Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

KORKU VE UMUT CEM OLUR, KELİMELER KURTULUŞA VESİLE OLUR

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 6 Haziran 2017 Salı 12:26:39
 

-119-
Hidayet’in lütfedilişi örneğini Halifetullah hayatının başlangıcı olan Hazreti Âdem aleyhisselam ile ilgili ayetlerde görmüştük. Ayetler Hz. Âdem ve eşine hitaben; şu şecereye yaklaşırsanız, şu yanlışı yaparsanız zalimlerden olursunuz; şaki olursunuz, asi olursunuz, yaşayışınız bozulur diyordu. Rolleri gereği Şecere’ye yaklaştılar; zalim, şaki ve asi oldular, yaşantıları bozuldu. İşte bu olay devam ediyor. Bakın:
“Ya Âdemoğulları! Şeytan, sizin ebeveynlerinizi, SEV’ATlarını kendilerine göstermek için libaslarını onlardan soyarak cennetten çıkardığı gibi sizleri fitneye düşürmesin. Çünkü o ve onun kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları iman etmeyenler için dostlar kıldık.” (A’raf-27)
“Rabbi dedi ki: İkiniz inin aşağı oradan, birbirinize düşman (engelleyici)siniz. Benden size bir hüda geldiğinde, kim benim hüda’ma tabi oldu ise, o sapmaz ve ŞAKIY olmaz.” (Ta-Ha; 123)
“Dedik: İnin oradan hepiniz. Artık Ben’den size bir hüda gelir de kim Hüda’ma tabi olursa, onlara korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar.” (El Bakara-38)
“Kim zikrimden yüz çevirir ise, muhakkak ki onun için dar bir maişet vardır, ve onu kıyâmet günü a’ma olarak haşrederiz.” (Ta-Ha; 124)
“Onlar ki, (hüdamı) küfredip (reddedip), ayetlerimizi yalanladılar; onlar ashabun nardır. Onlar onda ebedi kalıcılardır.” (El Bakara-39)
“(İblise) buyurdu: Çık oradan, aşağılanmış ve tard edilmiş olarak. Andolsun ki, onlardan kim sana tabi olursa, elbette cehennemi tamamen sizlerden dolduracağım.” (A’raf-18)
“Derken, Âdem Rabbinden bir takım kelimeler telakki etti (öğrendi) de bunun üzerine O da tövbesini kabul etti. Gerçek şu ki; O Tevvâbur Rahıym’dir.” (El Bakara-37)
Hidayetin yolunu Hz. Adem’den öğreniyoruz
Hidayeti bulabilmenin yolunu Hazreti Âdem aleyhisselam’ın kıssasından öğrenmeye çalışıyoruz. Aslında ne yapacağımızı da bu kıssadan öğreniyoruz. Hazreti Âdem şeytanın ona verdiği vesvese ile rolü olarak yaptığı yanlış sonucu zalim oldu, şaki oldu, asi oldu ve bu haliyle de dünya hayatı başladı. Bu süreç dünya hayatının olması için böyle dilenilmiş olup biz anlatım tarzı gereği böyle dile getiriyoruz. Bu halde yaşarken Rabbi ona bir takım kelimeler öğretti. Âdem aleyhisselam o kelimelerle amel edince Rabbi yönelişini, tövbesini kabul etti. Çünkü Rabbi Tevvabur Rahıym’dir, O’ndan öğrendiği kelime de ayette öğretilir:
“Dediler ki: Rabbimiz! Nefslerimize zulmettik. Eğer bizi mağfiret etmez ve bize rahmet etmezsen, muhakkak ki biz hüsrana uğrayanlardan oluruz.” (A’raf-23)
“Sonra Rabbi onu ictiba etti (seçti ve arındırdı), onun tövbesini (Rabbine yönelişini) gerçekleştirdi ve hidayet etti.” (Ta-Ha; 122)
Bu kıssayı Hz. Âdem’in nasıl hidayete ulaştığını görelim diye ele aldık. Çünkü biz de hidayete, sırât-ı müstakıyme ulaşma peşindeyiz. Salâtlarımız ve dualarımızda sürekli “Allahım bizi sırât-ı müstakıyme hidayet et” demiyor muyuz? O yüzden, hem sırât-ı müstakıymi öğrenmeye çalışıyor, hem de bu hidayet nasıl olacak, bize düşen görev ne, onu anlamaya çalışıyoruz, ayetlerden bu örnekleri onun için inceliyoruz.
Allah, Hz. Adem’e öğrettiği
gibi bizlere de öğretti

Ayetlerle işe en başından Hazreti Âdem aleyhisselam’dan başladık; Hz. Âdem aleyhisselam’ın tövbesini ve yönelişini öğrendik. Hidayet Allah’tandır kuralı gereği Allah ona bir lütufta bulundu, doğru yolu bulabilmesi için bir sığınış öğretti.
Biz bu ayetlerden konumuz çerçevesinde şu sonuçları çıkarıyoruz:
•Cennet yaşantısında yasaklanan şecere’ye yaklaşırsa Âdem aleyhisselamın zalimlerden olacağı, şakıy/şâkî olacağı ona bildiriliyor.
•Ancak, bir sebeple şecereden Âdem ve eşi yiyor ve Âdem aleyhisselam Rabbine asi oluyor, zalim ve şâkî sınıfına düşüyorlar.
•Böylece dünya hayatları başlıyor ama bu yaşantıları Allah rızasına uygun değil: Yaşantıları bozuluyor.
•Rıza’ya uygun olmayan bu yaşantı sırasında Sırât-ı Müstakıym’i gösterecek Rehber’in geleceği bildiriliyor.
•Âdem aleyhisselam Rabbinden yardım talep ediyor ve yol yordam öğreniyor. Elbette ki Rabbini “Tevvabur Rahıym” buluyor.
•Allah, bu kıssayı Kitab’ında bildirerek biz sonraki nesilleri ders almamız için uyarıyor.
•Eğer ders alırsak bize de kelimeler öğretildiğini, bize de yol ve yordam öğretildiğini çok açık olarak görürüz.
“Rabbinize yönelin, af dileyin, bana kulluk yapın, beni Tevvabur Rahıym bulacaksınız” diyen Allah bize de kelimeler öğretmiştir, bize de yol-yordam öğretmiştir.
Fatiha ve İhlâs Sûresi Hz. Âdem’i
kurtaran kelimeler gibidir

Ama Âdem aleyhisselam’ın sarıldığı gibi sarılmamız lazım! Çünkü bize bu kıssanın öğretilme sebeplerinden birisi de; Hz. Âdem sarıldı ve kurtuldu, siz de öyle sarılırsanız kurtulursunuz müjdesidir.
Peki, Rabbimizin bize öğrettiği kelimeler, onlar nelerdir?
Rabbimiz bize özellikle Fatiha ve İhlâs Surelerini öğretmiştir. Fatiha ve İhlâs Surelerine Hazreti Âdem’e öğretilen kelimeler gözüyle de bakmak lazım. Yani Âdem aleyhisselam’ı bulunduğu halden kurtaracak öğretilmiş kelimeler olduğu gibi, bizi de bulunduğumuz halden kurtarmak üzere öğretilmiş kelimeler vardır, bu sureleri o sebeple öğretilmiş sureler gibi dikkate almamız lazım. Öyle düşünüp değerini de öyle bilmemiz lazım. Bizim için, Fatiha ve İhlâs Sûresi Hz. Âdem’i kurtaran kelimeler gibidir.
Şu inceliğe lütfen dikkat edin: Kur’an surelerinin hepsinin ismi sûrede geçen bir olaya, bir isme dayanır. Yalnızca Fatiha ve İhlâs surelerinin isimleri, bu kelimeler o surelerin içinde geçmez, surede yoktur. Yalnızca bu ikisinin ismi özeldir. Bu iki sûrenin isimleri, surenin görevi, anlamı ve hedefiyle ilgilidir; bir olaydan, surede geçen bir kelimeden isim almamışlardır, “özel öğretilmiş kelimeler” olduğu çok açıktır.
Şu uyarısıyla da Rabbimiz Efendimiz (SAV)e, dolayısıyla bize özel bir şey öğrettiğini söylemektedir:
“Andolsun ki biz sana Seb-ı Mesani (senâ edilen yedi)yi ve Kur’an-ı Azıym’i verdik.” (Hicr-87)
Efendimiz (SAV) de şöyle buyurmuşlardır:
“Nefsimi kudret elinde tutan Zât-ı Zü’l-Celâl’e yemin ederim ki; Allah, Fatiha’nın bir mislini ne Tevrat’ta, ne İncil’de, ne Zebur’da, ne de Furkan’da indirmiştir. O tekrarlarla okunan yedi ayet ve bana ihsan edilen Yüce Kur’an’dır.” (Ebu Hureyre radıyallahu anh’den)
“Cibril aleyhisselam, Rasûlullah Efendimiz (SAV)’in yanında otururken kapı sesine benzer bir ses işitti ve başını semaya kaldırdı. Cibril aleyhisselam dedi ki: İşte gökten bir kapı açıldı, bugüne kadar böyle bir kapı asla açılmamıştı. Bu sırada oradan bir melek indi. Cibril aleyhisselam tekrar konuştu: İşte arza bir melek indi, şimdiye kadar bu melek hiç inmemişti. O melek selam verdi ve Hazreti Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e şöyle dedi:
“Sana verilen iki nuru müjdeliyorum. Bunlar senden önce hiçbir rasûle verilmemişti; Fatiha Sûresi ve Bakara Sûresi’nin son kısmı. Onlardan okuduğun her harfe mukabil mutlaka büyük sevab verilecektir.” (İbni Abbas radıyallahu anh’den rivayet edilmiştir)  
Yaklaşık dört aydır devam eden FATİHA yazılarımızda paylaştıklarımızdan sonra Fatiha Sûresi’ni okurken artık halimiz nasıldır? Çünkü biz;
“Mâliki YevmidDiyn” derken saf korktuk…
“İyyâKE na’budu VE iyyâKE nesta’iyn” ile sığındık…
“İhdinas sırâtal müstakıym”
ile talep ettik…
Şimdi hissedişimiz Korku ve Umut çizgisinde.
Artık “Sırâtalleziyne en’amte aleyhim, ğayril mağdûbi aleyhim ve laddaalliyn” ayetindeyiz. Şimdi halimiz havf ve reca…
“Sırâtalleziyne en’amte aleyhim, ğayril mağdûbi aleyhim ve laddaalliyn” ayetiyle birlikte Havf ve Reca duygumuz, hissettiğimiz Korku ve Umut artık cem olmalıdır, iki mânânın birleştiği bir hal almalıdır, bir bütün haline gelmelidir.
Unutmayın:
Allah’a yönelişiniz doğru ise, yani siz “Âmentü Billâhi ve Rasûlihi” diyen biriyseniz, Allah’ın hangi emirlerinden korkuyorsanız Allah sizi o korktuklarınızdan Biiznillah korur, kurtarır. Allah’ın hangi emirlerini umuyorsanız Allah size o umduklarınızı Biiznillah verir, lütfeder.
Bu müjde, iman etmiş ve salih amel işleyen kullarına Allah’ın va’didir…

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER