Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

BAYRAĞA SAYGI VALİMİZİ VE MÜFTÜMÜZÜ GÖREVE DAVET EDİYORUM

Muharrem Günay 11 Haziran 2014 Çarşamba 03:00:00
  Ayyıldızlı bayrağımızın rengini aziz şehitlerimizin kanından, ilhamını da kan gölüne yansıyan ay ve yıldızından aldığını biliyoruz. Fakat bayrağımız hakkındaki bu sınırlı bilgi onun taşımış olduğu kutsal anlamı, o anlamdaki derinliği ve yüceliği anlatmaya yetmez. Hiç şüphesiz Türk bayrağının taşımış olduğu manayı anlatmaya bu sayfalar yetmez. Fakat biz sınırlı da olsa bu manayı anlatmaya çalışacağız.
Bilindiği gibi haç Hıristiyanların ve Hıristiyanlığın; Hilal ise İslam’ın ve Müslümanların sembolüdür. Ayın en parlak olduğu an, ayın on dördüncü gecesidir. Her ayın on dördünde ay Dolunay (Bedir) haline gelir. Anadolu’da Türk insanı birisinin güzelliğini veya bir gerçeği anlatmak için “Ayın on dördü gibi” deyimini kullanır. Hal böyle iken atalarımız bayrakta niçin daha parlak olan ayın on dördünü değil de en az ışık verdiği ve en az parlaklığın yaşandığı hilal/yay şeklini sembol olarak seçmiştir? Atalarımız Hıristiyanların haçı sembol olarak seçtikleri gibi direk olarak ayı sembol olarak seçseydiler ayın dolunay şeklini seçerlerdi. Böyle olmadığına göre, bayraktaki hilalin şekli dolayısıyla değil ismi dolayısıyla seçildiği ortaya çıkmaktadır. Çünkü hilal ayın yay biçimindeki şeklinden öte dini bir mahiyet arz eder. Kelime manası itibarıyla Hilal Allah ve Lâilahe illallah manalarına gelir.
Aslen Arapça olan Hilal kelimesinde; 1 “He”, 1 “Lam”, 1 “Elif”, ve yine 1 “Lam” harfleri bulunmaktadır. Yani 1 “He”, 1 “Elif” ve 2 tane “Lam” bulunmaktadır. Bu harflerin Ebced hesabıyla rakam değeri de: “He ” Lam “Elif” “Lam” toplam olarak 99 eder. Bu rakam Esma-ül Hüsnayı yani Allah’ın en güzel isimlerini veren bir sayıdır. Allah (c.c)’tan başka tanrı olmadığının ifadesi olan “LÂ İLÂHE İLLALLAH” Kelime-i tevhidin harfleri de hilal kelimesini oluşturan Elif, lam ve He harflerinden oluşmaktadır.
Bilindiği gibi ALLAH (c.c.) kelimesi de bir “Elif”, iki “Lam” ve bir “He” ile yazılmaktadır. Bu harflerin de Ebcet hesabıyla değeri 99 rakamını verir. Her iki kelimede de harfler değişmediği için rakam değerleri de değişmez.. Yani Allah yazarken de HİLAL isminin harflerini kullanmaktayız.
Yapmış olduğumuz açıklamalardan da anlaşılacağı üzere bu iki kelimeyi sembolik olarak birbirinin yerine kullanmak mümkündür. O halde Bayrak üzerine ALLAH ( c.c.) yazacak yerde, aynı ismin eş değerlisi olan Hilal’i koymak hem anlamlı, hem inançlarımıza daha uygundur. Çünkü inancımıza göre, “ALLAH (c.c.)” ı sembol olarak bile ifade etmek mümkün değildir. Aksi halde putperestlerin düştüğü hatayı tekrarlamış oluruz. Bu sakıncadan dolayı “ALLAH ( c.c.)” ın zatı ve ismi tenzih edilerek, o ismin harf ve ebcedi bakımından eş değerlisi olan “Hilal” i sembol olarak kullanmak daha doğrudur. İşte atalarımızın bayrakta hilali sembol olarak kullanmaları bu yüzdendir.
ALLAH(c.c.)’ın varlığı, birliği ve tekliği yani Tevhid inancı ve bu inancın La ilahe İllallah (ALLAH c.c.) tan başka tanrı yoktur ifadesi Hilal şeklinin içinde sembol olarak ifadesini bulmuştur. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed ( s.a.v.)in ismi yazıldığı zaman birinci “mim” in başı, “ha” harfinin dirseği, ikinci “mim” in kıvrımı ve “dal” harfinin alt ve üst kanadı beş tane çıkıntı meydana getirir ve tam bir yıldız şeklini alır. Zaten İslam’ın şartları da beş tanedir.
Atalarımız Türk bayrağında hilal ve yıldızı sembol olarak seçmekle Allah inancına ve peygamberimize olan bağlılığı sembol olarak dile getirmişlerdir. Aynı zamanda Allah inancı, Amentü ile belirlenmiş olan imanın şartlarının temeli oluşturduğundan, Hilal şekli ile imanın altı esası da ifade edilmiştir. Yıldız ise beş köşesi ve beş çıkıntısı ile hem peygamber efendimizi hem de İslam’ın şartlarını remz (sembol) olarak dile getirir ki, bayraktaki bu iki sembolle, ay ile yıldızla İslam dini bütün yönleriyle ifade edilmiş olur.
Bir çok müslümanın manasını bilmediği ve anlamakta zorlandığı bir ortamda
Claude Farrere dilimize “Türklerin Manevi Gücü” adıyla çevrilen eserinde ( s.36) Hilal şekli üzerinde durarak bu şeklin Türklerin hayatında nasıl bir önem taşıdığını anlatmaya çalışır: “En mükemmel gemiler, yarım ay şeklinde amiral gemisinin etrafına sıralanmıştı. Evet, yarım ay şeklinde… Ve hilal şekli gerçekten Müslüman, gerçekten Türk olan herkesi heyecandan titretmeye yeter!…” diyerek Türk toplumunun hayatında örf ve geleneklerin ne kadar köklü bir yeri olduğunu anlatır. İstiklâl marşımızda, “Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal.” “Kahraman ırkıma bir gül ne bu şiddet bu celâl?” mısralarında bayrağın ve hilalin şahsına dile gelen hitap, aslında doğrudan doğruya ALLAH ( c.c.)’a niyazdır. ALLAH (c.c.)’dan, artık bu millete rahmet ve merhametiyle nazar etmesi istenmektedir. Zaten “Ruhumun senden ilâhî şudur ancak emeli;” mısrasında bu dilek daha açık bir dille ortaya konmaktadır. Hilal sadece bayrağımızda değil, kandil geceleri yapılıp dağıtılan ayçöreğinde de görülür. Camide ve kışladaki ders nizamı da, Mehter Takımının nöbet vurma sırasında aldığı şekil de hep Hilal şeklidir.
Bu bilgiler şanlı bayrağımızın sadece Türklere ait bir bayrak olmayıp İslamiyeti ve bütün Müslümanları temsil eden bir manevi simge olduğunu göstermektedir.
Ülkemizde bayrağa yapılan saygısızlık sadece Diyarbakır’da yaşanan bu olay değildir. Daha öncesinde de BDP kongrelerinde Türk bayrağına karşı saygısızlıklar yapılmış ve bayrağımız indirilmiştir
CUMA HUTBESİ
HAZIRLANACAK MIDIR?
Türk bayrağının taşımış olduğu manayı açıklamak bizden daha çok Diyanet İşleri teşkilatına ve değerli hocalarımıza düşer. Hemen her konuda iç siyasete müdahil olan ve Cuma namazlarında okunmak üzere hutbeler hazırlayan Diyanet işleri Başkanlığı bayrağımızın taşıdığı mâna ve bayrağa saygı konusunda da bir hutbe hazırlayıp yurt çapında irad edecek midir?
VALİMİZİ VE MÜFTÜMÜZÜ GÖREVE ÇAĞIRIYORUM
İşin en garip tarafı ise buna benzer saygısızlıkların ilimiz Afyon’da da yaşanmış olmasıdır. Sözgelişi 2013 yılında Afyonkarahisar merkezde yer alan Bilali Habeşi Camii minberindeki Türk bayrağı Kürt kökenli bir vatandaşımızın şikâyeti üzerine müftülüğün bilgisi ve sözlü emirleri gereği minberden indirilmiştir. Bu konuda cemaat çok tepki göstermiştir. Olayı bir sağır sultan duymamıştır. Şimdi yetkililere soruyorum bu tür olaylar başka yerlerde de yaşanmış mıdır? İndirilen bu bayrak ne zaman yerine asılacaktır?

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti