Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

İBRETLİK RÖPORTAJ

CHP’nin eski genel başkanı, Türk siyasetinde silinmez izlere sahip Deniz Baykal malum olduğu üzere önemli bir rahatsızlık geçirdi. Yurt dışında tedavi oldu, belli oranda şifa buldu. Maalesef sağlık sorunları devam ediyor. Halen milletvekilliği görevini sürdüren tecrübeli politikacıya Allah’tan şifa ve hayırlı ömür diliyoruz.
Geçtiğimiz günlerde Deniz Baykal ile yapılan bir röportaj oldukça dikkatimizi çekmişti.
Yaşımızı genç olsa da mesleğimiz gereğince pek çok insanla haşır-neşiriz. Bu zamana kadar hemen hemen her siyasi görüşten, toplumun her kesiminden insanlarla çeşitli yollardan temasımız oldu. Epeyce insan tanıma fırsatı bulduk.
Bu kapsamda din, iman, başka bir alemdeki yaşam gibi konularda görüşleri farklı olan insanlarla da elbette ki yollarımız kesişti. Gördük ki; gönlünde iman kıpırtısı olan herkes, ahir ömründe de olsa, dünya hayatının yalanlığına kanaat getirmektedir.
Genç ya da olgun yaşlarında namaz, niyaz, dua, ahiret gibi uhrevi meselelere uzak gibi görünürken tanıdığımız çok kişi, ömürlerinin ahir vaktinde ebedi aleme yöneldiler. İmanın kime nasip olacağı, kimin ebedi aleme imanla göç edeceğini Allah bilir. Lafı fazla uzatmayalım. Cenab-ı Hak cümle kullarına doğru istikamet nasip eylesin.
***
Sol siyasetin önderi bir isim, ahir ömründe hayata nasıl bakıyor? İşte Türk siyasetinin, milli isimlerinden, sportmen, atak, atletik yapılı siyasetçi Deniz Baykal’ın röportajını bu duygular içerisinde dinledik. Ve Baykal’ın ibretlik sözlerini sizlere aktarma gereği hissettik.
Bakın yalan dünyanın neredeyse her tadına erişmiş bir kişi olarak Deniz Baykal onca hayat tecrübesinden sonra neler söylüyor:
“Ankara’da 30 yıl yaşadım. Her gün sabah 06.30’da arkadaşlarımla buluşup yürüyüşe çıkardık. 7 kilometrelik bir parkurda, spor yapardık. Antalya’da her sabah saatlerce kulaç atarak yüzmek ve düzenli spor yapmak başlıca meşgalem oldu. Sigara, içki yok. Sağlık takıntısıyla yıllarımı geçirdim. Sonra çok ciddi bir sağlık sorunuyla karşı karşıya kaldım. Pıhtı attı ve kalp, beyin hepsi etkilendi. Şimdi bununla mücadele ediyorum. Bu kadar sağlık takıntısı bir adam olarak, şimdi yürümeyi, oturmayı, kalkmayı yeniden keşfeder gibi bir süreç içindeyim.
Elbette herkes sağlıklı beslenmelidir, spor yapmalıdır. Hiçbir şey ebedi değildir. Her şey bir anda var, bir anda yok.. Hayatın bu geçicilik duygusunu içimize yerleştirmemiz lazım. Ne zenginlik, ne mevki-makam, ne şan-şöhret… Hiçbirinin kalıcılığı, değeri yok. Yaşarken görüp geçtiklerin o kadar. Bütün bunların ötesinde bir dayanak arama ihtiyacımız var.”
***
Şanla, şöhretle, makamla, mevkiyle, mücadeleyle geçen bir hayatın özeti işte böyle. İbret alabilene…
Ne diyor erenler: Kalbi diri olan kişi ölmez! Kim tene uyar ise toprak ola… Kim câna uyar ise bâkî kala…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER