Gösterilen hassasiyet sevindirici – Kocatepe Gazetesi

Termal minibüs hattında yaşadığım sorunu paylaşarak ilgili ve yetkili çeverelerin bilhassa denetim mekanizmalarının harekete geçirilmesi gerektiğini ifade etmiştim.
Konuyu Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Mevlüt Ülker’e de aktarmıştım. Yazımızın ardından Termal Minibüs Durak Başkanı Mehmet Yağcı, telefeonla arayarak durumu dinledi. Kendisine de yaşananları izah ettim. Sayın Başkan, termal minibüs hattının işleyişi hakkında bilgi verdi. Kendilerinin 30 dakikalık sürenin bir saate çıkarılması ile sıkıntıda olduklarıdan söz etti. Ayrıca güzergah üzerinde yer alan termal turistik tesis yolcularının yakın zamanın köyü, şimdinin mahalle statüsüne dönüşen yerleşim yerlerine girdiklerinde rahatsızlık duyduklarını anlattı Mehmet Yağcı. “Bu köy aracı mı? Buralara niye giriyorsunuz?” tepki ve eleştirilerini aldıklarını dile getirdi. İlaveten sözü edilen yeni mahallelerde bazı eli boş kendi bilmezlerin yakın zamanın köy meydanı şimdinin mahalle ortasında başta kadın müşteriler olmak üzere tesisten binen müşterilere karşı olumsuz davranışlarda bulunduklarını ifade etti. Kendilerinin de iki arada bir derede kaldıklarını belirterek özür dilediler. Sayın Başkanı dinledik, özrünü kabul ettik.
Yeri gelmişken hemen belirtelim. Maksat üzüm yemek, bağda sorun çıkarmak değil. Minibüsünden otobüsüne kadar hiçbir çalışanın hattın, durağın kaza bela görmemesini diliyoruz. Hepimiz aynı gemideyiz. Toplu taşımada şoförler ve duraklar bu hizmeti sunarken biz yolcular hizmet alıcılar olarak birbirimize ihtiyacımız var. Bu ihtiyaç karşılıklı saygı ve anlayışla karşılanmak durumunda. Gösterdikleri hassasiyet için yine Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Sayın Mevlüt Ülker’e ve Termal Minibüs Durak Başkanı Mehmet Yağcı’ya bir kez daha teşekkür ediyorum.
Bu arada paylaşımımızla hislerine, yaşadıklarına tercüman olduğumu ifade eden Muhittin isimli bir okurumuzun e postama gönderdiği iletiyi aktarmak istiyorum.
Muhittin bey diyor ki;  Burcu hanım, iyi günler. Kocatepe Gazetesi’ndeki bugün ki köşe yazınızdaki konuyu dile getirdiğiniz için teşekkür ederim. Sizin başınıza gelen olay, bizim başımıza çok daha fazlası ile geliyor. Anlatayım; Ben şehir içi duraktayım ve dolmuş önümden geçiyor ve durmuyor, dolmuş dolu desen, dolu değil, durakta olmasam, durak değil, ceza mı yazdıracaksın der ama duraktayım ve görmezden gelerek, geçip gidiyor. Hadi bir şöför görmedi de geçti, arkasından gelen diğer iki dolmuş şöförü de mi görmüyor, el sallıyoruz, ıslık çalıyoruz, imkanı yok görmüyor, ya da görmek istemiyor.
Afyonkarahisar Ulaşım otobüslerinin birinde, durakta durdu ve ben otobüse binerken, kapı kapandı ve tam binemeden, kapı arasında kaldım ve bağırıyorum, sonra kapıyı açtı ve ben içeri girdim, yanıma geldi ve ben kapıyı kapatmadım, kendi kapattı diyor şöför.
Ayrıca; şöför yanıma geldikten sonra, ne bağırıyorsun, ben de tekerin altında kaldı zannettim diyor. Ben de, tekerin altında kaldığımı mı istiyorsun dedim, ses çıkarmadı.
Yanıma gelip, geçmiş olsun, kusura bakma diyeceğine, bir de üste çıkıyor, o kadar yolcunun arasında. Bu gibi şöförlerin; kurs, seminer gibi eğitim verilse bile, zaten zaman zaman veriliyor da ama sonuç alınamıyor, yukarıda anlattığım gibi, maalesef. Bu konuda çaresiz gibiyiz. Okuyucular olarak, beğeni, eleştiri, görüş ve önerilerimizi dile getirmiyoruz. Bu da bizim eksikliğimiz olduğunu düşünüyorum. Marifet, iltifata tabidir derler.
Düşüncelerimize tercüman olduğunuz için, tekrar teşekkür ederim. Gazeteniz Kocatepe’yi web siteniz üzerinden e-gazete olarak her gün mutlaka okuyorum. İşlerinizde kolaylıklar dilerim. Muhittin