Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Neden yahu? – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 25 Mart 2013 Pazartesi 02:00:00
  Bayram değil, seyran değil. İsrail, Mavi Marmara Gemisi’ne yapılan saldırı nedeniyle özür diledi. Gerçi “özür”den bir gün öncesi, neredeyse “ulusal bayram” ilan edildi. İmralı’nın mesajı, “Padişahımızın fermanıdır” edasıyla Türk Bayraksız meydanda okundu.
Bu mesajın hemen arkasından “İsrail özür diledi” haberlerine boğulduk. Haber kanalları, ekranın 3’te 1’ini kaplayan o meşhur “şerit-yazıları”yla halkı “bilinçlendirme” ve “yönlendirme” görevlerini yerine getirdi.
Kelli-felli uzmanlar çıktı, olayı yorumladı.
***
Başbakanlık, “Özür mutabakatını” yayınladı. Peki ne yazıyordu o metinlerde, buyurun okuyalım:
-İsrail’in Açıklaması: “Başbakan Netanyahu bugün Türkiye Başbakanı Erdoğan’la telefonda konuşmuştur. Başbakan Netanyahu Başbakan Erdoğan’a, Başkan Obama’yla bölgesel işbirliği ve Türkiye-İsrail ilişkilerinin önemi konusunda yararlı görüşmelerde bulunduklarını belirtmiştir. (Başbakan Netanyahu) İsrail ve Türkiye arasındaki ilişkilerin son dönemde bozulmasından üzüntü duyduğunu ve bölgede barış ve istikrarı ilerletmek için aralarındaki farklılıkları gidermeye kararlı olduğunu bildirmiştir. Başbakan Netanyahu, Başbakan Erdoğan’ın bir Danimarka gazetesine yakın zamanda verdiği mülakatı gördüğünü ve sözlerini takdir ettiğini söylemiştir. Mavi Marmara hadisesinin trajik sonucuna İsrail tarafından isteyerek yol açılmadığını ve İsrail’in, can kaybı ve yaralanmalardan üzüntü duyduğunu belirtmiştir. İsrail tarafından hadiseyle ilgili olarak yürütülen ve bir dizi operasyonel hatanın yapıldığına işaret eden soruşturma ışığında, Başbakan, can kaybına veya yaralanmaya yol açan her türlü hatadan dolayı İsrail’in Türk halkından özür dilediğini kaydetmiş ve tazminat/ademi mesuliyet konusunda bir anlaşma yapılması hususunda mutabık kalmıştır. Başbakan Netanyahu ayrıca, İsrail’in, sivil halkın kullanacağı malların Gazze dâhil Filistin topraklarına girişine ilişkin kısıtlamaları esas itibariyle kaldırdığını ve sükûnet devam ettiği müddetçe bu durumun da devam edeceğini ifade etmiştir. İki lider, Filistin topraklarındaki insani durumun iyileştirilmesi için birlikte çalışmaya devam etmek konusunda mutabık kalmıştır.”
-Türkiye’nin Açıklaması: “Başbakan Erdoğan bugün İsrail Başbakanı Netanyahu’yla telefonda konuşmuştur. Kendisine, Türk ve Yahudi halkları arasındaki ortak tarihe dayanan ve yüzyıllardır süregelen güçlü dostluk bağlarına ve işbirliğine değer verdiğini söylemiştir. Bölgenin barış ve istikrarı için hayati stratejik öneme sahip olarak gördüğü ilişkilerin son dönemde bozulmuş olmasının üzüntü verici olduğunu ifade etmiştir. Türkiye’nin, İsrail-Filistin ihtilafına iki devletli vizyon temelinde adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulunmasına yönelik uluslararası ve bölgesel tüm çabalara desteğini yinelemiştir. Başbakan Netanyahu, İsrail tarafından Mavi Marmara hadisesiyle ilgili olarak yürütülen ve bir dizi operasyonel hatanın yapıldığına işaret eden soruşturma ışığında, can kaybına veya yaralanmaya yol açan her türlü hatadan dolayı İsrail adına Türk halkından özür dilemiş; Sayın Başbakanımız da söz konusu özrü Türk halkı adına kabul etmiştir. İki Başbakan tazminat/ademi mesuliyet konusunda bir anlaşma yapılması hususunda da mutabık kalmıştır. Başbakan Netanyahu ayrıca, İsrail’in, sivil halkın kullanacağı malların Gazze dâhil Filistin topraklarına girişine ilişkin kısıtlamaları esas itibariyle kaldırdığını ve sükûnet devam ettiği müddetçe bu durumun da devam edeceğini ifade etmiştir. İki lider, Filistin topraklarındaki insani durumun iyileştirilmesi için birlikte çalışmak konusunda mutabık kalmıştır.”
***
İsrail’in metninde, özür konusunda Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Obama’nın müdahil olduğu yazıyor.
Türkiye’nin metninde, sanki bu durum Başbakan Erdoğan’ın başarısıymış gibi sunuluyor.
İsrail’in metninde durum, ortaya konuyor.
Türkiye’nin metninde “yüzyıllardır süren birliktelik” vurgusu yapılıyor.
İsrail’in metninde bir Danimarka gazetesine demeçten söz ediliyor ya, o demeç neden önemli? Erdoğan, Politiken Gazetesi’ndeki demecinde İsrail’e karşı olmadıklarını, ancak bazı politikaları eleştirdiğini, İsrail’i devlet olarak tanıdığını söylüyor. Etliye, sütlüye dokunmuyor.
***
“Özür” meselesinden iki gün önce, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, ABD Başkanı Barak Obama’dan “İran’ı durdurma” ricasında bulunduğu belirtiliyor.
Bu ricadan bir gün sonra, İmralı’nın mesajı okunuyor.
Mesajın okunmasının ardından da İsrail, Türkiye’den özür diliyor.
Nasıl da denk gelmiş, değil mi?
Şimdi hatırlayalım Büyük Ortadoğu Projesi’ni.
“Diyarbakır’ı merkez yapacağız” cümlelerini.
Afrika’dan Pakistan’a 22 Müslüman ülkenin sınırlarının değişeceği haritayı.
“Biz bu projenin Eşbaşkanıyız” demeçlerini.
Bu süreç, elbette bir “ortak düşman” ortaya çıkaracaktı.
Suriye’de, Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail’in istediği tam olarak gerçekleşmese de “Kuzey Suriye”de bir fiili durum meydana geldi. Irak’ın kuzeyinde zaten Kukla Devlet kuruldu. İsrail bağlantılı, ABD destekli Kukla Devletçikler’e geçit vermeyen iki ülke vardı: Biri İran, biri Türkiye.
Siz İran’ı bir şekilde Türkiye’nin “baş düşmanı” yaparsanız, meselâ “Güney Azerbaycan” söylemlerini gündeme getirirseniz, meselâ herhangi bir stratejik noktaya yapılan saldırıda “İran” izleri bulursanız; İran-Türkiye ittifakını engellersiniz.
Böylece İran’ı sarsıp Türkiye’yi yalnız bırakabilirsiniz.
***
Bir de bu genel görünüme ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin “Özür, İsrail’e bölgede karşılaştığı birçok zorlukla başa çıkmasında yardım edecek” açıklamasını da eklerseniz, her şey biraz daha netleşiyor.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER