KIRAMP’A SESLENİŞ

Dünyanın en yeni meselesi, ama aynı anda tüm eski geleneklerin son temsilcisi Kıramp.
Hepitopu 300 yıllık geçmişleri ile jandarmalık taslayan, İsrail ve İngiltere destekli çok uluslu bir devlet Amerika Birleşik Devletleri.
Bu desteğin oranı zaman zaman değişiyor. Bazen İsrail, bazen İngiltere, bazen her ikisi ABD’ye destek verirken, ABD de her 2 ülkenin korumalığını yapıyor.
Düzenini mazlumun sömürüsü üzerine kuran, kâğıtlarla ayakta duran, belki de sırf bu yüzden “kâğıttan kaplan” unvanına layık görülen devlet.
Kâğıttan kaplansa yıkılması yakındır, o ayrı.
Şimdi o devletin başında kimilerinin işadamı, kimilerinin emlakçı olarak tanımladığı Kıramp var.
Kıramp ve çetesi şimdi “ABD, Attila’ya karşı” diye bir dava açmış. Bu davada Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı makamını yargılamaya çalışıyorlar.
Yok İran’a ambargo delinmiş, yok ABD kurallarına uyulmamış!
Bizim anlı şanlı, “baba” muhalefet partilerimiz de Kıramp ve çetesinin sürdürdüğü bu davanın neredeyse “savcısı” ilan edecekler kendilerini.
İyi de ABD, neden Attila’ya karşı?
Attila, malum olduğu üzere Avrupa Hun İmparatoru.
Kiminle savaşmış? Roma başta olmak üzere Avrupalıların ataları ile.
Peki ABD neden Attila’ya karşı?
Çünkü bu topraklardan “Yeni Attila”ların çıkabileceğini 30 Ağustos 1922’de de, 15 Temmuz 2016’da gördüler de ondan.
Bu topraklardaki ajanlarının, başka bir Attila, Attila İlhan’ın deyimiyle “Yüzde 10”luk kısmı dışında kimseye ulaşamıyorlar da ondan.
Bu topraklardaki Amerikan Devleti karşıtlığının yüzde 80’leri geçtiğini biliyorlar da onlar.
Ama maalesef bunu yazınca, yazana “Yandaş” yaftası yapıştırmaya hazır bir kitle bekliyor.
O kitle de bizim.
Kıramp ve çetesine karşı hep birlikte mücadele etmenin yöntemlerini geliştirmemiz gerekiyor.
Bir yerel gazetede yayınlanan köşe yazısı ne kadar etkili olur bilmiyorum, ama buradan Kıramp ve çetesine seslenmek istiyorum:
Ey Kıramp ve çetesi!
Türkiye’ye karışılamayacağını öğrenemediniz mi daha?
İran’la da ticaret yaparız, Çin’le de, Kuveyt’le de, Rusya ile de, Brezilya ile de!
Hem de kendi paralarımızla.
Sizin yeşil kâğıtlarınızın hükmünü ortadan kaldırmak, bizim için büyük zevk olur.
Ey Kıramp ve çetesi!
Temsil ettiğiniz emperyalizm, yediği tokatlara doymadı.
Galiba en okkalısını siz yiyeceksiniz.
Kuklanız Barzani’ye bile sözünüz geçmedi.
Bağımsız Türkiye’ye nasıl sözünüz geçecek?
Ey Kıramp ve çetesi!
Biraz daha bizimle uğraşırsanız, muhtemeldir ki İncirlik’ten başlayacak mağlubiyetiniz.
Irak’ta döktüğünüz kanlar yetmiyor, Ortadoğu’da ve mazlum tüm coğrafyalarda tüm gözyaşlarında sizin parmağınız var.
Kıramp, Aşık Mahsuni Şerif’in şu türküsü sana gelsin:
Defol git benim yurdumdan, Amerika katil, katil!