Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Aklıma takılanlar – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 11 Ekim 2013 Cuma 03:00:00
  300-500 OY İLE KALMAZ: Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin gücünü ve Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğini vurgulamak için “Ben tek başıma aday olsam 300-500 oy alırım” dedi. İktidarın boşluğunu doldurmaya hevesli muhalefetimiz, hemen “Bak gördünüz mü, itiraf etti. Bu seçimi kazandık” havasına girdi. Çoban, özellikle yukarı mahallelerde çok ciddi bir hayran kitlesine sahip. Bunu görmeden “300 oy alırmış” demek havada kalır.
“BEN DE RİCA EDECEĞİM”: Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu, Afyon Kocatepe Üniversitesi’nin akademik takvimi açılış töreninde dikkat çekici bir konuşma yaptı. Balkanlıoğlu, AKÜ’nün nasıl geliştiğini anlatırken, şöyle dedi:
“Kocatepe Üniversitesi’nin bütün fakültelerinde büyük gelişmeler var. Özellikle Tıp Fakültemiz, bana artık birçok insan torpil yapmaya çalışıyor. Hastalarının Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nde (tedaviye) tabi olması konusunda rica ediyorlar. Hatta ben rektörüme birisi için rica edeceğim. Afyon’da böyle bir imkan var, İstanbul’dan insanlar rica ediyor.”
KEŞKE TECRÜBELER ANLATILSAYDI: Yine Akademik Takvim Açılış Töreni’nde ilk dersi Afyonkarahisar Baro Başkanı Turgay Şahin verdi. Hukuk anlayışını Hazret-i Adem’den itibaren günümüze kadar anlatan Şahin, bildiğimiz performansından uzaktı. Keşke, güncel hukuk sorunları ve tecrübelerini anlatsaydı, çok daha akıcı, güzel ve neşeli bir “ilk” ders olurdu.
BALYOZ’LA BAĞLANTI KURDUK: AKÜ’nün ilk dersinin “hukuk” olması, ister istemez “gündemdeki” gelişmelerle de paralellik kurularak yorumlandı. Balyoz Darbe İddiası’nın cezalarının Yargıtay tarafından onandığı gün konuşan Şahin’in “Hukuki işlemin geçerli olabilmesi için yani hukuki sonuçları doğurabilmesi için adaletin gereklerine uygun olması ve onu gerçekleştirmesi gerekir. Dolayısıyla eğer bir hukuki işlem veya hukuk normu adil ise geçerlidir, adil değil ise geçersizdir. Yani hukuki sonuçları doğurmaya elverişli değildir. Diğer bir ifadeyle bağlayıcı gücü yoktur” sözleri üzerine çok ciddi bir şekilde düşünmek gerek.
ÖĞRENCİSİZ AÇILIŞ: Söz, Üniversite’den açılmışken şunu da belirtmeliyim: Akademik Takvim Açılış Töreni’nde bir-ikisini saymazsak, salonda üniversite öğrencisi yoktu. “Olay çıkmasın”, “tatsızlık olmasın”, “sıkıntı yaşanmasın” fikri ile mi hareket edildi, bilmiyorum. Ancak “Üniversite, sorgulanan ve tartışmadan yararlanılan yerdir” kabulüne ters bir yansıma gördük.
KULÜPLER ETKİN OLACAK: AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak, öğrenci kulüplerinin daha etkin bir şekilde sorumluluk alacağını söyledi. Eğer başarılırsa, üniversite için de şehir için de önemli bir fırsat elde edilir.
İKİ EYLEM, İKİ FARKLILIK: İki gün üst üste Gazlıgöl Caddesi’nde eyleme şahit olduk. Biri özelleştirmelere karşıydı, diğeri de darbelerde karşı. İki grubun da tecrübe konusunda iki farklı özelliğine şahit olduk. Mısır’daki darbe sürecine karşı çıkan grup, eylemlerin yasal süreçlerini iyi biliyor; Emniyet’ten izinleri o yasal süreçleri takip ederek alıyordu. Fakat, toplanan kalabalığın yürüyüş kortejindeki düzensizlik nedeniyle katılımcı sayısı düşük görünüyordu. Özelleştirme karşıtı grup ise, “yol kapatma” ile ilgili yasal süreçleri takip etmediği için zorluk çekiyor, bununla birlikte yürüyüş kortejindeki disipliniyle “biri bin” gösterebiliyordu.
YÖNTEM BU MU OLMALI: İki grup için düşüncelerim şudur: Özelleştirme karşıtları, 10-15 yıldır habire yürür. “Tekel satılamaz”, “Telekom satılamaz”, “SEKA satılamaz”, “Petkim satılamaz” diye diye tüm kurumlar satıldı. Demek ki başka yöntemlerle, özelleştirmeler durdurulmalı. Mısır’daki darbeye karşı olanlar ise, keşke 28 Şubat’ın, 27 Nisan’ın hareretli günlerinde de sokaklara inebilselerdi. Hadi “darbe”leri geçtim, Afganistan ve Irak işgal edilirken “işgale dur” diyenler arasında görmekte de zorlanmıştık “platform” bileşenlerini.
KARAYILAN: Tam yazıya nokta koyacaktım ki, bir şey daha aklıma takıldı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yetkilileri, şehit ve gazi ailelerine dağıtılmak üzere, derneklere bir kitap gönderdi. Kitabın adı ‘Milli Mücadele’nin Kahraman Şehidi: Karayılan’. “Terör sorununu çözüyoruz” derken devletin muhatap aldığı örgütün y��neticilerinden birinin soyadının “Karayılan” olmasına mı yanalım, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Bakan Fatma Şahin’den dolayı “hemşehricilik” yaptığına mı?

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER