DÜNYA BİZİ KISKANIYOR DA…

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte artan orman yangınları ülkenin bir numaralı gündemi oldu. Ülkemizin batısında Antalya, Bodrum, İzmir Karabağlar ve Urla’da çıkan orman yangılarının söndürülmesinde yaşanan yetersizlikler kadar işini yapmak yerine polemiklerle uğraşan Tarım ve Orman Bakanı gündemdeydi. Geçtiğimiz yıllarda Türk Hava Kurumu’na (THK) ait uçaklar tarafından yapılan yangın söndürme çalışmaları, Bakanlığın bu yıl özel şirketle yaptığı sözleşme nedeniyle yurt dışı kaynaklı şirket tarafından yapıldı. Helikopterlerin yangın söndürmede başarısız olmasına ve çok büyük orman alanlarının yangınlarda heba olmasına rağmen THK’na ait uçakların göreve çağrılmaması tartışmayı alevlendirdi. CHP Parti Meclisi üyesi sayın Haluk Pekşen’den; Haziranda değiştirilen yasa ile, yangın garantili orman yangını söndürme işi ihale edildiğini, yabancı firmalardan dilediği bedelle hizmet alımı yapılabildiğini, yabancı pilot, helikopter uçuşuna dilediği gibi izin verildiğini, öğrendik. Yanlış anlamadınız özel şirkete yangın garantili anlaşma yapılıyor. Şirket, yangın ne kadar sürerse o kadar para alıyor. Ne mantık ama, değil mi? Yangın devam ettiği sürece şirket para kazanıyor. Bu mantıkla zaten bu vatanla bir gönül bağı olmayan yabancı bir şirket yangınları kolay ve hızlı söndürülür mü?
Jöleli saçları, pilot ceketi, fiyakalı gözlükleri ve motoru yağ akıtmayan son model makam aracıyla geldiği yangın alanında açıklamalar yapan Tarım ve Orman Bakanı sayın Pakdemirli THK uçakları ile ilgili olarak yaptığı açıklamada “Personelimiz uçaklara binmek istemiyor. 3 tanesinin motoru arızalı, 3 tanesinin motorları simsiyah, yağ akıtıyor.” “Apronda 6 tane uçak gözüküyor, 3 uçağın içine kuşlar yuva yapmış, motor yok, motor. Hani Vizontele’deki gibi” diyerek dalgasını geçiyor. Bakanın hemen ardından THK, uçak filosunun yeterlilik belgelerini açıklayıp, sözde bozuk olan o uçaklarla bir de tatbikat yapıyor. Güler misin ağlar mısın?
Bir, hani dünya bizi kıskanıyordu. Hani kendi uçağımızı yapıyorduk. Hani yolcu uçakları zaten tamamdı da savaş uçakları yapıyorduk. Hani uzay ajansı kurmuştuk. “Daha uçakların bakımını yapamazken, uçak yapmak neyimize” diye düşünüyor insan.
İki, THK yetkilileri Avrupa’nın en büyük yangın söndürme filosunun belgelerini gösterip, hiçbir bedel almaksızın yangına müdahale etmeye hazır olduklarını ifade etmelerine rağmen, kendilerine neden izin verilmediğini açıklamak zorundasınız.
Üç, bu ülkede Cumhurbaşkanlığına ait, hangarda bekleyen uçak sayısı, yangın söndürme uçağı sayısından fazlaysa, diyecek bir şey kalmamıştır.
Dört, Saraya günlük 2.000.000 TL harcarken, Trabzon’daki sel felaketi için bölgeye 3 ayrı jet uçağı ile giden bakanlar varken, yangın söndürme uçaklarının pahalı olduğu iddiasına kimseyi inandıramazsınız.
Beş, sayın Bakan’a soruyorum; Atatürk’ün talimatıyla kurulan ve bugüne kadar pilot ve yardımcı personel yetiştirmede önemli görevler üstlenen kurumu yıpratmanın kime faydası var? Siz devlete ait kurumlara ve Sivil Toplum Örgütlerine sahip çıkmıyorsanız, çıkamıyorsanız, devlet olamazsınız
Altı, 5 tarım ürünü dışında, tüm tarım ürünlerinde ithalata muhtaç kaldığımız, samanı, eti dahi ithal etmek zorunda olduğumuz bu ülkede, yangınları söndürmek için tüm imkanları seferber etmek yerine demagojiyle uğraşanların, o makamda hala nasıl oturduğunu anlamak zor. Nokta…
***
Atatürk Orman Çiftliği ile TCDD Müze binasının özel bir üniversiteye (Medipol Üniversitesi) tahsis edilmesine ilişkin haber yapan internet sitelerine, üniversitenin başvurusu üzerine, erişimin engellenmesi yasağı getirildi. Ardından erişimin engellenmesi haberlerine de, erişim engeli getirilmiş. Halkın haber alma özgürlüğüne engel getirenler, şimdi de kamu mallarının birilerine peş keş çekilmesi haberine getirilen erişim engelini konu alan haberlere erişim engeli getirilmesini ifade eden köşe yazısına erişim engeli getirirse şaşırmayın. Kafam karıştı!
Son Söz; “Cumhurbaşkanı 13 uçağa biniyor, bu ülkeye 13 tane yangın söndürme uçağı almıyorsa, 18 yıldır iktidarda bulunanlar aynaya bakmalı” Berhan Şimşek