BÜYÜK MİLLET, BÜYÜK DEVLET

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti tarihinin en ağır sınavlarından birini veriyor. Belki de bu toprakların gördüğü en büyük yıkımlardan birini yaşıyoruz.
10 şehir, 100 ilçe, 1000 köy, 15 milyon insanın yaşadığı koca coğrafya çöktü. Gök kubbe başımıza göçtü. Tahminlerin ötesinde bir yıkım var.
Devlet de… Millet de…
Tüm imkanlarını ortaya serdi. İmkansızlıklar da var. Kusurlar da var. Hava soğuk, kar yağıyor. Yollar kapalı. Ulaşım kısıtlı.
Ama yine da kahır zamanı, bela okuma vakti, moralleri çökertme dönemi değil.
Her bir fert, her bir görevli, her bir vatandaş koşturuyor, çırpınıyor.
Bırakalım, kahrı, eleştiriyi, moral bozmayı. En azından duada bulunalım. Bakın esnafı, tüccarı, gönüllüsü, memuru, askeri, küçüğü, büyüğü herkes koca yüreğini ortaya koyuyor.
Millet olmak bu demek. “Asrın felaketi” karşısında Rabbim yardımcımız olsun.
***
Dua ile birlikte elbette Allah’ın verdiği aklı, bilimin rehberliğinde ve teknolojinin sunduğu imkanlarla birlikte kullanmamız gerekiyor. Maalesef kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlardayız. Deprem değil, çürük binalar öldürüyor. Bu gerçeği biliyor ama göz ardı ediyoruz çoğu zaman. Ama artık edemeyiz.
***
10 ille birlikte hepimizi sarsan depremin ilk anından itibaren Devlet önemli bir organizasyon ve operasyon kabiliyeti sergilemiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yakın takibi, AFAD’ın koordinasyonu, 14 bakanın deprem bölgesine intikali, 29 valinin Kahramanmaraş, Hatay, Malatya, Osmaniye, Gaziantep, Adıyaman, Adana, Diyarbakır, Kilis ve Şanlıurfa’ya koordinatör olarak görevlendirilmesi, toplam 48 vali yardımcısı, kaymakam ve mülkiye müfettişinin il merkezleri ile ağır hasarlı ilçelere gönderilmesi bunun göstergesidir.
Yıkımın büyüklüğü, deprem sahasının genişliği, ağır kış şartları, enkaza dönen bina sayısının fazlalığı ve kurtarma ekipleri ile iş makinelerinin sıcak bölgelere anlık intikalini zorlaştırdı. Bunlara rağmen 6 Şubat 2023 saat 04.17’den itibaren Türkiye Cumhuriyeti Devleti, depremin felaket derecesini teşhis ederek organize oldu.
Kahraman Mehmetçik’in, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bölge illerine hava köprüsü kurması… Kızılay’ın deprem stoklarının devreye girmesi… Yurdun dört bir yanında vatandaşların kan verme kuyruğuna girmesi… Yine yurdun her yanından müteahhit firmaların şantiyelerinden konteynırlar ve iş makinelerini seferber etmesi… UMKE, jandarma, komando, itfaiye ekipleri ve gönüllülerin ortak hareketinin sağlanması. Yurdun dört bir yanından “boş evim var, gelin kalın” çağrıları… Ülkenin dört bir yanından doktor ve sağlık ekiplerinin gönüllü olarak depremzedemler için yardıma koşması… Adeta sel olup akan bağışlar…
Bunlar küçümsenebilecek işler değildir. Her milletin de harcı değildir.
Aynı şekilde, ilk etapta 45 ülke ve uluslararası kuruluşun arama kurtarma ekibi gönderme çağrısına cevap verilmesi ve bu ekiplerin deprem bölgesine ulaştırılarak etkili çalışma ortamının sağlanması da mühim bir gayretin yansımasıdır.
Kar kış demeden, o soğukta bir canı sağ kurtarabilmek için tırnaklarıyla, elleriyle, üzerindeki atleti ile çalışan koca yürekli insanların varlığı da bu büyük milletin sarsılsa bile yıkılmayacağının açık göstergesidir.
Allah yardımcımız olsun.