İSLAM’DA ÖRTÜNME – Kocatepe Gazetesi

Yüce dinimiz İslamiyet, kadın erkek ayrımı yapmadan insanların giyinmelerini ve örtünmelerini ister.  Örtünme duygusu insanın fıtratında var olup; hak dinler olsun, bâtıl dinler olsun bütün dinlerde örtünme vardır.
Yüce kitabımız Kur’anda insanların mahrem yerlerini teşhir etmelerini yasaklamıştır. Örtünme ile ilgili olarak Nur suresi 31. ayette şöyle buyruluyor: “Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine (kadar) örtsünler.”
Bu ayette bazı hususlar açık değildir. Mesela kadın, gözünü neden sakınacak, ırzını nasıl koruyacak, ziynetten maksat ne? Kına sürme mi, altın, gümüş mü, küpe, bilezik mi? Bu hususlar tam açık değildir. Bunlar hadislerle açıklanarak bildirilmiştir.
Yüce kitabımızda 17 yerde “Resule itaat“ emredilmektedir. Allah-ü Teâlâ “Resule itaat Allah’a itaattir.” Ve “Sana indirdiğim Kur’anı anlamaları için insanlara açıkla.” ( Nahl/ 44 ) buyuruyor.
Hz. Aişe validemize, Peygamberimizin ahlakı nasıldı? Diye soruyorlar. Aişe validemiz: “O yaşayan Kur’an’dı“ diye cevap veriyor.
İslam’ın dört temel kaynağı vardır. Bunlara “Edile-i şer’iye“ (şer-i deliller) denir ki bunlar: Kitap ( Kur’an ), sünnet, icma ve kıyastır. Sünnet kitabımızın tefsiri – açıklaması niteliğindedir. Hz. Peygamberimizin yaşantısı, sözleri ve fiilleri bizler için birer örnektir. Kitabımıza göre resule itaat Allah’a itaattir. Biz sadece kitaba bakarız; sünnet gerekmez diyenler apaçık sapıklık içindedirler. Sözgelişi T.C. Anayasa’sına bakalım. Anayasa varken ülkeyi idare etmek için başka kanunlara gerek yoktur diyebilir miyiz? Eğer anayasa ülkeyi yönetmek için yetseydi; binlerce kanun yapmaya gerek kalmazdı. Tıpkı çıkan kanunlarda anayasaya uygunluk aranması gibi; hadis, sünnet ve icmada da Kur’ana uygunluk aranır. Sevgili Peygamberimiz ne yaptı ve ne söylediyse bizzat kitabımızın ifadesiyle Allah’tandır.
Hazreti Aişe validemiz bildiriyor ki: “Tesettür ayeti gelince, muhacir kadınlar hemen peştamallarını yırtıp başlarını örttüler.” ( Buhari )
Mecmaul – enhür’ deki “ Kadının (yüz ve iki eli hariç) bütün bedeni avrettir.” Hadisi de tesettürü açıklıyor. Hazreti Esma, ince elbise ile gelince, Peygamber efendimiz baldızına bakmadı. Mübarek başını çevirip : “Ya Esma, bir kız, namaz kılacak yaşa gelince, yüz ve iki eli hariç, vücudunu erkeklere göstermesin.” buyurdu. (Ebu Davud)
Celaleyn tefsirinde Nur suresi 31. ayet şu şekilde meal olarak verilir: “Mümin kadınlara söyle, gözlerini (yabancı erkeklere bakmaktan ) sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, (el, yüz gibi) görünen kısmı hariç, (Kolye, küpe, bilezik, kına, sürme gibi) ziynetlerini (ve ziynet taktıkları baş, kulak, kol ve ayakları) göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar (saç, kulak ve gerdanlarını) örtsünler.”(Celaleyn, Medarik)
Yüzün örtünüp örtünmeme konusunda âlimler hakkında farklı görüşler mevcuttur.  Zorunluluk olmamasına rağmen kadının dışarıda tanınmayacak şekilde yüzünü de örtmesi takvaya daha yakın olanıdır.
Yine tesettür – örtünme ile ilgili olarak bir başka bir ayette ise şöyle buyruluyor:
“ (Ey Nebi,) Hanımlarına, kızlarına ve Mü’min kadınlara (dışarı çıkarken) dış elbiselerini giymelerini söyle! Bu, onların tanınıp, eza görmemeleri için en uygun kıyafettir.” (Ahzap 59)
Azhab suresinde bildirilen cilbab, erkeğinde kadınında giydiği bir elbise, gömlektir. Hadisi şeriflerde cilbabın bir örtü olduğu açıkça bellidir. Cilbabın dış elbise olduğu tefsirlerde de yazılıdır.
Cilbab, hımarın (tülbentin) üstüne örtülen ve göğse kadar inerek gömleğin ceybini-yakasını, boynu ��rten başörtüsü…(Ebüssüud Tefsiri) Cilbab, tek parça örtü…(Celaleyn tefsiri) Cilbab, göğse kadar inen başörtüsü (Ruh-ul Beyan tefsiri)