Geçtiğimiz hafta gündem, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir konuşması ile “bölücülük meselesi” üzerine yoğunlaştı. Sayın Cumhurbaşkanı “Kürt’üm demek en tabi hakkındır, ama Kürtçülük yapmak hakkın değildir. Türk’üm demek en tabi hakkındır ama Türkçülük yapmak hakkın değildir. Çünkü bunlar bölücülüktür.” dedi.
Bu sözler bir çok tepki gördü. Afyonkarahisar’dan da MHP il Başkanı bu duruma tepki verdi. MHP il Başkanı Mehmet Karagöz, “Biz bölücü değiliz, Tük Milliyetçileri birleştiricidir, bölücü olamaz” dedi. AK Parti iktidarını eleştirdi, “Yetkililer daha dikkatli konuşmalı, üzülüyoruz” dedi.
Bu haberlerin gazetelerimize yansıdığı aynı gün Kocatepe Gazetesi ile birlikte bir çok yerel gazetenin manşetinde aynı manşet yer alıyordu. Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Sayın Veysel Eroğlu’nun himayelerinde Afyonkarahisar’da düzenlenen 1. Türk Tarih Sempozyumu’nun konuşmacıları “Türk tarihi olmadan tarih yazılamaz” diyorlardı ve bu sözler manşetlere yansımıştı. Afyonkarahisar’daki sempozyumda 3 gün boyunca Türk tarihi üzerine konuşmalar yapıldı. Bize göre bu sempozyumda söylenen her cümle “Türkçülük yapan bölücüdür” iddialarına bir cevap niteliğindeydi.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerinin ardında bir çok siyasi hesap olabilir. Doğu’daki oy oranlarından, son dönemde MHP ile olan yakınlaşmaya kadar bir çok etkenin bu cümlenin sebebi olma ihtimali yüksek.
Manzara ise şöyle; ülkenin bir köşesinde “Türkçülük bölücülüktür” deniliyor. Diğer köşesinde “Türk tarihi olmasa tarih ne yazardı?” deniliyor. Afyonkarahisar’daki kurultayın cumartesi günkü haberlerinden Kocatepe’nin manşetine ise şu söz yansıyor: “Türk cihanşümul adaletin adıdır.”
Biz elbette ki Afyon’daki sese inanıyor, kulak veriyoruz. Hal böyleyken sormak gerekiyor, “Afyonkarahisar’da bölücülük mü yapılıyor?”
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Bu tartışmalar vesilesiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin fikir babalarından Ziya Gökalp’ın şu sözlerini hatırlayalım hep birlikte: “Atlarda şecere aramak lazımdır. Ancak, insanlarda ırkın sosyal hasletlere tesiri olmadığı gibi şecere aramak doğru değildir. Bunun aksi bir yol tutarsak, memleketimizdeki münevverlerin ve mücahitlerin birçoğunu feda etmek gerekir. Bu mümkün olmadığına göre Türk’üm diyen her ferdi Türk tanımaktan, hıyaneti görülenler varsa, cezalandırmaktan başka çare yoktur…” Bu söz Atatürk tarafından, “Ne mutlu Türk’üm diyene” şeklinde ifade edilmiştir.
“Türkçülük ve Kürtçülük” aynı kefeye konulursa yanılırız. Çünkü “Türkçülük” derken egemenliğin sahibi ve birleştirici bir ifade; “Kürtçülük” derken bölücü bir ifade anlaşılmaktadır. Almanya’da Almanlık, Fransa’da Fransızlık, İngiltere’de İngilizlik neyse, Türkiye’de Türklük de odur, yani ülkedeki her vatandaşın üst kimliğidir. Kürtçülük, Lazcılık vb. ise, Türk Milletinin bütünlüğüne karşı, bünyesindeki bir topluluğun davasını gütmektir; ayrışmayı ifade eder. Millet birliğini ve bütünlüğünü parçalamak anlamına gelir. Türklükle Müslümanlık birbirinin ayrılmaz parçalarıdır. Avrupa’da Türk’e Müslüman, Müslüman’a Tük deniliyor olması bunun göstergesidir. Müslüman Türk halkı manzaraya bu gözle bakmaktadır.
Sözün özü: Ne mutlu Türküm diyene.
ABDÜRRAHİM ÇELEBİ
Dostlarımız bizi eleştiriyor; “Tembelleştin, köşe yazılarını aksatıyorsun” diye. Hatta “Bu kadar çok çalışma, ayda bir köşe yazısı yazan yazar mı olur” diye takılan arkadaşlarımız da var.
Müsaadenizle birkaç cümle ile kendimizi savunalım. Efendim, malumunuz olduğu üzere Kocatepe Gazetesi’nin köşe yazarı kadrosu oldukça zengin. Sağ olsunlar şehrimizin münevver insanları, büyüklerimiz bizleri kırmıyorlar, görüşlerini, fikirlerini Kocatepe sütunlarından ifade ediyorlar siz değerli okurlarımız için.
Biz de bundan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Çünkü Kocatepe geçmişten bu yana Afyonkarahisar’ın fikir platformudur. Güncel olaylarla ilgili olarak da, arşive geçecek kaynak bilgiler olarak da köşe yazılarımızda geniş bir yelpaze oluşturmaya özen gösteriyoruz. Her görüşten, her kesimden hemşehrilerimizin, dostlarımızın köşe yazılarına yer vermeyi görev addediyoruz.
İşte bu sebepten biz köşe yazılarımızı biraz rölantide sürdürüyoruz. Tabiri caizse kendimize, koyunun yokluğunda Abdurrahim Çelebi rolü biçiyoruz. Köşe yazarlarımızın yokluğunda, boşluğunda naçizane buradan birkaç kelam etmeye çalışıyoruz.
Yoksa tembellikten, söyleyecek sözümüz olmadığından değil. Gazete 12 sayfa, yerimiz bu kadar. Bizi ilgili makamlara şikayet etmekle tehdit eden, tembellikle suçlayan dostlarımıza duyurulur:)
ASAYİŞ
30 Mart 2023GÜNDEM
30 Mart 2023GÜNDEM
30 Mart 2023ASAYİŞ
30 Mart 2023ASAYİŞ
30 Mart 2023UNCATEGORİZED
30 Mart 2023UNCATEGORİZED
30 Mart 2023Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.