet’e zeval vermesin.

GÖSTERİŞ BUDALALARI OLMASA

“Yardım” meselesine değinmişken…
Şu verdiği yardımı insanların gözünün içine sokmaya çalışanlar yok mu?
Görenleri deli ediyor.
İsim adres vermeye gerek yok. “Kaşıkla verip, kepçeyle gözünü çıkarmaya” benzeyen bu davranışta bulunan herkes üzerine düşen payı alsın. Kaç senedir faaliyetteymiş ama bir kere bile adı duyulmamış şehir dışındaki hemşehri platformu da kendisine reklam vasıtası kılıyor bu yardım dağıtma işini… Yüzde sıfır onda bilmem kaçlık parti de. Seçim hesabı olan sıradan bir yönetici de “yardım dağıttım” diye sosyal medyadan kendini göstermeye çalışıyor… Sosyetik hanımefendi de…
Yardım dağıtımı konusunda özel hassasiyet gösterenlere de ayrıca teşekkür ediyoruz. Şükürler olsun ki, onlar da varlar. İyi ki varlar…
Yardım meselesini gösterişe dönüştürmeye çalışan kardeşlerimiz! Olmaz, etmeyin, eylemeyin. Hayırın ecirini kaçırmayın. Milleti de çileden çıkartıp mübarek günde sevaplarını azaltmayın.