İYİLİĞİ EMİR ETMEK VE DUA

Duanın kabul şartlarından birisi de “İyiliği emretmek, kötülükten alıkoymaktır.” Cenâb-ı Hakk Kur’an’da şöyle buyuruyor: “ Küntüm hayra ümmetin uhricet linnâsi te’murûne bil ma’rûfi ve tenhevne anil münker” “Siz insanlar içerisinden çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz, iyiliği emreder, kötülüğü nehy eder-men edersiniz” (Al-i İmran/110); bir başka ayette ise: “Namazı dosdoğru kıl, iyiliği emir ve tavsiye et, kötülükten sakındır. Bu yüzden maruz kalacağın şeylere katlan” (Lokman suresi:17. ayet)
Sevgili Peygamberimiz: “Ya iyiliği emreder, kötülüğe engel olursunuz,ya da Allah içinizden şerlileri başınıza musallat eder. Sonra içinizdeki iyiler kurtuluşunuz için dua ederler, ama onların duası da kabul olmaz” buyurmuştur. İyiliği emretmemek, kötülüğü nehy etmemek, tıpkı haram yemek gibi duaların kabul olmamasına sebeptir. Bu bakımdan dualarımızın kabul olması için her zaman iyiliği emredelim. Sevgili Peygamberimiz yine bir başka hadiste: “Sizden biri İslam’a aykırı bir iş görürse onu eliyle değiştirsin, buna gücü yetmiyorsa diliyle değiştirsin buna da gücü yetmiyorsa kalben buğz etsin ki bu da imanın en düşük derecesidir” buyuruyor.
Dua ve Helal Lokma
Kursağında haram lokma olanların duası ve ibadeti kabul olmaz. Helal kazanmaya, çoluğumuzu-çocuğumuzu helal lokma ile beslemeye dikkat edelim. İnancımıza göre bir çocuk anne rahmine besmele ile düşmeli ve henüz anne rahminde iken helal lokma ile beslenmelidir. İşte o çocuk o zaman, anasına, babasına, vatanına, milletine ve dinine daha hayırlı bir evlat olur.
“Ey insanlar! Bütün yeryüzündeki nimetlerimden helal olmak, temiz olmak şartıyla yiyin. Fakat şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o size belli bir düşmandır.” (Bakara/168)
Saad bin Vakkas (r.a.) Peygamber Efendimize duasının kabul olunmadığını sorunca Peygamberimiz (s.a.v.), “Ey Sa’d haramdan sakın. Karnına haramdan bir lokma girenin duası kırk gün kabul olunmaz” buyurdu.
Ve yine Allah şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler, size rızık olarak verilenlerin temiz olanlarından yiyiniz.” (Tâhâ, 20/81)  
Bu ayetleri okuduktan sonra Allah Resûlü, uzun bir yolculuğa çıkan, saçı başı karışmış, toza batmış, ellerini göğe kaldırmış, ‘Ey Rabbim, ey Rabbim.’ diye dua eden bir adamdan bahsetti ve şöyle dedi: “Bu kimsenin yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, haramla beslenmiş, duası nasıl kabul olsun?” demiştir.
 Bir başka hadislerinde Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
“Öyle bir devir gelecek ki, insanoğlu aldığı şeyin helalden mi haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak. Böylelerinin hiçbir duası kabul edilmez.” (Buhari)
Abdullah bin Ömer (r.a.) “Namaz kılmaktan yay gibi, oruç tutmaktan çivi gibi olsanız da haram ve şüpheli şeylerden kaçınmazsanız, Allah o ibadetleri kabul etmez” demiştir.
Sehl (r.a): “Haram lokma yiyenin azaları bilsin bilmesin, istesin istemesin isyan eder. Yediği helal olan kimsenin de azaları kendisine itaat eder ve hayırlı işler yapmağa muvaffak olur” demiştir.
Malik bin Dinar buyurdu:
“İsrail oğullarında büyük bir kıtlık meydana geldi. Birkaç defa yağmur duasına çıkmalarına rağmen yağmur yüzünü görmediler. Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk, peygamberlerine şöyle vahiy gönderdi: Onlara söyle ki, sizler necis bedenlerinizle benim huzuruma geliyorsunuz. Mideleriniz haramla dolduğu halde geliyorsunuz. Kana boyanmış ellerinizi bana uzatıyorsunuz. Mideleriniz haramla dolduğu halde geliyorsunuz. Benim gazabım ise sizin üzerinize daha da artar. Bu durumda bana gelmeniz sizi gittikçe benden uzaklaştırır.”(Yani bu söylediklerimden tövbe eder gelirseniz o zaman size rahmet edeceğim. Aksi takdirde rahmetimin yüzünü görmeyeceksiniz” (İ.Gazali,  İhya,1/ 782)
Allah kuluna kabul etmeyeceği duayı yaptırmaz; yeter ki kul dua etmesini bilsin.