Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Burcu Aydın

YÜZYILIN EN BÜYÜK FELAKETİ

Kahramanmaraş merkezli on ilimizi etkileyen depremle birlikte millet olarak çok büyük bir acıyı yaşıyoruz. Bilim insanları bu depremi yüzyılın en büyük felaketi ve en büyük kara depremi olarak ifade ediyor. Ayrıca arka arkaya neredeyse 8 şiddetine yaklaşan iki depremi 9 saat arayla yaşandığı ülkemiz dünya deprem tarihine geçti. Yüzyılın en büyük felaketi!
Kaybettiklerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza ve geride kalanlara Rabbimizden acil hayırlı şifalar diliyoruz. Acının şiddetini tarif etmek neredeyse imkânsız. Hani derler ya ‘Yer demir gök bakır.’ Kurtarılmayı bekleyen ve yakınlarının kurtarılmasını bekleyen insanların çaresizliği yürek dağlıyor.
Yüzyılın en büyük felaketi aslında bir noktada bağıra bağıra geldi. Hem vatandaş olarak bireysel hem de ilgili ve yetkili çevreler olarak hepimiz için geçerli olan bir durum varsa o da şapkamızı önümüze koyup en azından bundan sonra gerekenleri yapabilmemizdir. Felaketin siyaseti olmaz, olamaz! Amacımız siyasi bir yergi değil. Ama sade vatandaşından devlet kademesine, kamudan özel sektörüne kadar hepimiz üzerimize düşeni yaptık mı? Belirli periyotlarda yapılan deprem tatbikatlarını gerçekten önemseyerek, özümseyerek uygulama ihtiyacı hissettik mi? Birey olarak konutların, dairelerin kapı giriş çıkışlarında, fortmantolarda olası bir depreme karşı bir deprem çantası hazırladık mı? Bir deprem çantasının içerisinde neler olması gerektiğini biliyor muyuz? Umursamaz tavırlarla uyarılara kulak tıkarken hiç mi suçlu değiliz? “Aman üç günlük dünya ne
Kamu binalarından tutunda özel konutlara kadar deprem ülkesinde deprem yönetmeliğine göre inşaa edilmesi gereken yapıların denetlenmesinde ruhsatlandırmasında, geçici kabulünde gereken hassasiyetler gösterilseydi bu kadar fazla can ve mal kaybı olur muydu? Yıkanın deprem değil çürük inşa edilen binalar, tedbirsizlikler ve umursamazlıklar olduğu herkesin malumudur. Depremin ne zaman hangi zaman dilimine kaç şiddetinde olacağını tam kestirmek elbette mümkün değil. Amma ve lakin Türkiye deprem ülkesidir. Özellikle uzmanlar doğu fayının son derece aktif olduğunu sıkça gündeme getirdiler. Teknolojinin nimetlerinden günlük hayatta yararlanan bizler AFAD ve Kandilli Rasathanesinin anlık deprem ölçümlerini elimizdeki telefonlardan takip ediyoruz. Aylardır Van ilimiz ve sınırında İran sınırında şiddeti 6’yı geçen depremlerle bölge beşik gibi sallanıyordu. Büyük bir depremi ön görmük için kahin aramaya lüzum yoktu.
Olasılık olarak büyük veya küçük bir deprem anına hazırlıklı olmak için bireyinden, yerel yönetimine ve genel yönetime kadar birşeyler yapılması ülkemizin içinde bulunduğu coğrafi yapının gereğidir. Dünyanın her yerinde ve Allah vermesin güzel ülkemizin her köşesinde her an deprem olabilir. Asıl mesele küçük, orta veya büyük bir depreme olabildiğince hazır olabilmektedir. Toplanma alanlarından ne yapılacağına kadar, depreme özel bir genel bütçe oluşturulmasına kadar yapılması gerekenleri bir bir hayata geçirmek zorundayız.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti