GÜNLÜK 30 BİN KİŞİ KARŞIDAN KARŞIYA GEÇİYOR VE MAALESEF ÇÖZÜM YOK

Afyon Kocatepe Üniversitesi’nin Ahmet Necdet Sezer Kampüsü önündeki ana yol, trafiğin en işlek olduğu yollardan birisi. Afyonkarahisar ile Gazlıgöl ve Eskişehir istikametinin bağlantısını da sağlayan bu yolda her gün binlerce yaya yolun iki tarafına geçiş yapıyor.
Ekim ayı içerisinde İzmir yolu üzerindeki Ali Çetinkaya Kampüsü’nde bulunan Afyon Meslek Yüksek Okulu da ANS Kampüsü karşısında, Erenler Köyü yanında yeni yapılan binasına taşınacak. Hem de 10 bin kişilik mevcudu ile birlikte. Böylelikle Eskişehir-Afyon yolunun bir yanından, öte yanına günlük insan sirkalüsyonu ortalama 30 bin kişiye ulaşacak.
Bu noktada bir çok trafik kazası yaşandı. Neredeyse 2 yıldır bu bölgede üst-geçit, alt-geçit, kavşak vb. gibi düzenlemeler yapılması gerektiğini dile getiriyoruz. Son olarak geçtiğimiz Aralık ayında AKÜ öğrencisi Zehra Kurt burada trafik canavarının kurbanı oldu. Sonrasında düzenlenen imza kampanyaları, kamuoyu tepkisi ile harekete geçildi. İlimizden ayrılan Valimiz Aziz Yıldırım öncülüğünde, konunun ilgilisi tüm kamu kurumlarının temsilcileri o noktada bir araya gelip “Ne yapalibiriz”i tartıştılar.
Sonuç sıfara sıfır, elde var sıfır. Günlük 30 bin kişinin geçiş yaptığı noktada 2 yıldır bir çözüme ulaşılamadı.
Vali Aziz Yıldırım öncülüğünde olay yerinde yapılan toplantı sonrasında aradan 7 ay geçtikten sonra alınan sonuç şu: Karayolları Bölge Müdürlüğü AKÜ Rektörlüğü’ne bir yazı ile bu noktada düzenleme yapma yetkininin Afyonkarahisar Belediyesi’nde olduğunu bildirmiş.
2 yıldır bu noktada sorun var, bir çok kaza yaşandı, gencecik canlar zayi oldu. Ve kurumlar arasındaki yetki tartışması nedeniyle hala bir düzenleme yapılamadı. Sayın Valimiz Mustafa Tutulmaz’ın bu konuyu kısa sürede ele alacağına inancımız tamdır.

YAZMAYA DEVAM EDECEĞİZ

AKÜ ANS Kampüsü önündeki trafik zorunu ile ilgili olarak bu köşede 15 Aralık 2016’da şu cümleleri kullanmışız: Afyon Kocatepe Üniversitesi Ahmet Necdet Sezer Kampüsü önünde önceki gün 19 yaşında Zehra Kurt isimli öğrenci bir kardeşimiz kamyon çarpması sonucu hayatını kaybetti. Zehra Kurt’un ölümünden tam 6,5 ay önce tehlikeyi dile getirmiştik. Keramet bizde değil, bölge sakinlerinin, herkesin görüp bildiği bir gerçeğe biz parmak basmaya çalışmıştık. O günden bu yana bir gelişme olabilseydi, uyarılar dikkate alınsaydı, belki bugün Zehra hayatta olabilirdi. Mukadderat… Zehra’yı kaybettik, ancak bölgedeki trafik sorunları varlığını koruyor. Hem Kredi Yurtlar Kurumu’nu, Hem Ahmet Necdet Sezer Kampüsü’nü şehirler arası yol üzerinde olmaktan kurtaracak bir önlem acilen alınmalı. Bu önlem; Şahitler Kayalığı Kavşağı’ndaki gibi şehirler arası yolu yükseltmek de olabilir, battı çıktı yapılarak üniversite yoluyla şehirler arası yolun birbirinden ayrıştırılması da olabilir.
31 Mayıs 2016’da ise şunları söylemişiz: “Son dönemin gözde bölgesi Erenler ve Kampüs çevresiyle ilgili çözüm bekleyen önemli bir başka konu trafik meselesi. ANS’nin önünde trafik ışıkları ve yaya geçidi var ancak, minibüs hareketliliği gibi sebeplerle zaman zaman trafik kazası riski yaşanıyor.  sparta SDÜ’nün de benzer bir kampüsü olduğuna dikkat çeken hemşehrilerimiz, “Orada üst geçit var. Bizde ise öğrenciler ışıklara göre yoldan geçiş yapıyor. Ancak yolun şehirler arası yol olması sebebiyle kimi sürücüler özellikle akşam saatlerinde ışıkları önemsemiyor. Kampüs’ün iki bahçesi arasına üst geçit yapılabileceği gibi, bölgeye battı-çıktı ya da transit geçecek araçlar için bir üst geçit yapılabilir. Ayrıca Erenler’in tek girişi Veterinerlik Fakültesi girişindeki kavşak. Geceleri Afyon merkezden bu bölgeye kafelere gidenler olabiliyor. Öğrenci minibüsleri de buradan giriş yapıyor. Gece trafik ışıklarının da olmayışı ciddi bir tehlike yaratıyor. Bir kaza yaşanıp öğrenci ve vatandaşlar canlarından olmadan bu kavşağa da bir önlem alınmalı, gerekirse Mavi Hastane’nin önünde olduğu gibi servis yolları alternatifi düşünülmeli.”
Ve son olarak 5 Ocak 2017’de yazdıklarımız: “AKÜ ANS Kampüsü’nün ana girişi olan bu noktada geçici tedbirler alınsa da sıkıntılar bitmiş değil. Malumuz olduğu üzere konunun tüm ilgileri geçtiğimiz günlerde “olay mahalli”nde buluştular ve “Ne yapmalı” sorusuna cevap aradılar. Biz de oradaydık… Umuyoruz Sayın Vali Aziz Yıldırım başkanlığında olay yerinde yapılan incelemeler sonrasında buradaki sıkıntıların aşılması yolunda adımlar atılacaktır.”

KALDIRIMLAR, YOLLAR VE ESKİŞEHİR ÖRNEĞİ

Herkesin “Eskişehir’i Eskişehir yapan” diye tanımladığı efsane Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i yumruklamışlar. Büyükerşen “Yeni doğan rantlardan kanunsuz şekilde yararlanmak isteyenler var. Rant için mafya bozuntularının işi. Bu çeteleşmenin önüne geçilmeli” diyor. Eskişehir’de şehir merkezinde yeni yapılan büfeler Belediyece 30 bin liraya kiraya verilmiş, kiralayan da başkasına 60 bin liraya kiraya vermiş. Büfeleri tutanlar masalarla, sandalyelerle yayıldıkça yayılmışlar. Belediye de buna engel olmaya kalkışınca iş yumruklu saldırıya kadar varmış.
Maalesef kanunlardan, kurallardan verilen küçük tavizler, sonrasında büyük olaylara neden oluyor. Bu yüzden küçük de olsa tavizlere fırsat verilmemeli. Hani eski bir hikaye vardır. Adamın birinin sakalından fare geçmiş, adam makası alıp sakalını kesmeye başlamış. Karısı, “Ne yapıyorsun, neden kesiyorsun? Keseceğine yıkasana” demiş. Adam, “Hanım, ben kirlendiği için değil, diğerleri için yol olur, yol olmasın diye kesiyorum” demiş. İşte böyle, fare geçince bazı şeyler “yol oluveriyor”.
Bizde de Belediye’nin en sıkıntı yaşadığı şeylerden birisi kaldırım ve yol işgalleri galiba. Zabıta zaman zaman operasyon yapıyor ama, ne yazık ki çare değil. Kaldırımdan vazgeçtik artık yollara bile yayılanları görmek mümkün. Şehrimizde kaldırımlar yayalardan, yollar da araçlardan başka her şeye hizmet eder vaziyette.
Esnaf elbette zorda, işler yavaş… Ama bu durum, yollara, kaldırımlara yayıldıkça yayılmanın gerekçesi değil. Şehir hepimizin.
İşin tuhafı, bu “yayılmacı politika”yı benimseyenlerin hepsi de şehrin trafiğinden, Belediye’den şikayetçiler. Kabahat yine Belediye’de… “Yol olana kadar” sakal kesilse bugün bu sıkıntılar yaşanıyor olmazdı.