Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

ELEŞTİRMEK BAŞKADIR, KIŞKIRTMAK BAŞKADIR

Bir istatistik midir verdiğimiz şehitler?
Ankara’da, İstanbul’da, Kayseri’de veya Güneydoğu Anadolu’da patlayan bombalar, kurulan tuzaklar, canımızı acıtmıyor mu?
İlla kendi ailemize mi düşmesi gerekir ateşin?
Bir istatistik midir verdiğimiz şehitler?
Bu soruyu birçok kez, binlerce kez kendimize sorup cevaplar aramalıyız.
44 şehit verdiğimiz patlama ile 1 şehit verdiğimiz saldırı arasında ne fark vardır, söyler misiniz?
Yaşanan acılar aynı değil mi?
Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı İsmail Kumartaşlı, “20 yıl önce oğlu şehit olan anne ile bir gün önce oğlu şehit olan annenin gözündeki yaş aynı” der.
Biz dışarıdan gazel okuyoruz, asıl hüzün yükünü, şehit aileleri çekiyor.
Bu kadar acı yetmiyormuş gibi, bu kadar şehit yalnızca istatistiklerde kalıyormuş gibi, şimdi birileri çıkmış, “Mart’ta ülke alev alev yanacak” diyor.
Bunu diyen, Vatan Partisi’nin ebedi ve ezeli şefi Doğu Perinçek.
Canlı yayında bunu söyleyince, karşısındaki kimse de “Bu ne demek oluyor” diye sormuyor.
Ben olsam tek bir soru sorardım:
“Sayın Perinçek, bu bir tehdit mi, temenni mi?”
Tehditse de temenni ise de “Vatan”perverlik böyle mi yapılır?
Kendisi bunu “derin bir tahlil, Türkiye’nin önündeki yakıcı görev” ifadeleri ile tarif etmeye çalışacaktır.
Mazlum memleketleri işgal eden emperyalist ülkeler, adını daha net koyalım, Amerika Birleşik Devletleri-İngiltere koalisyonun yöneticileri de böyle yaklaşıyor dünyaya. “Evanjelist” denilen bu grup “Dünya yaşanmaz bir yer hâline gelmeden Mesih inmez. Mesih, insanlığın kurtarıcısıdır” diyor. Ve o yüzden kan akıttıkça akıtıyorlar, silah sattıkça satıyorlar.
“Ülke alev alev yanacak” cümlesi, 1970’lerin “askere dayalı devrim” kuramlarına benziyor. Akıldan geçirilen şu: “Büyük kopuşlar ve büyük devrimler, ancak bir iç savaş ve dış savaş koşullarında olgunlaşır. Kurtuluş Savaşı bir dış savaştır ve devrimle neticelenmiştir.”
Bu görüşten yola çıkarak Türkiye’de Milli Demokratik Devrim şartları aramak, ülkeyi okuyamamaktır.
Siz hangi şehit ailesini, hangi gaziyi yanınıza çekebilirsiniz, böyle diyerek?
Daha doğrusu bir taraftan ülkenin yanmasını propaganda edecek, bir taraftan da “Ülkeyi ben kurtarırım” mı diyeceksiniz?
Ülke yönetimini eleştirmek, Başkanlık ya da Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne karşı çıkmak başkadır; canlı yayında tehdit savurmak ve toplumu kışkırtmak başkadır.
Eleştiri kabul edilir, kışkırtmak kabul edilmez.
Tekrar soruyorum:
Bir istatistik midir şehitler?
Bir annenin canıyla yanmıyorsa canımız, bir hilal uğruna batan güneşlere gözyaşı dökmüyorsak, helal midir hakları o gencecik insanlarımızın?

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti