Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

KUTLAMALARIN ARDINDAN – Kocatepe Gazetesi

Sezer Küçükkurt 31 Ağustos 2016 Çarşamba 10:05:22
 

Zafer Haftamızı kutladık. Kutlayabildiysek tabii…
Hain darbe girişiminin ardından, yüzlerce şehit verdik. Ülkemiz hala bu çalkantının izlerini taşıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, vatanımıza ve milletimize karşı oynanan oyunlar, kurulan tuzaklar birbirini takip ediyor.
Bizse milli birlik ve bütünlüğümüzü besleyip, koruyacak, Türk Milleti’nin ateşten günlerini bugünlere aktaracak törenlerden, programlardan, Zafer Haftası programlarından hala daha çok uzağız.
Onlarca şehit verdiğimiz, ilimizden bir kaç gün arayla şehitlerimizi ebediyete uğurladığımız günlerde hala şarkı, türkü, halk oyunları, konserlerle kutlama yaptığımız sanıyoruz ne yazık ki.
Şarkı, türkü, folklor, konser elbette olabilir. Ama herşeyin bir yeri zamanı var. Şimdi bunların zamanı değil bizce.
15 Temmuz gecesi görüldü ki bu memleketin, Türk Milleti’nin kendi öz değerlerine, ecdadının mirasına her zamankinden çok sahip çıkması gerekiyor. Milli ruhun sürekli beslenmesi, ayakta tutulması gerekiyor. Bunun yolu şarkı-türkü değil elbette.
15 Temmuz’da görülen manzaraya göre; bu memleket Yunanistan’a sığınan asker kılıklı şerefsizlerle, yurt dışına kapağı atıp oradan hırlayan FETÖ’cülerle ayakta kalamaz. Aksine Bandırma vapurunun Anadolu’ya beyin taşıdığı gibi kamyonunun kasasında meydanlara “adam” taşıyan analarla ayakta kalır.
Bu bilinci diri tutmalıyız, peki nasıl? Zafer Haftalarıyla, 19 Mayıs’larla, 23 Nisanlarla, 28 Mayıs’larla, 29 Ekimlerle… Bize ait olan her şeyle…
Zafer Haftalarında eğer ki ülkemizin atmosferi uygunsa, şehitlerimiz yoksa, acılar yaşanmıyorsa, büyük oyunlarla karşı karşıya değilsek folklor ekipleri de olsun, konserler de olsun. İtiraz etmeyiz.
Lakin ülke binbir düşmanla karşı karşıya iken, uçurumdan aşağı itilirken, pusu üstüne pusu, oyun üstüne oyun kurulurken şarkı-türkü, hoplama-zıplama abesle iştigaldir.
Peki ne yapalım? Demokrasi nöbetlerinde olduğu gibi dev ekranları meydanlara kursak, bir kısmı Afyon’da çekilen Devlet’in desteğiyle ortaya konan dev yapıtlar, Kurtuluş, Kuruluş, Cumhuriyet gibi filmleri gösterime sunsak…
Milli kahramanlık hikayelerimize her yıl yenilerini eklesek. Binlerce şehidin olduğu Büyük Zafer’den 100 kahramanın hikayesi ortaya çıkartılamaz mı? 15 Temmuz sonrasında nasıl kahramanlık öykülerini zevkle dinliyoruz? 95 yıl öncesinden bugüne ulaşacak çok kahramanlık hikayemiz vardır elbette. Abidevi şahsiyetlerin anlatılması, tanıtılması, milli ruhun beslenmesi açısından zirzopların ipe sapa gelmez şarkı sözlerinden daha çok işe yarayacaktır.
Bayatlı Arif Bey, Yörük Ali Efe, Demirci Mehmet Efe, Şahin Bey, Sütçü imam, gibi halk kahramanları anlatılmalı ki, 15 Temmuz gibi tehlikelerde millet kime bakacağını, kime inanacağını bilsin.
TBMM Başkanı’nın şu günlerde dert yandığı gibi Che Guevara tişörtü giyen gençlerimize Milli Mücadele kahramanlarından Yıldırım Kemal, Yüzbaşı Şekip, Bayburtlu Agah, Albay Reşat tişörtleri giydirip bu kahramanların kim olduğunu anlatabilirsek eğer, milli ruha katkı sunabiliriz.
Türk Milleti’nin büyük kahramanı, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk elbette ki baştacımız… Onun kurmay kadrosu, kahraman subayları yok mu? Fahrettin Altay Paşa, Derviş Paşa, Ali İhsan Paşa, Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak, İsmet İnönü gibi isimler nasıl tarihte kendilerine yer bulmuşlar, kutlu savaşta neler yapmışlar bilen var mı ki, gençler bunları bilebilsin?
Neredeyse her metrekaresi şehit kanıyla sulanmış, Mehmetçiğin ayağının basmadığı yeri kalmayan bu topraklarda nasıl bir savaş cereyan etmiş? Soralım gençlere en iyi bileni “Kocatepe’den hücum başladı, İzmir’de iş bitti” şeklinde size özet geçecektir. Bu mudur “Büyük Zafer”? Bilinmesi gerekenler bundan mı ibarettir? Anlatılacak şeyler bu kadar mıdır?
Halen ilgi bekleyen bir sürü şehitliğimiz var. Gerçek şehitlikler… Bize vatan verenlerin başına bir taş veremiyoruz ne yazık ki. İlgi bekleyen şehitliklerimizi ihya etsek. Orada yatanların ruhlarını şad etsek. En geniş katılımlı törenlerle, öğrencilerle, gençlerle birlikte açılışlar yapsak. Sadece başlarına taş dikmekle olmaz elbette, o kahramanların hikayeleri de ortaya çıkartılmalı.
Şanlı Türk tarihinin ayrılmaz parçası Mehteran Birliği törenlerde en ilgi çeken birimlerden. Mehteran Bölüğü desteklenmeli, canlanmalı, güçlenmeli… Hani Demirel’in meşhur sözündeki gibi… “8. senfoniyi Dinar’da Ali Çavuş’un bandosu da çalar, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası da” demiş ya Demirel. Mehteranımız Ali Çavuş’un Bandosu gibi değil de, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orketsrası gibi olmalı. Gümbür gümbür, hakkını vere vere…
200 yılı aşkın bir süre Avrupa’dan Polatlı önlerine kadar geri çekilen bir ordunun, arkasında İngiliz desteği bulunan düzenli bir orduya karşı, yıllarca savaşlarca bitap düşmüş bir milletin son imkalarını kullanarak taarruza nasıl geçebildiğini görmeli, göstermeliyiz. Bu sayede 30 yıldır arkasındaki dış desteklerle bize hücum eden çapulcu sürüsünün hakkından da rahatlıkla geleceğimizi anlatmalıyız yeni nesle.
Folklor, halk oyunları, müzik falan güzel şeyler de; bize şimdi lazım olan diğerleri. Bunları yapacak adamlar lazım.
Bas parayı, söylet şarkıları, oynat kızları olmaz. 15 Temmuz ders olmalı. Milli bilinç diri tutulmalı…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti