Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Kemal DEMİRKIRKAN

“KADROLU İŞÇİNİN ARKASINDA SENDİKA VAR, BİZİMKİNDE İSE ALLAH”

Geçtiğimiz günlerde TÜPRAŞ’ın İzmir Aliağa’daki rafinerisinde uzun bir süredir kullanılmayan bir tankın bakımı sırasında yaşanan patlama sonucu 4 taşeron işçi hayatını kaybetti. Tedbirsizlik deyin, insan canına önem verilmemesi deyin. Kader deyin. Ne derseniz deyin. Öldüler. Çocukları yetim, eşleri dul kaldı. 21.yüzyılın modern emek köleleri olan taşeron işçiler öfkeli. İş güvenceleri, kıdem tazminatı hakları yok. Sendikal haklarının olmaması nedeniyle ömür boyu asgari ücrete mahkumlar. Uğradıkları haksızlıklara karşı koymak için güvenceleri yok. Çoğu yerde taşeron işçilerin servisleri, hatta yemekleri yok. Aynı işi yapmalarına rağmen kadrolu işçileri göre ikinci sınıf işçi olarak görülürler.
Tüpraş’taki patlama üzerinden konuyu anlamaya çalışalım. İşçilerin anlattıklarına göre, gelen tulumları, kullanılan malzeme uygun olmadığı için kadrolu işçilerin giymeyi reddetmesi üzerine, giysiler ikinci sınıf vatandaş olarak görülen taşeronlara giydirilmiş. Verilen gözlükler, kalitesiz, plastik. Taşeron işçi; “Gözlük çalışırken sağa sola çarpmaktan çiziliyor, bir saat sonra önünü göremiyorsun, gözlüğümü çıkarıp sildiği için bir arkadaşa 6 gün uzaklaştırma verdiler” diyor. Paraşüt tipi kemerin de kalitesiz olduğunu, çalışırken kancaların ayaklarına takılabileceğini anlatıyorlar. Diğer bir işçi, yaşananları Battalgazi filmlerindeki sahnelere benzetiyor; “Bizler ayakları prangalı bir şekilde yerde, onlar atın üzerinde, bize sürekli ‘çalışın çalışın’ diye bağırıyorlar…”
Emekçi durumu şöyle özetliyor; “Kadrolunun arkasında sendika var, bizimkinde ise Allah. TÜPRAŞ’ın yöneticileri, kadroluları, taşeronlara ikinci sınıf muamele yapıyor. Taşeronuz ama köle değiliz.”
***
Tüpraş her yıl kâr rekorları açıklıyor. 2017 Haziran sonunda 6 aylık 2,3 milyar lira net kâr ettiğini açıkladı. Aynı Tüpraş yüksek karının sebebi olarak, işletmede kapasite kullanım oranının geçen yıl %100,9, bu sene ise %111,5 olmasını gösteriyor. Yani bütün Tüpraş işletmeleri kendi kapasitelerinin çok üstünde çalışıyor. 2006 yılında Tüpraş’ta 350 taşeron işçi çalışırken şu an 52 taşeron firmada 850 taşeron işçi çalışıyor.
Tüpraş’ta 350 işçiden 850 işçiye çıkan taşeron işçi sayısı bütün Türkiye’de 2002’den 2017’ye 387 binden 2,5 milyona ulaştı. Yani tek başına Tüpraş değil bütün Türkiye hızla taşeronlaşmaya devam ediyor. Ülkemizde vahşi kapitalizmi yaşıyor, yaşatıyor.
***
Yüksek karlar uğruna insanlarımız ölüyor. Cinayete kurban gidiyor. İktidar da bu cinayetleri seyrediyor.
Sadece 2016 yılında iş kazalarından dolayı 2000’e yakın çalışan iş kazası sonucu hayatını kaybetti.
2002’den bu yana taşeron işçi sayısı ise yüzde 500 arttı. Türkiye’de toplam işçi sayısı 13 milyon iken, sendikalı işçi sayısı 1.5 milyon. Türkiye’de her 10 çalışandan yalnızca biri sendikalı.
Çalışma Bakanlığı’nın Mayıs ayında başlattığı “sıfır kaza kampanyası” döneminde13 Mayıs ile 12 Eylül tarihleri arasında en az 753 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
İş kazalarında Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sıradayız. Son 15 yılda çoğunluğu sendikasız ya da taşeron işçisi18 bin 418 kişi iş kazalarında hayatını kaybetti.
Sendikaların bugün örgütsüz ve güçsüz oluşu kadrolu işçilere olduğu gibi taşeron işçileri de olumsuz yönde etkiliyor. Emek sınıfının çıkarlarına sahip çıkacak güçte bir taban örgütlülüğü yok. İş yerlerinde, fabrikalarda işçileri bölmek, ayrıştırmak için kullanılan ve örgütlenmenin önünde engel oluşturan taşeron sorunu, tüm emekçilerin ortak sorunudur. Taşeron işçilik kader olmamalı.
Son Söz; “Taşeron işçilik 21. yüzyılın bir ayıbıdır, bir köle ticaretidir, emek ticaretidir. Buna karşı çıkmamız gerekiyor. İşçinin emeğinin sömürüldüğü, hiç bir hakkının olmadığı bir taşeronluk süreci var. Kanayan bir yaradır. Taşeron işçisi 21. yüzyılın kölesi değil, taşeron işçisi Türkiye Cumhuriyeti devletinin onurlu bir bireyi olmak zorundadır. İkinci sınıf vatandaş değil, birinci sınıf vatandaşı olmak zorundadır.” Kemal Kılıçdaroğlu

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti