Nöbetçi Eczaneler
29 Ocak 2014 Çarşamba 02:00:00 “Neymiş bakalım bunlar?” diye soracaktır yazının başlığını okuyanlar. Pazar günü Bursaspor-Eskişehirspor maçı oynanıyor. İlk yarı Bursa 1-0 önde… İkinci yarıya bir oyuncu değişikliğiyle başlıyor Es-Es’ler, 47. dakikada 2-0 yapıyor Bursa, 56. dakikada Tarık giriyor Es-Es’li takıma, etti iki değişiklik, 62’de 2-1 oluyor maç, 72’de Necati giriyor. Üçüncü değişikliği Es-Es’in… 77’de Kaleci kırmızı kart görüyor, kaleye Servet geçiyor, penaltı kurtarıyor ama çok da kötü bir gol yiyor. Bereket maç bitiyor da Es-Es daha farklı bir yenilgiden kurtuluyor.
Yaklaşık yirmi yıl önce Afyonspor A genç takımı hocasıyım, Çay’da oynuyoruz, 6-0 öndeyiz iki değişiklik yaptım, yedek kaleci 14 yaşında, gözümün içine bakıyor. Maçın bitmesine 20 dakika kala “ısın” diyorum. Büyük bir heves ve heyecanla geçiyor kaleye, zaten fazla top da gelmiyor kaleye. Bir korner atışı oluyor bizim kaleye, top süzlürken bir karambol ve gol, kaleci yerde. Kalkamıyor, sakatlandı. Okulda basket oynayan bir oyuncumu geçiriyorum kaleye. Biraz sonra maç bitiyor. Bitiyor ama bana da bir ders oluyor bu olay… O gün bu gündür zorunlu bir durum dışında üç oyuncu değiştirmeyi düşünmem…
Trabzon-Beşiktaş maçı. Genç yıldız Emre Güral sol ayağı ile atıyor gölünü ve BJK savunmasını zorluyor oynadığı sürece…78’de alınıyor oyundan Emre. Biraz rahatlıyor BJK ve Biliç de aynı anda Pektemek’i sokuyor. Dakika 84, Trabzonlu oyuncu rahatça tutabileceği topu kornere atıyor, kornerden gelen top, karambol, Almeida vuruyor kafayı. Maç 1-1 bitiyor…
Günün üçüncü maçı Gaziantep-GS. 3-5-2 diziliyor sahaya GS… “Antep’i analiz ettiler herhalde ki böyle çıkıyorlar” diye düşünüyorum. Sabri de sol tarafta yer alıyor… Bir zamanlar Fatih Terim de miili takımda sol tarafta oynatmıştı ve büyük hayal kırıklığı yaşanmıştı. Hemen o olay geldi aklıma. Hani sormuşlar Bektaşi’ye, “Baba erenler abdestsiz namaz kılınır mı?” “Ben kıldım oldu” demiş Bektaşi babası… O misal oynadı Sabri…
Maçın daha onuncu dakikasında takım 4-4-2’ye döndü. Rakip takımın Turgut Doğan Şahin’i hallaç pamuğu gibi atıyor GS’yi İbrahim Akın’ın gollük pas ve vuruşları var… Ambrat, Ceyhun Gülselam ve Salih Dursun giriyorlar oyuna. Çorbaya dönüyor GS… Kupa maçında Burak kırmızı kart görmüş “Bu ne sorumsuzluk” diye konuşuyorum kendi kendime. Serde GS’lilik var…
Turgay, Metin, Suat, Kadri, İsfendiyar gibi efsaneler geliyor aklıma. “Ayı balı bol bulunca orasına burasına sürermiş” ya işte öyle… Antep’te gol kaçıran kaçırana…
Sergen’e gelince, Turgut Doğan Şahin’i ve İbrahim Akını çıkarıyor. Futbol yorumculuğu kadar isabetli değil verdiği karar… GS bir puan alıyor.
Yukarıda “bunları” kelimesinde toplamaya çalıştığım “vakıâları”bizim amatör takım hocaları yapsa önce kulüp yönetimleri keser faturayı, spor basının zaten gözünden kaçmaz. Türibünde birbirlerinin maçlarını izleyen futbolcu, antrenör ve yöneticiler de “gırgıra”alırlar.
Bir tarafta triltonluk takımlar, hocalar… Bir tarafta da takımlarının formalarını evlerinde yıkatan hocalar, yöneticiler, maçlardan sonra köfte ekmeği büyük bir iştihla yiyen soğukta sıcakta cebinde minibüs parası olmadığı için “tabanvayla” beş altı km. giden futbolcular…
“Kaptanın usta olup olmadığı fırtınalı denizde belli olur” Futbol denizinde fırtınalı sulara girildi artık…
